Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mısır'da aldığımız risk Suriye'den daha fazla

Muhammed Mursi'nin Cumhurbaşkanlığı görevini devralışının ardından Mısır'ı ilk ziyaret eden dışişleri bakanı olan Ahmet Davutoğlu, Suriye dolayısıyla Türkiye'nin şimdiye kadar izlemiş olduğu siyasetin maruz kaldığı eleştirileri hatırlatarak, Türkiye'nin asıl büyük riski Suriye'de değil Mısır'da aldığını söyledi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-03 11:00:33

Mısır'da aldığımız risk Suriye'den daha fazla
Mısır'da Müslüman Kardeşler adayı Muhammed Mursi'nin zaferiyle sonuçlanan seçimlerden sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun da sonuçları onaylamasıyla yeni bir döneme girilmiş oldu. Askeri Konsey'in önceden meclisi kapatmış ve cumhurbaşkanının bütün yetkilerini budamış olmasına rağmen Muhammed Mursi yemin ederek görevine başladı. Cumhurbaşkanı'nın görevine başlamış olmasıyla Mısır'da uzun süredir devam etmekte olan liderlik boşluğu da yavaş yavaş kaybolmaya başlayacağa benziyor. Açıkçası bu işin tabiatı gereği de böyle olmaktadır. Cumhurbaşkanı'nın yemin ederek görevine başladığı andan itibaren vermeye başladığı mesajlar kendi alanını giderek genişleteceği ve bu alanı da doldurmaya talip olacağını gösteriyor. Esad'ın tebrik mesajını reddetmesi, Suriye muhalefetinin Kahire'de toplanması ve İsrail ile ilgili verdiği mesajlar Mısır'ın yeni lideriyle birlikte bölge siyasetine aktif olarak gireceğinin ilk işaretleri.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da tam böyle bir ortamda Mısır'ı ziyaret ediyor. Ziyaretin bir boyutu tabii ki Mursi'ye Cumhurbaşkanı olarak yemin ettikten sonraki ilk ziyaret ve tebrik anlamı taşırken bir boyutu da Suriye muhalefetinin burada yapılacak olan bir toplantısıyla ilgili.

MURSİ SÜRECİ DEĞİŞTİRECEK

Muhammed Mursi'nin Cumhurbaşkanlığı görevini devralışının akabinde daha ilk günlerde Mısır'ın böyle bir toplantıya ev sahipliği yapıyor olması çok manidar tabi. Bu şimdiye kadar genellikle Türkiye'nin önayak olduğu bir girişimde Mısır'ın da Türkiye'nin yanında olarak sahneye girişinin sembolik ama aynı zamanda fiili de bir ifadesi. Mursi görevi devralır almaz Esad'dan gelen tebrik mesajını reddederek bu konudaki tavrının ilk işaretlerini vermişti zaten. Bundan sonra Mısır'ın Suriye krizinde takip edeceği yol çok önemli ve sürecin rengini bir hayli değiştirecek gibi görünüyor.

EN BÜYÜK RİSK MISIR

Sözün tam da burasında Davutoğlu, Suriye dolayısıyla Türkiye'nin şimdiye kadar izlemiş olduğu siyasetin maruz kaldığı eleştirileri hatırlatarak, Türkiye'nin aslında asıl büyük riski Suriye'de değil Mısır'da aldığını söyledi. Çünkü Tunus'ta başlayıp Mısır'da devam eden Arap Baharı ilk işaretlerini verdiğinde sürecin nereye doğru ilerleyeceği konusunda manzara o kadar da belirgin değildi. O yüzden bir çok ülke bu süreci okuyup değerlendirmekte çok geç kaldı ve hatta yanlış yerde durdu. Eski köhnemiş rejimlerin yanında o rejimlerin halklarına karşı durdular. Tam o esnada Türkiye çok büyük bir öngörüde bulunarak halkların yanında durduğunu açıkladığında gerçek anlamda bir risk almış oluyordu. Gidişat farklı yerlere doğru da gidebilirdi, ama bizim tarihsel okumamız ve duruşumuz bir tercihti ve o tercih doğru çıktı.

SEYİRCİ KALAMAZDIK


Oysa Suriye'de halk hareketleri başladığında bu Tunus, Mısır, Libya ve Libya'da hata Yemen'de olanlardan dolayı gidişatı tahmin etmek daha kolaydı. O yüzden Suriye'de sadece bu açıdan bakıldığında bile alınan tavır geçerliliği kanıtlanmış ve Arap Baharı ülkelerinde aldığımız tavırla tutarlı olunması açısından da zorunlu bir tavırdı. Aksine, Suriye'de bu tavrı almasaydık, orada halkını katleden rejimin yaptıklarına sessiz kalan bir tutum sergileseydik bugün Arap baharı ülkelerine bu kadar yakın olamaz, onlarla ilişkilerimizi bu kadar iyi tutamazdık. Meseleye biraz da o açıdan bakmak gerekiyor. Suriye politikamızı eleştirip alternatif olarak tarafsız ve sessiz kalmamızı önerenlerin böyle bir durumda Arap ülkelerinin geri kalan kısmında bugün ne durumda olacağımıza dair bir tahminleri var mı acaba?

Mısır'a yaptığımız bu ziyaret Muhammed Mursi cumhurbaşkanı seçildiğinden beri yaptığımız ilk ziyaret. Mursi'nin kabul edeceği ilk dışişleri bakanı da Ahmet Davutoğlu olacak.

POLiTiKAMIZ FARKLI OLSAYDI HÜSNÜ KABUL GÖRMEZDiK

Stratejik derinlik vizyonunun Suriye'de çöktüğünü düşünenler bir şeyi daha gözardı ediyorlar. Esas derinlik Mısır'dadır ama Mısır'ın yönetiminde değil, halkında, medeniyetindedir. Bir defa Mısır çok daha köklü bir medeniyettir. İkincisi, Mısır Arap entelektüel birikimi, donanımı ve canlılığı dolayısıyla her zaman dünyasının mıhı (beyni) sayılan bir ülkedir. Muhammed Abduh'tan Reşid Rıza'ya, Hasan e-Benna'dan genel olarak bütün İhvan düşünürlerine ve başka görüşlere sahip entelektüellerin çıkıp fikirlerini bütün dünyaya yaydığı bir yerdir. Üçüncüsü, Mısır Arap milliyetçiliğinin de merkezidir. Cemal Abdünnasır'ın harekete geçirdiği ve bütün Araplar arasında yaygınlık kazanan büyük milli kimliğin de kaynağıdır.

Dolayısıyla Türkiye aslında süreç içinde en büyük öngörüsünü Mısır konusunda yapmıştır ve bu konuda yüzde yüz isabet kaydetmiştir.

O MEKTUBU HATIRLATTI

Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da devrim süreci başladıktan sonra yaptığı ve Mübarek'in çekilmesi gerektiğini ifade eden konuşmasının arkasından dönemin Mısır dışişleri bakanının kendisine ilettiği bir mektubu anlattı. Bu mektupta Türkiye ve Mısır ilişkilerinin çok önemsediklerini, Başbakan Erdoğan'a olan saygılarını da ifade ettikten sonra yine de bu konuşmasının Mısır-Türkiye ilişkilerini bozacak nitelikte olduğu uyarısı yapılıyordu. Kendilerine iletilen cevabi mektupta ise şunlar söylenmiş: 'Mısır sadece köklü bir devlet değil, aynı zamanda köklü bir medeniyettir de. Bu medeniyetin sahibi de halktır ve Türkiye köklü medeniyet kurmuş ve bu medeniyetle köklü bir geçmişe sahip olan bu halkın yanında olacaktır. Bu Mısır devletine olan güvensizliğimizin bir ifadesi değil, Mısır halkına olan güvenimizin bir ifadesidir. Çünkü o halk en doğru kararı verecektir. Zaman da kimin haklı olduğunu ortaya koyacaktır, ama zaman her zaman haktan yana olanları haklı çıkarır.'

BÖLGENİN ŞEKLİ DEĞİŞECEK


Davutoğlu mealen bu içeriğe sahip mektublaşmadan 15 ay sonra o mektuplaşmanın yapıldığı dışişleri bakanının artık görevde olmadığına bunun yerine şimdi seçilmiş bir dışişleri bakanı ile muhatap olacağına dikkat çekti. Mübarek'in gitmesinden sonra da Mısır'a ilk devlet başkanı ve başbakan düzeyindeki ziyaretlerin Türkiye'den yapıldığını hatırlattı.

Bakan Davutoğlu, uçaktaki ilk değerlendirmelerini demokratik Türkiye ile demokratik Mısır'ın itifakının hem Türkiye hem de bölgeye çok şey kazandıracağını ve bölgenin şeklini de tamamen değiştirebileceğini söyleyerek bitirdi.

Yeni Şafak

Haber Ara