NATO müdahalesi şu aşamada zor!
Suriye'nin Türk uçağını düşürmesinin ardından gözler Ankara'nın ne yapacağına çevrildi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önceki günkü açıklamasında Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu hatırlatması akıllara hemen Ankara'nın meseleyi İttifak gündemine taşıyıp taşımayacağı sorusunu getirdi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-24 08:39:08
NATO'ya başvuru teknik anlamda şu şekilde gerçekleşiyor: Türkiye'nin NATO Daimi Temsilcisi Brüksel'deki İttifak büyükelçilerine sözlü veya yazılı olarak durumu bildiriyor; toplantı talebinde bulunuyor. Üye ülkelerin büyükelçileri başkentleriyle istişare ederek pozisyon alıyor. Ancak asıl pazarlık NATO'nun etkin ülkeleri arasında yaşanıyor. Bu da öncelikle ABD demek. NATO'da kararlar oybirliği ile alındığından her ülkenin ikna edilmesi gerekiyor. ABD'nin istemesi bu yüzden hayati derecede önemli. NATO'nun bir üyesine hasmane tavrın, tüm üyelerine yapılmış sayılmasını öngören 5. maddesi ise oldukça göreceli. Görev almak istiyorsa NATO buna imkân tanıyacak yorum için gerekli zemini pekâlâ bulabilir. Ancak isteksiz üyeler var ise tersi bir yorum için de zemin var. Zirve Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gökhan Bacık da "Yoruma tâbi. İstediğiniz yorumu çıkartabilirsiniz." diyor.
Suriye sınırından Kilis'teki kamplara ateş açıldığında Amerikan tarafı Türkiye'nin NATO açıklamalarını ciddiye almamış; böyle bir olay için NATO'nun görev almayacağı mesajı vermişti. ABD-Meksika sınırında uyuşturucu kaçakçılığı ve kaçak göçmenlerden dolayı sınırda yaşanan çatışmalar örnek gösterilerek, "Bunun için biz de NATO'yu mu göreve davet edelim?" yaklaşımı mevcuttu. NATO için ABD'nin tavrı yine belirleyici olacak. Resmi girişimden önce mutlaka Washington ile istişareler yapılacak. Ancak Dışişleri yetkilileri henüz böyle bir niyet veya girişim ortaya koymuş değil.
NATO'nun görev alması için bunun bir "saldırı" olması gerekiyor. Suriye'den gelen açıklamalar ise olayın istemeden yaşandığı yönünde. Suriye özür diler ve olumlu bir yaklaşım sergilerse Türkiye'nin "saldırı" iddiası zayıf kalır. Suriye'nin burada oldukça başarılı bir diplomatik pozisyon aldığı görülüyor. Kayıp pilotların birlikte aranması "iyi niyet" gösterisi. Esed rejiminin en büyük destekçisi İran olduğu hatırlandığında Suriye'nin "İstemeden düşürdük." demesi hiç de şaşırtıcı değil.
TAZMİNAT VE ÖZÜR, İLK SEÇENEKLER
Ankara meseleyi Birleşmiş Milletler'e taşıyabilir. Ancak olayı tüm detaylarıyla ortaya koyması gerekiyor. BM'den Suriye aleyhine bir karar tasarısı çıkabilir; ancak Rusya'nın pozisyonu dikkate alındığında bu kolay olmayabilir. Mahiyeti farklı da olsa Türkiye, Mavi Marmara örneğinde olduğu gibi Suriye'den tazminat ve özür talep edebilir. Esed rejiminin "iyi niyet ve istemeden düşürdük" tezleriyle bu taleplere sıcak bakabileceği beklentisi hâkim. Gökhan Bacık, Suriye'deki kaotik yapının dikkate alınarak olay tüm boyutlarıyla aydınlatıldıktan sonra harekete geçmenin önemini vurguluyor.(Zaman)
SON VİDEO HABER
Haber Ara