Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İyiliklerin izinde: Latin Amerika

Biriktirdiğimiz iyiliklerle Latin Amerika’ya yola çıktık. Bizden önce yapılan nice güzel yolculuklara bir yenisini eklemek için… Latin Amerikalı bir çocuğun kaç milyonuncu bakışının şanslı adamı olacaktık… Bağdatlı Abdurrahman Efendi’nin fırtınaya karışan gemisinden bir buçuk asır sonra aynı mesajı bir kez daha taşımak üzere buradaydık…

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-03 09:23:55

İyiliklerin izinde: Latin Amerika

TİMETÜRK / MURAT YILMAZ 

Biriktirdiğimiz iyiliklerle Latin Amerika’ya yola çıktık. Bizden önce yapılan nice güzel yolculuklara bir yenisini eklemek için… Latin Amerikalı bir çocuğun kaç milyonuncu bakışının şanslı adamı olacaktık… Bağdatlı Abdurrahman Efendi’nin fırtınaya karışan gemisinden bir buçuk asır sonra aynı mesajı bir kez daha taşımak üzere buradaydık…

Jeologlar Latin Amerika’nın Afrika’ya ait büyük bir parça olduğunu ve zaman içerisinde yer hareketleriyle buradan ayrıldığını anlatırlar. Bu ne kadar doğru bilemiyorum ama kaderlerinin aynı olduğunu söyleyebilirim. Afrika ve Latin Amerika insanı Batılı sömürgeci saldırganlık karşısında aynı kara bulutun gölgelediği ikiz kardeştirler. Elleri ayakları zincirlenerek yuvalarından koparılan Afrikalı kölelerle yerlilerin kaderlerinin aynı noktada kesişmesidir bu. Neredeyse Afrika’yla eş zamanlı olarak Batılı ganimet avcılarının vahşi saldırılarına uğrayan Latin Amerika, 16. yüzyılın ortalarından itibaren son İnka kralının da katledilmesiyle esir alınmış. Portekizli ve İspanyol sömürgeciler yerlilerin sadece hazinelerini sömürmemişler, ilk köle isyanının baş gösterdiği 19. yüzyılın ortalarına kadar Venezuela’dan Arjantin’e bir silindir gibi kıtayı ezip geçmişler; gelenekleri, yaşantıları, inançları ve zenginlikleri tarumar edip tarladaki son pirince, ahırdaki son hayvana kadar yağmalamışlar. Daha sonra İngiltere ve 19. yüzyılın sonunda ise ABD bu kanlı mirası devralmış. Ekvador’un başkenti Quita’da son İnka kralının mabedinin enkazı ve milyonlarca Kızılderili’nin cesetleri üzerinde bugün Latin Amerika’nın en eski Katolik kilisesi kanlı işgalin bir ifadesi olarak yükseliyor.

Yollardayız… Güneşin battığı son nokta Lima’dayız. Önümüzde Büyük Okyanus. Yerliler ve melez mestizolar sabahın ilk ışıklarıyla işlerine doğru yola koyuluyorlar. Biz de buranın Müslüman ilk sakinleri olarak da görülebilecek “el-Turko”lardan biri olan İslam Birliği Başkanı Hüseyin Avad’la birlikte Ramazan programımızı gözden geçiriyoruz. Geçmişe inat bu dingin Latin havası içimizi kıpır kıpır yapıyor. Bizi binlerce kilometre öteden buralara atan da o heyecan değil mi? Avad’a İslam’ın bölgedeki serencamını soruyoruz. Anlatıyor. Latin Amerika’ya İslam ilk olarak Endülüs döneminde ulaşmış. Sonrasında 16. yüzyıldan itibaren başlayan köle ticareti akabinde Müslüman köleler bölgeye getirilmiş ki 19. yüzyıl sonlarında sadece Brezilya’daki köle sayısı 5-6 milyonu bulmuş. I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Ortadoğu’daki kaostan ceplerinde Osmanlı kimliği olduğu hâlde kaçan el-Turkolar üçüncü dalgayı oluşturmuşlar. Bu gruba Filistin’in işgal süreci ve sonrasında gelenler de eklendiğinde bölgede çok ciddi bir Müslüman nüfus ortaya çıkmış. Fakat Avad buraya gelenlerin süreç içerisinde can yakıcı baskılar ve ilgisizlik nedeniyle kolları kanatlarının kırıldığını ve önemli bir çoğunluğunun din değiştirdiğini söylüyor. Turkolar sadece Peru ve Ekvador’da değil Kolombiya’dan Arjantin’e coğrafyanın tamamında ciddi bir yekûnu oluşturuyor.

Bugün İslam Birliği, Peru hükümeti tarafından tanınıyor. Lima ile birlikte Arakipa ve Tacna Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadıkları yerler. Üç mescidin bulunduğu Peru’da özellikle son zamanlarda yerli insanlardan gelen hidayet haberleri İslam Birliği’ni sevindiriyor. Dört sene önce İslam dinini seçen ve bugün Birlik merkezinde görevli olan Gulyanna Ramirez ve Luis Fernando buradaki güzel kardeşlerimizden. Gulyanna ve Luis diğer yeni Müslümanlarla birlikte İslam’ın hak mesajını hapishanelere kadar duyurmaya çalışıyorlar. Onların en çok ihtiyacı olan şey ise şüphesiz yanlarında olunduğunu bilmek. Gulyanna bir Müslüman mezarlığı bile bulunmayan 5.000 nüfuslu İslam cemaati için İslam ülkelerinin ilgi ve desteğinin gerekliliği üzerinde duruyor.

İşin gerçeği bir çığ gibi büyüyor İslam Latin Amerika’da. Yıllar yılı ezilen ve bundan hazzetmeyen devrim ve isyan ruhuyla tutuşan Latin insanına da İslam’ın hak ve adalet anlayışı güç veriyor. Bu yüzden Müslüman olmadığı hâlde akşam namazı saflarına karışıyor Fransisco Suquillo. Bu yüzden üç ay önce hidayet bulan ablasının ardından Müslümanları tanımak için fakir fukaraya hazırlanan kumanya paketlerinin arasına İHH yeleğini sırtına geçirerek dalıyor Ricardo. Bu yüzden teravih namazlarında saflar daha bir sıkı. Dört yıl önce 80 mescit bulunan Brezilya’da bugün cami ve mescitlerin sayısı 110’a ulaşmış. Şili İslam Birliği 1926 yılından bu yana faal. Kolombiya İslam Kültür Merkezi üçüncü şubesini açıyor. Venezuela’da 700.000, Arjantin’de 1 milyon, Brezilya’da 2 milyonu aşkın Müslüman’dan bahsediliyor. Meksika’da ise “İslam’ın yayılma hızını kimse tahmin edemez.” diyor Brezilya İslam Birliği yöneticileri. Özellikle 11 Eylül sonrası iyice merak celbeden İslam, kıta insanı için bir umut. Sadece Ekvador’da her gün 8.000 insanın Katolik inancını terk ettiği resmî rakamlarla ifade ediliyor. Her şey bir rüzgâra bakıyor anlayacağınız. Nezaket sahibi, duygusal, heyecanlı, cana yakın ve gülümsemeyi seven Latin insanı yüzyıllardır kendisini daraltan Batılı elbiselerden kurtulmak istiyor.

Peru’daki İHH programı kumanya dağıtımları ve iftar programlarıyla sürüp giderken bugün Türkiye’de bir Müslüman olarak hayatını sürdüren Zeynep Teresa ablanın ailesine sürpriz yapıyoruz. Zeynep ablanın İslam’ı tercih edişi onun ailesinin bir kısmı için de rahmet olmuş. Önce kız kardeşi Anna Maria Müslüman olmuş, ardından 72 yaşındaki annesi hidayet nuruyla aydınlanmış. Teresa ablanın geçen sene Müslüman olarak vefat eden annesine mezarı başında Yasin-i Şerif okurken Anna Maria’nın gözyaşları Peru’nun güzel geleceğini müjdeliyor.

Peru’dan Ekvador’a doğru geçerken bizleri bir an olsun bırakmayan And Dağları’yla da tanışma fırsatı buluyoruz. Tüm kıtayı 7.000 kilometre boyunca kuzeyden güneye kat eden bu dağlar inatçı fakat duygusal Latin insanına da barınak olabilmiş. Dünyanın Lapaz’dan (Bolivya) sonra en yüksek başkenti olan Quita (2.800m) İHH’nın yedi iklim dört bucak yeryüzünün ücralarına kadar Ramazan coşkusunu taşıdığı önemli merkezlerinden biri. 14 milyona varan nüfusunun önemli bir kısmını mestizo denen melez ırkın oluşturduğu Ekvador’da İslam Birliği Endonezyalı dört ablamızın ve Ekvadorlu beş ağabeyimizin gayretleriyle 1994 yılında kurulmuş. Ülkede 1980’li yıllarda artmaya başlayan ve bugünlerde 3.000’i bulan Müslüman nüfus Quito, Guayaquil ve Cuenca şehirlerinde yaşıyor. Müslümanlara ait toplam üç caminin ve bir o kadar da musallanın bulunduğu Ekvador’da İslam’a ilgi oldukça fazla. Hemen her gün yeni hidayet haberleriyle Müslümanların sesleri daha gür çıkıyor.

İHH ekibinin Ramazan vesilesiyle gerçekleşen Ekvador programı İslam Birliği Başkanı Yahya Juan Suquillo ve Müslümanlar tarafından sürpriz bir ziyaret olarak değerlendiriliyor. Dünyanın öte ucunda ekvator çizgisinin geçtiği ve dünyanın “sıfır noktası” diye tabir edilen yerdeki İHH çalışmaları bölge Müslümanlarını ziyadesiyle mutlu etmeye yetiyor. Ekvador ordusunda eski bir general olan ve Müslüman olduktan sonra Yahya ismini alan Ekvador İslam Birliği Başkanı Suquillo bize, tarihte bir misyon ile Ekvador’a gelen ilk Türkler sizlersiniz, diyor.

İHH Ramazan ekibi sınırlı günler içerisindeki çalışmalarına yetim çocuklarla başlıyor. Anadolu insanının binlerce kilometre öteden bakımlarını üstlendikleri yetimler için özel olarak hazırladıkları kıyafetler, saatler, okul çanta ve kırtasiye setlerinden oluşan hediyeleri çocuklarımıza takdim ediliyor. Daha önce böyle bir gün yaşamadıklarını söyleyen çocuklar, aynı zamanda Ekvadorlu kadınların bir gelin gibi süsledikleri iftar sofralarının da renkleri oluyorlar. Bu program öncesinde beş yetim çocuğumuz daha ailemize katılıyor.

Aslında Latin Amerika’ya dair anlatılacak daha çok şey var. Timsahların, devasa boa yılanlarının ve dahi petrol yataklarının merkezi Amazon bölgesi, 70 çeşit yemeği yapılan mucizevi meyve muz, Türkiye hayranı Mısırlı büyükelçi Hişam Marzuk’un iftar daveti, kızım Ayşe’nin güzel hediyelerine şekerleme ve çikolata ile mukabelede bulunan Perulu arkadaşı Fabiana, Mavi Marmara’nın izini süren Perulu insan hakları aktivistleri, volkanlar caddesinde yaşayan bir yanardağ Kotopaxi, dünyanın merkezinden Türkiye’ye selamlar yollayan Ekvadorlu müzisyenler… Latin Amerika insanının sımsıcak sevgi ve selamlarını iletiyorum.
 

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara