Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Uludere soruşturması son bölüm

Uludere katliamı, iktidarından muhalefetine, basınından sivil toplum kuruluşlarına değin kamuoyunun gündeminde sıcaklığını korumakta, insanlık vicdanını yaralamaya devam ediyor. Haşim Ay, çeşitli yazar ve gazetecilerin katılımıyla Islah-Haber Uludere soruşturma dosyasının beşinci bölümünü de yayınladı...

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-26 13:45:50

Uludere soruşturması son bölüm
Haşim Ay'ın, Uludere dosyasının son bölümünde Özgür-Der Sakarya Şube Başkanı M. Baki Kızıltepe'nin cevapları...  

***

ULUDERE DOSYASI-6

Bilindiği gibi Uludere/Roboskî katliamı, Türkiye'nin son birkaç aydır değişmeyen gündemlerinden birini oluşturmakta. Kürt sorununa dönük çözüm arayışlarının gündemdeki sıcaklığını koruduğu bir ortamda TSK'nın savaş jetleriyle gerçekleştirilen bu katliam; iktidarından muhalefetine, basınından sivil toplum kuruluşlarına değin kamuoyunun gündeminde sıcaklığını korumakta, insanlık vicdanını yaralamaya devam etmektedir.

Katliamın mahiyetinin ifşa edilip sorumlulardan biran önce hesap sorulması açısından diğer birçok kesimin yanında Müslümanların konuya karşı yaklaşım ve çalışmalarının bizim açımızdan ayrı bir önemi bulunmaktadır. Uludere imtihanında kazananlar zümresinden olmak için Müslümanlar olarak bizlerin konuyu ısrarla gündemleştirmeye devam etmemiz gerekiyor.

ISLAH-HABER ailesi olarak Başbakan'ın basında ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran Uludere-Kürtajbenzetmesinin de konuyu boyutlandırdığı Uludere katliamında ve yürütülen soruşturmada gelinen aşamayı değerlendirmek maksadıyla bir soruşturma dosyasını www.islahhaber.com sitemizde yayınlamak üzere açmayı faydalı bulduk.

Kamuoyunda öne çıkan 10'u aşkın yazar-aktiviste yönelttiğimiz soruşturmanın cevaplarını şimdilik bir dizi halinde yayınlayacağız. Dizi-yayın bittiğinde de inşallah PDF dosyası halinde yine sitemizde ayrı bir klasör olarak topluca yayınlamak suretiyle istifadeye sunacağız.

Soruşturma dizimizin bir, iki, üç ve dördüncü bölümlerinde Özgür-Der Genel Başkanı ve Haksöz Dergisi Editörü Rıdvan Kaya, Yazar-Aktivist Yıldız Ramazanoğlu, Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz, Fıtrat Haber sitesi editörü Ahmet Kaya, MAZLUMDER Genel Sekreteri ÜSTÜN BOL, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Sekreteri Av. M. Emrah Şeyhanlıoğlu, Yeni Şafak gazetesi yazarı Hilal Kaplan, Milat gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci, Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay ve Özgür-Der Batman Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Şefik Sevim'in cevaplarını yayınlamıştık. Soruşturma dosyamızı bu son altıncı bölümünde yayınlayacağımız Özgür-Der Sakarya Şubesi Başkanı M. Baki Kızıltepe'nin cevabına müteakip bitireceğiz inşallah.

Soruşturma dosyamızı en kısa zamanda e-kitaba dönüştürerek topluca kamuoyunun istifadesine sunacağız inşallah.

 
GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASI SADECE GECİKTİRİLEBİLİR

Uludere katliamının üzerinden aylar geçti. Savcılık soruşturma açtı. Meclis, araştırma komisyonu kurdu. Devlet bu olayın üzerinin örtülmeyeceğine, faillerinin en kısa zamanda bulunacağına dair söz vermesine rağmen konuya dair kamuoyunu tatmin eder nitelikte bir gelişmenin yaşandığı henüz söylenemez. Kamuoyunun ve mağdur ailelerin beklentileri sürerken Başbakan'ın konuyu gündemde tutmaya çalışanlara karşı giderek agresifleşen bir üsluba büründüğü görülmekte. Sizce Uludere soruşturmasının sonuçlanmasını geciktiren sebepler nelerdir?

M. BAKİ KIZILTEPE:
Soruşturma sonucunun yargısal açıdan gecikmesinin sebepleri, idari soruşturmalar, kurumlar arası yazışmalar bilgi ve belgelerin toplanması vs. gibi nedenlerle izah edilebilir. Fakat siyasi idarenin ortaya koyduğu tavır, sonucun geciktirilmek istenmesinden çok, olayın örtbas edilmeye çalışıldığı endişesine yol açmıştır. Hüseyin ÇELİK'in "Operasyon Hatası" açıklamasından sonra, Başbakanın Genelkurmaya teşekkür etmesini anlamak ve izah etmek mümkün görünmemektedir.

Devletin F16'ları otuz dört masum insanı bombalayacak ve siz bunu yapanların komutanlarına teşekkür edeceksiniz… Devlet adına Dersimlilerden özür dileyen Başbakan, Uludere katliamında aynı tavrı gösterememiştir. Olayın tazminatla geçiştirilmeye çalışılması; Başbakanın ve İçişleri bakanının katledilen insanlar hakkında söyledikleri sözler; konuyu gündemde tutmaya çalışanların Başbakan tarafından azarlanması ve komploculukla suçlanması anlaşılır bir durum değildir.

Başbakan ya kendi kabinesinden bir bakanı ve kendisinin göreve getirdiği MİT müsteşarını ya da kendisinin atadığı komuta kademesini korumaya çalışıyor muhtemelen. Yargının suçluları ortaya çıkarması gerekirken, zihinlerde AK Parti Hükümetinin suçluları korumaya ve olayı örtbas etmeye çalıştığı kaygısı öne çıkmaktadır. Fakat Başbakan Erdoğan bilmelidir ki, gerçeklerin ortaya çıkması sadece geciktirilebilir. Ama şurası bilinsin ki bir gün herhangi bir Başbakan herhangi bir hükümet adına Roboski halkından özür dilemek zorunda kalacaktır.

ULUDERE-KÜRTAJ BENZETMESİ TALİHSİZ, AHLAKİ VE VİCDANİ OLMAYAN BİR AÇIKLAMADIR

Hükümetin Uludere olayı konusunda bir hayli sıkıntılı olduğu, Başbakan'ın son günlerde giderek artan sert beyanlarından anlaşılmaktadır. Hükümetin Uludere siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bağlamda Başbakan'ın Uludere - Kürtaj kıyası nasıl yorumlanmalı?


M. BAKİ KIZILTEPE: Hükümetin Uludere olayında sıkıntı yaşıyor olmasının sebebini yaptıkları açıklamalarda aramak gerekmektedir. Daha ilk günden itibaren, yapılan her girişim ve açıklamanın, olayın Hükümeti ve Hükümetin uyumlu çalıştığı kurumları yıpratmaya yönelik bir komplo olduğu algısıyla yapıldığını Başbakanın tavrından anlamak mümkündür. Fakat bu arada, 34 masum insanın F16'lardan atılan bombalar sonucu bedenlerinin parçalanarak öldürüldükleri ve bunun devlet tarafından yapılmış bir katliam olduğu göz ardı edildi. Hükümetin bu noktada göstermiş olduğu zafiyeti, Başbakanın sert çıkışları örtbas etmeye yeterli gelmemiş, Hükümete de puan kaybettirmiştir. Başbakanın Kürtaj-Uludere benzetmesi gündem değiştirmeye yönelik yapılmış talihsiz, ahlaki ve vicdani olmayan bir açıklamadır. Uludere katliamını gündemde tutmaya çalışanlara dönük, itham edici bir üslupla "azarlayarak" ve kendi deyimiyle devlet terörünü, kürtaj sonucu işlenen bir cinayete indirgeyerek, Roboski katliamını anlamsızlaştırmaya çalışmak vicdan sahibi hiçbir insanın kabul edebileceği bir durum değildir. Başbakanın yaptığı her açıklama, umutları söndürmekte acıları ise artırmaktadır.

YARGININ TUTUMU BAŞBAKANIN TUTUMUYLA UYUMLU

Uludere soruşturmasını yürüten özel yetkili savcılık, 2 Nisanda basına sızan açıklamasında, hukuki sürecin ağır yürümesini soruşturma kapsamındaki askerî birimlerin yazışmalara cevap vermekte ağır davranmalarına bağlıyordu. Gerek bu durumu ve gerekse de aynı savcılığın katliamdan sağ kurtulan 4 kişi hakkında "kaçakçılık"tan dava açmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

M. BAKİ KIZILTEPE:
Hükümetin tavrının, devletin kurumlarını rahatlattığını söyleyebiliriz. Yargının ve diğer kurumların Hükümetin tavrını okuyabildikleri ve bu anlamda birbirleriyle uyumlu çalıştıkları kanaatindeyim. Katliamdan sağ kurtulanların savcılık tarafından soruşturmaya tabi tutulmasını da, Başbakanın ve İçişleri bakanının açıklamalarından sonra, durumdan vazife çıkarılarak yapıldığını düşünüyorum.

BAŞBAKAN VE HÜKÜMETİN ŞİKÂYET HAKLARI YOK

Başbakan'ın konuyla ilgili verdiği beyanatlarda son zamanlarda "istismar" vurgusu öne çıkmakta. Başbakan'ın istismar retoriğini nasıl buluyorsunuz?

M. BAKİ KIZILTEPE:
Başbakanın istismar ediliyor dediği olay, 34 masum insanın bizatihi devletin F16'ları tarafından katledilmesidir. Başbakan o gün olayı, operasyon hatası olarak açıklamış, bizzat Genelkurmaya teşekkür etmiş, mağdurların yanında yer almak yerine devleti korumayı tercih etmiş ise; cenazeler toplanırken, defnedilirken, acılar paylaşılırken Hükümetten hiçbir yetkili ortalarda yoksa; "Kaç paraysa verelim siz de susun!" anlamına gelebilecek sözler söyleniyorsa; ve dahi özür de dilenmiyorsa, istismara kendileri kapıyı açmış demektir. Bundan şikâyetçi olmalarının, "Olay istismar ediliyor!" beyanatlarının hiçbir anlamı kalmamıştır. Her ne kadar böyle bir olay yaşanmış olsa da, üzerine düşeni yapmamış olan Hükümetin ve Başbakanın bundan şikâyetçi olma hakları yoktur.

SAĞCI-DEVLETÇİ-MUHAFAZAKÂR ÇEVRELERİN TUTUMLARI İSLAMCILARA MAL EDİLMEMELİ

Son olarak Uludere katliamı ile ilgili olarak İslami kesim tarafından ortaya konan tavır ve açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapılanlara ek olarak konunun gündemde tutulması için daha başka neler yapılabilir?

M. BAKİ KIZILTEPE:
İslami kesimi bir blok halinde düşünmek bizi konuyu anlamaktan uzaklaştıracaktır. Farklı birçok konuda aynısı gibi düşünmeyen İslami kesimler bu olayda da ayrışmıştır. En genel anlamıyla denebilir ki, Kürt sorunu ve çözümü konusunda vahyî ölçüler esas alınarak, adalet temelli ve ümmet bilinci ile hareket ederek, devletin sorunun kaynağı olduğu ve zulüm üreterek fıtri hakları gasp ettiği ve hakların iade edilmesi gerektiğini savunma yönünde irade ortaya koyan nitelikli dar bir çevre, Roboski katliamında net bir tavır almış ve sorumluların cezalandırılması ve özür dilenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Konuyu sürekli gündemde tutmuş, üzerinin örtülmemesi için eylemler yapmış, programlar düzenlemiş ve gazete-dergilerde de yazılar yazmışlardır. Tabii ki yapılan tüm eylemlilikler, katliamın boyutları bakımından yetersiz görülebilir. Fakat sağcı-muhafazakâr-devletçi kesimin Hükümet yanlısı tavrını öne çıkararak "Türk Müslümanları"n devletin yanında yer aldığı, Kürtler söz konusu olduğunda sürekli aynı tavrı sergilediği yönünde geliştirilen söylemler doğru ve adil değildir. Kürt sorunu adil bir çözüme kavuşturulamadığı müddetçe, operasyonlar ve operasyon hataları, baskınlar ve baskın hataları olacaktır. Müslümanların göstermesi gereken tavır, adil bir çözüm için devletin gasp ettiği tüm fıtri hakların sahiplerine iadesi konusunda bir düzenlemeye gidilmesini sağlamak ve operasyonların durdurulması için Hükümeti zorlayıcı çalışmalar içine girmektir. Süreç bu safhaya girdikten sonra PKK'nın silahlı eylemlerine devam etmesi örgütü halk nezdinde itibarsızlaştıracağından, silah bırakma onlar için de kaçınılmaz olacaktır.

***
Bitti

Haşim Ay / ISLAH HABER













SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara