Abant Platformu'nun sonuç bildirgesi açıklandı

Abant Platformu, 27. toplantısında 'Demokratikleşme ve Türkiye'nin Demokratik Dönüşümü'nü ele aldı. Toplantının ardında 'demokratikleşme', 'dış politika ve Ortadoğu', 'AB', 'ekonomi' ve 'medya' başlıkları altında olmak üzere 20 maddelik sonuç bildirgesi yayınlandı.

Demokratikleşme başlığı altındaki maddelerde Türkiye'de gruplar arasındaki gerginliklerin demokratikleşmeye ket vurduğuna dikkat çekildi. Bu eğilimi aile ve eğitim kurumlarının daha keskin hale getirdiği ifade edildi. Yasama, yürütme ve yargı çerçevesindeki kurumların kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak gelişmesinin demokratikleşme için önemli olduğu kaydedilen bildirgede, bu kurumlardaki insanların kültürlerinin de demokratikleşmeye engel olma ihtimalinin bulunduğu kaydedildi. Bildirgede, "Kişisel haklar, hukukun üstünlüğü olmadan garanti altına alınamaz. Çünkü insanlar, haklarını koruması ve adil davranması için devlete bel bağlayamaz." ifadelerine yer verildi.

Abant Platformu bildirgesinde; Türkiye'nin insan haklarını etkin biçimde koruyan liberal ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç duyduğuna dikkat çekildi. Ülkenin demokratikleşme konusunda hissedilir ilerleme kaydettiği fakat dönüşümün zaman aldığı ifade edildi.
Türk dış politikasındaki çeşitlenmeyi 'olumlu' gören katılımcılar, Türkiye'nin Ortadoğu'daki hedefleri ile bunu gerçekleştirebilme kapasitesi arasındaki farkın azaltılması gerektiği yorumunu yaptı. Türkiye'nin Ortadoğu bölgesinde rol model olarak görülmesinin ekonomik başarı ve siyasi gelişmelere bağlandığı sonuç metninde, dış politikaya yeni boyutlar eklenmesinin AB üyeliğinin önemini azaltmaması gerektiği belirtildi. Sonuç bildirgesinde 1915 olaylarının 100. yıldönümünün sadece Türkiye değil, Ermenistan için de konuyu yeniden değerlendirmeleri açısından fırsat olduğu ifade edildi.

Türkiye ile AB arasındaki vize serbestisi görüşmelerinin memnuniyetle karşılandığı metinde, bu durumun Türkiye'deki AB üyeliği heyecanını diriltebileceği ümidi dile getirildi. Müzakerelerdeki kilitlenmeden ise her iki taraf da sorumlu tutuldu.

Türk ekonomisinin son 10 yılda büyük ilerleme kaydettiği belirtilen sonuç metninde, cari açık problemine dikkat çekildi, riskin azaltılması için ticaret ortaklarının çeşitlendirilmesi önerildi. Hükümetten, eğitim ve altyapı yatırımlarına devam etmesi; inovasyon ve artı değere önem vermesi istendi.

Türk toplumundaki mevcut kutuplaşmanın medya üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin bulunduğu belirtilen sonuç bildirgesinde; ifade hürriyeti ve kişisel özgürlükleri engelleyen yasalara dikkat çekildi. Türk medyasındaki sorunlar ise "iş ahlakı, ifade hürriyeti, ticari ilişkiler, siyasi-kültürel etkiler" olarak sıralandı. Bununla birlikte, bu sorunların dünyanın dört bir yanında kendisini değişik oranlarda gösterdiğine de değinildi. Azınlık gazetelerinin görmezden gelinmemesi ve onlara adaletle davranılması istenen bildirgede, iletişim fakültelerinde etik ve sorumlu medya derslerinin de verilmesi talep edildi. Basın sektöründeki düşük gelir ve çalışma şartlarının gazeteciliğin cazibesini azalttığı ve kalifiye insanların sektörden uzak durduğu yorumu yapılan bildirgede, gazetecilerin bu şekilde etkiye daha fazla açık hale geldiği uyarısı da yapıldı.