Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

10 maddede Türkiye-Suriye krizi ve olasılıklar

Malatya Erhaç’taki 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan kalkan F-4 uçağının vurularak Suriye karasuları üzerinde düşürülmesi üzerinde sağlıklı bir analiz yapmak için yeterli bilgilerden henüz uzağız. Nitekim, Ankara’da Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kriz zirvesinin ardından yapılan açıklamada da, “olayın tam olarak aydınlatılmasından sonra” diye kayıt düşülerek “gerekli adımların atılacağı” belirtiliyor.Doğan Akın olası 10 maddeyi yazdı

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-23 08:13:50

10 maddede Türkiye-Suriye krizi ve olasılıklar
Malatya Erhaç’taki 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan kalkan F-4 uçağının vurularak Suriye karasuları üzerinde düşürülmesi üzerinde sağlıklı bir analiz yapmak için yeterli bilgilerden henüz uzağız. Nitekim, Ankara’da Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kriz zirvesinin ardından yapılan açıklamada da, “olayın tam olarak aydınlatılmasından sonra” diye kayıt düşülerek “gerekli adımların atılacağı” belirtiliyor.

İç savaş yaşayan Suriye ile Türkiye’yi sıcak çatışmanın eşiğine getiren olaydan yaklaşık 12 saat sonra gelen resmi açıklamaları da dikkate alarak ilk bakışta dikkat çeken noktaları şöyle sıralayabiliriz:



Olay nerede meydana geldi?


1- Krizin çözümünde tayin edici mahiyette önem taşıyan noktalardan biri, Malatya Erhaç Üssü’nden keşif amacıyla kalktığı belirtilen savaş uçağının Suriye’nin hava sahasını ihlal edip etmediğidir. Bir başka deyişle, temel soru “olayın nerede meydana geldiği”dir. Hava sahası ihlali, tek başına, bir uçağı düşürmek için meşru bir gerekçe yaratmamakla birlikte, bu nokta özellikle Suriye’nin tavrının doğru değerlendirilmesi açısından önem taşıyor.



2- “Olayın nerede meydana geldiği” sorusuyla bağlantılı ikinci soru, eğer bir hava sahası ihlali varsa, bu ihlalin derinliğidir. Zira “birkaç kilometrelik bir ihlal, radar sistemleri arıza yaptığı düşünülen yüksek hızlı savaş uçakları için hangi ölçüde tehdit algısı yaratabilecek bir ihlaldir” sorusunun yanıtlanması gerekecektir.



Suriye neden uyarmak yerine vurdu?


3- Eğer, olay Suriye’nin hava sahası içinde ve kara suları üzerinde meydana geldiyse, Suriye’nin neden uluslararası angajman kurallarına uymadığını açıklaması gerekecektir. Uluslararası angajman kuralları, hava sahası ihlali yapan uçakların derhal düşürülmesini değil, aksine, önce inişe veya hava sahasını terk etmeye zorlanmasını gerektiriyor. Hava sahasını ihlal ettiği düşünülen uçaklar önleme amaçlı taciz uçuşu yapılarak hava sahasını terk etmeye zorlanıyor ki, Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan “it dalaşları”nın önemli bir bölümünü bu operasyonlar oluşturuyor.



Uçak sistem arızası nedeniyle mi oradaydı?


4- Olayın nerede meydana geldiğiyle bağlantılı diğer soru da, eğer Suriye hava sahası içinde olmuşsa, Türk savaş uçağının o bölgede hangi amaçla bulunduğudur. Türkiye’nin uçağının, çeşitli yorumlarda dile getirilen bir sistem arızası nedeniyle mi hava sahası ihlali yaptığı, yoksa başka bir görevle mi orada olduğu sorusu yanıtlanmalıdır.



5- Suriye’nin tavrını anlamlandırmakta önemli bir nokta, düşürülen uçağın hangi düzeyde bir tehdit algısı yaratmış olabileceğidir. Türkiye’den özel bir veya birkaç filo havalanmadığına göre hava taarruzunun tek uçakla yapılması düşünülemez. Türkiye’nin Suriye’ye doğru savaş uçağı filosu havalandırmadığı kesin olduğuna göre, neden bir tehdit varsayımıyla uçağın düşürüldüğü sorusuna yanıt aranacaktır. Türkiye’nin hava taarruzu açısından etkili F-16 filolarının Malatya’da bulunmadığı da düşünüldüğünde, Suriye’nin tehdit algısını gerekçelendirmekte zorlanacağı açıktır.



‘Vurduktan sonra Türk uçağı tespiti yaptık’


6- Suriye’nin resmi açıklamasında, uçağın düşürülmesi “sınır ihlali” ile gerekçelendiriliyor. Türkiye’nin resmi açıklamasında da, “olayın tam olarak aydınlatılmasından sonra” gerekli adımların atılacağı belirtilerek, sınır ihlali olasılığı canlı tutuluyor. Yukarıda vurguladığımız üzere, sınır ihlali tek başına bir uçağın düşürülmesine meşruiyet kazandırmamakla birlikte, bu durum Türkiye’nin tepkisinin derecesine yansıyacaktır. Diğer yandan Suriye’nin “hedef vurulduktan sonra Türk uçağı olduğunun tespit edildiğini” duyurmasının, hangi derecede inandırıcı olduğu bir yana, Türkiye’nin uçağı için “düşman uçağı” tanımlaması yapılmadığını belli etmek gibi bir mesajı bulunuyor. Ancak diğer yandan Suriye’nin, , “alçak uçuş” yaparken vurduğunu duyurduğu uçağın, o irtifadayken Türkiye’ye ait olduğunu nasıl anlayamadığı konusunda da Ankara’yı ikna etmesi gerekecek.



‘Mavi Marmara’ psikolojisi


7- Olayın önemli risklerinden birisi; Mavi Marmara gemisi uluslararası sularda seyrederken vatandaşları öldürüldükten sonra İsrail’e karşı istediği sonucu alamayan Türkiye’nin, askeri gücünün inandırıcılığına yönelik kaygılarla Suriye’ye aşırı bir cevap verme ihtimalidir. Bu ihtimal, Suriye içindeki bazı güçlerce “zafer havası” estirilerek kışkırtılmak da istenebilir.



8- Elbette temel sorulardan birisi; Suriye’nin uçağı neden düşürdüğüdür? Bilinçli olmayan bir refleksin arzu edilmeyen sonucu mu, yoksa Suriye bir mesaj mı vermeye çalışıyor? Uçağın Türkiye’ye ait olduğu bilinmeden düşürüldüğünü duyurarak, iki Türk personel için arama çalışmalarına katılarak “bilinçli bir saldırı” olmadığı mesajını vermekle birlikte Suriye’nin Türkiye’yi inandırma yolunda başka kanıtlar da göstermesi gerekecek. Zira bu sorulara bulunacak cevaplar, Türkiye’nin hareket tarzında tayin edici bir rol oynayacak.



Barışçı yollardan ayrılmak kuşkuları artırır


9- Elbette, olayın Suriye tarafında iç savaş yaşayan bir ülkenin bulunduğunun dikkatlerden uzak tutulmaması gerekiyor. Bu gerçek, Türk uçağının, iktidarı sallanmakta olan ve Türkiye hükümetinin açıkça hedef aldığı Beşar Esed yönetiminin mi, yoksa Esed’i zor durumda bırakmak isteyen Suriye içindeki alternatif odakların bilgisi dahilinde mi düşürüldüğüne ayrı bir önem kazandırıyor. Elbette, dış müdahale tedirginliği yaşayan Suriye’de sıradan bir askeri görev gibi icra edilen bir operasyon olduğunun dile getirilmesi de bir ihtimal.



10- Olayın Türkiye’ye, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkı verdiği, Türkiye’nin üyesi olduğu NATO’ya Suriye’ye karşı ortak savunma sorumluluğu yüklediği yönünde görüş ve iddialar da dile getirilecektir. Ancak Türkiye, diplomatik uyuşmazlığın “müzakere, özür, tazminat” gibi barışçı yollardan çözümünü zorlama noktasından uzaklaşırsa, bu olay üzerinden savaşa itildiği kuşkuları artacaktır.(T-24)
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara