Suriye'nin artçı savaşı
Suriye ordusu, Akdeniz semalarında uçuş yapan Türk savaş uçağını -Suriye hava sahasını ihlal edilmiş veya edilmemiş olmasının pek bir önemi yoktur- düşürürken acaba ne düşünmüştür? Acaba Suriye ateşle oynadığının farkında mıydı? Suriye, sadece Orta Doğu'da önemli bir askerî güç olan Türkiye'yi değil, aynı zamanda NATO'yu da provoke etmiştir. Bu olay neticesinde Esad rejiminin askerî uçağın düşürülmesini yanlışlık olarak değerlendirmekten başka çaresi yoktu.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-27 08:37:37
__________________________________________________________________________________________________
Suriye’ye kınama, Türkiye’ye destek
Ankara’nın çağrısı üzerine olağanüstü toplanan NATO Konseyi, Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu açıkladı. Suriye’nin Türk jetini düşürmesiyle başlayan gerilimde NATO, Türkiye’ye güçlü desteğini açıkladı.
09.02: Türkiye’nin müttefiklerine yaptığı çağrı üzerine, tarihinde ikinci kez "4. Madde’yi" işleten ve bu kapsamda olağanüstü toplanan NATO Konseyi, Suriye’yi sert bir dille kınarken, Türkiye ile dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğini açıkladı. Bu aşamada askerî bir karşılık konusunu görüşmeyen NATO, Suriye konusundaki gelişmeleri çok yakından izleme ve Türkiye ile istişareleri sürdürme kararı aldı.
NATO'yu kuran 1949 tarihli Washington Antlaşması'nın 4'üncü maddesi, “Taraflardan herhangi biri, taraflardan herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır” ifadelerini içeriyor.
NATO tarihinde 4. Madde ilk kez 2003 yılında, Irak Savaşı öncesinde Türkiye’nin talebiyle işletilmiş, müttefikler arasındaki görüş ayrılıkların aşılmasının ardından NATO, Türkiye’de AWACS erken uyarı uçakları ve PATRIOT füze savunma sistemlerini konuşlandırmıştı.
Edinilen bilgilere göre Brüksel’deki toplantıda ağırlıklı olarak Türk jetinin düşürülmesiyle ilgili bilgi ve değerlendirmeler paylaşıldı, Suriye konusunda gelişmelerin yakından takip edilmesi, istişarelerin sürdürülmesi kararlaştırıldı. Bir NATO yetkilisi, toplantıda tüm müttefik ülkelerin olay hakkında Türkiye’ye hak verdiğini, ortak ve güçlü bir desteğin söz konusu olduğunu kaydetti.
Rasmussen: Türkiye’nin yanındayız
Toplantı sonrasında kamuoyuna açıklamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Suriye’nin Türk uçağını düşürmesinin “kabul edilemez” olduğunu, bunu en güçlü ifadelerle kınadıklarını vurguladı. Rasmussen, olayın "Suriye rejiminin uluslararası kuralları, barış ve güvenliği, insan yaşamını hiçe saydığının bir başka göstergesi olduğunu kaydetti. Genel Sekreter, NATO’nun Türkiye sınırındaki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğini vurgularken, "İttifak’ın güvenliği bölünmezdir. Güçlü bir dayanışma ruhu içinde Türkiye’nin yanındayız" ifadelerini kullandı.
Diplomasiye öncelik
NATO Genel Sekreteri, Suriye tarafından yeni bir saldırı durumunda İttifak’ın ne yapacağının sorulması üzerine, Şam yönetimini diplomatik bir dille uyardı. “Açık beklentim, durumun daha da tırmanmayacağı” ifadelerini kullanan Rasmussen, “Suriye’den beklentim, bölgenin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında, bu gibi olayların bir daha yaşanmasını önleyecek tüm gerekli adımları atmasıdır” dedi.
Genel Sekreter, sorular üzerine, böyle bir gelişmenin yaşanması durumunda, NATO içinde istişareler yapılacağını, neler yapılabileceği konusunun ele alınacağını kaydetti.
NATO kaynakları, Türkiye’nin 4. Madde kapsamında istişareler talep etmesinin ardından, Suriye konusunun önümüzdeki günlerde NATO’nun öncelikli gündem maddelerinden biri olarak, sürekli masada olacağını kaydettiler.
5. Madde gündeme gelmedi
NATO Genel Sekreteri, basın toplantısında sorular üzerine, “Brifingin detaylarına girmeyeceğim, 5’inci madde gündeme gelmedi" dedi.
NATO tarihinde sadece 11 Eylül saldırılarının ardından işletilen Washington Antlaşması'nın 5'inci maddesi , herhangi bir üyeye silahlı saldırıya tüm İttifak’a yapılmış gibi ortak karşılık verilmesini düzenliyor.
Batılı diplomatik kaynaklar, Türk jetinin düşürülmesi olayında Türkiye’ye destek ifade ederken, Suriye’deki krizin bölgeye yayılabilecek bir çatışma ve istikrarsızlığa dönüşmesinden duydukları endişeyi dile getiriyorlar. Diplomatlar, NATO’nun üzerine düşen sorumlulukları çekinmeden yerine getireceğini, ancak Suriye krizine çözüm bulma adresinin Birleşmiş Milletler olduğunun aldığını çiziyorlar.
DW
____________________________________________________________________________________________________
08.37: Esad ‘Suriye savaş halinde’ diyor
Suriye Devlet Başkanı Beşar El Esad iktidarına karşı ayaklanmaların başlamasından yaklaşık bir buçuk sene sonra ülkesinin “savaş halinde” olduğunu söyledi.
Yeni kabinesine konuşan Esad, tüm çabaların savaşı kazanmaya odaklanması gerektiğini belirtti. Cuma günü düşürülen Türkiye savaş uçağının ardından Türkiye ile Suriye yönetimi arasındaki gerilim devam ederken yeni çatışma haberleri gelmeye devam etti. Günün erken saatlerinde muhalifler başkent Şam kırsalında bugüne kadarki en yoğun çatışmaların yaşandığını duyurmuştu.
Salı günü kabinedeki görevlerine başlamak üzere yemin törenine katılan kabine üyelerine yaptığı açıklamada Başkan Esad “her açıdan gerçek bir savaş halini yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Esad “Savaşta olduğumuz zaman tüm politikaların, tüm tarafların ve tüm sektörlerin bu savaşı kazanmaya yönlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Kendisini eleştiren ve görevi bırakması çağrısında bulunan tüm ülkeleri eleştiren Suriye lideri sözlerine “Batı her zaman alır ama asla vermez ve bu her süreçte kanıtlanmıştır” şeklinde devam etti. “Tüm ülkelerle ilişkilerimizin iyi olmasını istiyoruz, ancak çıkarlarımızın nerede olduğunu bilmeliyiz.”
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemcileri örgütü Şam merkezine 8 km uzaklıktaki Kadsaya ve el-Hama ilçelerindeki Cumhuriyet Muhafızları üsleri yakınlarında yoğun çatışmalar yaşandığını söyledi.
Muhabirlerimiz bu üslerin yakınında çatışma yaşanmasının nadir olduğunu ve bu durumu isyancılar arasında özgüvenin artıyor olduğuna işaret ettiği şeklinde yorumladı.
Esad’ın kardeşi Mahir’in liderliğini yürüttüğü elit Cumhuriyet Muhafızları grubu başkenti korumakla görevli.
Devlet televizyonu çatışmaları doğrularken onlarca “teröristin” öldürüldüğünü ve aralarında yabancı uyruklularında olduğu pek çok “teröristin” ise tutuklandığını bildirdi.
Habere göre çok sayıda silahlı muhalif el-Hama’ya gelerek batıya giden bir ana yolun kontrolünü ele geçirmeye çalıştı. Haberde eylemin amacının daha fazla silah ve isyancının ülkeye girişini kolaylaştırmak olduğu da belirtildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemcileri örgütü ise Kadsaya’da 10 kişinin bombalama sonucu hayatını kaybettiğini, tüm Suriye’de Salı günü yaşanan şiddet olaylarında ise toplam 58 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Örgüte göre ölenler arasında 24 asker, 30 sivil ve dört muhalif bulunuyor. Ancak örgütün açıklaması bağımsız kaynaklarca doğrulanamıyor.
Siviller arada kaldı
Geçen hafta Uluslararası Kızılhaç Komitesinin (ICRC) sivilleri bölgeden çıkarma çabasında başarısız olduğu Humus kentinden de ağır bombardımanın devam ettiği haberleri geldi.
ICRC bugün sivilleri kentten çıkarmayı bir defa denemek üzere kente geri döneceklerini duyurdu.
Salı günü Türkiye, Suriye'nin Türk savaş uçağını düşürmesinden sonra, Şam yönetiminin artık Türkiye için bir tehdit haline geldiğini belirterek Suriye'yle ilgili askeri angajman kurallarının değiştirildiğini açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Suriye'den Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak" değerlendirilecek şeklinde konuştu.
Suriye uçağın kendi hava sahasını işgal ettiği gerekçesiyle vurulduğu açıklamasında ısrar etse de Türkiye uçağın uluslararası hava sahasında olduğundan emin olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin de üyesi olduğu Nato Pazartesi konuyu görüşmek üzere Brüksel’de acil olarak toplandı. Toplantının ardından Nato Ankara ile “sıkı bir dayanışma içerisinde” olduklarını açıkladı.
Suriye Türkiye arasındaki ilişkiler savaş uçağının düşürülmesi olayından önce de zaten oldukça gergindi.
Bu arada BM barış gücü operasyonlarının başkanı Herve Ladsous Salı günü bir açıklama yaparak Suriye’de gözlemcilik görevinin artan şiddet olaylarından dolayı devam ettirilemediğini bildirdi.
BBC
SON VİDEO HABER
Haber Ara