Neonazi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı: İfadeye gelmeyen hapsi boylar
Almanya iç istihbaratı konumundaki Federal Anayasa Koruma Dairesi'nin (BfV) Başkanı Heinz Fromm'un Neonazi cinayetleri dosyasıyla ilgili bazı belgelerin imha edildiğinin ortaya çıkması üzerine istifa etmesi, 8'i Türk 10 kişinin öldürüldüğü skandalı y
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-04 12:07:05
Komisyon, yarın görevinden istifa eden BfV Başkanı Heinz Fromm'u dinleyecek. Cinayetleri gerçekleştiren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) üyelerinin istihbaratla bağlantılı olduğunun 4 Kasım 2011'de ortaya çıkmasından 6 gün sonra BfV'de görevli bir memurun örgüt içindeki köstebeklerle ilgili dosyayı ihmal etmesi, Heinz Fromm'u istifa etmek zorunda bırakmıştı.
Neonazi Cinayetleri Araştırma Komisyonu olarak davalarla ilgili sivil ve resmi kişileri dinlemeye başlamadan önce 10 binden fazla klasörü incelediklerini söyleyen Edathy, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada siyasetçi, asker, polis veya istihbarattan hiçbir kimsenin komisyonun çağrısına olumsuz cevap verme hakkı olmadığını belirtti. Edathy, "Yasalarımıza göre çağrımıza rağmen gelip sorularımızı cevaplamayan yetkili hapis cezasıyla karşılaşır" dedi. Alman yasalarına göre komisyonun yaptığı çalışmanın gücünün yargı sürecine eşit olduğunu belirten Edathy, ne kendilerinin ne de yargının asker veya istihbaratın üst düzey isimlerini ifadeye çağırırken bir makamdan izin almaları gerekmediğini vurguladı.
Almanya'da 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 Alman kadın polisi öldüren sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün işlediği cinayetleri aydınlatmak üzere oluşturulan komisyonun çalışmalarının bir yıl daha süreceğini ifade eden Sosyal Demokrat milletvekili Sebastian Edathy, nasıl bir sonuç çıkacağını söylemek için erken olduğunu, ancak soruşturma sürecine dair büyük hatalar gördüklerini, yerel ve federal istihbarat, polis yapılanmasıyla ilgili yanlışları da tespit edip Meclis'e öneriler sunacaklarını dile getirdi.
Komisyon Başkanı Edathy, şimdiye kadar öğrendiklerinden hareketle dikkatini çeken bazı noktaları ise şöyle sıraladı: 3 ayrı eyalette yaşanan olayın polis tarafından federal bir soruşturmaya konu edilmemesi; aynı silahla işlenmesine rağmen cinayetler arasındaki bağlantının kurulamaması; akraba, mafya, vb. bağlantılara odaklanıp bunun için bir döner lokantası bile açan polisin "aşırı sağcı terör" konusuna hiç eğilmemesi; bu yanlışı açıklamak için ileri sürülen Türkleri korkutmamak gerekçesinin inandırıcı olmadığı; 11 Eylül psikolojisiyle aşırı dini gruplara ağırlık veren güvenlik güçlerinin aşırı sağ terör gruplarını ihmal etmesi; Alman polisinin, kurbanların aile bağları üzerinden hareketle hiçbir ipucu elde edememesine rağmen Türklerin doğruyu konuşmayabileceği önyargısıyla güvenlik görevlilerinin Türk polisi kılığında ailelere yaklaşması gibi ırkçı yaklaşımların sergilenmesi...
Sonuçlar ortaya çıkınca başka istifaların da gündeme gelebileceğine işaret eden Komisyon Başkanı Edathy, ciddi bir zorunluluk olmadıkça komisyonun tüm çalışmalarını kamuya açık yaptıklarını, sonbaharda Ankara'ya gelerek yapılan çalışmalarla ilgili Türk meslektaşlarını bilgilendireceklerini ve hazırlayacakları raporu Almancanın yanısıra Türkçe de yayınlayacaklarını söyledi.
Komisyonun Liberal partili ve Türkiye kökenli üyesi Serkan Tören de Cihan'a yaptığı açıklamada soruşturma sırasında hiçbir engelle karşılaşmadıklarını söyledi. Federal istihbarattan sorumlu Federal Anayasa Koruma Dairesi'nin yanı sıra 16 eyaletin de ayrı istihbarat yapılanmasına sahip olması ve bunlar arasındaki ilişkilerin giriftliğine dikkat çeken Tören, şöyle konuştu: "Ortaya çıkan en çarpıcı gerçeklerden biri, istihbarat kurumlarının köstebeklere aktardığı paralarla dolaylı olarak aşırı sağcı terörist grupları güçlendirdiği."
Federal Meclis'teki komisyonla birlikte 2 eyalet, bir de federal eyalet meclisinde kurulan toplam 4 komisyon Neonazi cinayetlerini araştırırken, savcılık soruşturması da devam ediyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara