Zirve davası ertelendi
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili dava, mahkemeye sunulan yeni iddianamenin incelenmesinin tamamlanmaması sebebiyle 3 Eylül'e ertelendi
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-18 16:04:27
Mahkeme üyesi Osman Kandemir'in başkanlık ettiği duruşmada yeni iddianameyle ilgili incelemenin tamamlanmadığı belirtildi. Davanın taraflarına bu aşamada söyleyecekleri olup olmadığı soruldu. Olayın azmettiricisi olarak tutuklu bulunan Varol Bülent Aral, söz alarak "5 yıldır bu davada yargılanıyorum. 9 aydır tutuklu bulunuyorum. Kendisini JİTEM'ci olarak tanıtan tanıkların beyanlarına göre burada tutuluyorum. Delil yok. Tahliyemi talep ediyorum." dedi. Tahliye edilmemesi halinde ölüm orucuna başlayacağını belirten Aral, "Ramazan ayından sonra ölüm orucuna başlayacağım. Şimdi beni MİT'çi ilan ettiler. Ben MİT'i falan tanımam." diye konuştu.
Müdahil avukatı Erdal Doğan ise İnönü Üniversitesi'nde 2000 ile 2008 arasında gerçekleştirilen misyonerlikle ilgili seminerlerin görüntülerinin taraflara verilmesini talep etti. Talepleri alan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı 3 Eylül 2012 tarihine erteledi.
"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİN KAPATILMASI HUKUK CİNAYETİ OLUR"
Müdahil avukatlarından Erdal Doğan, duruşma sonrası adliye önünde yaptığı açıklamada, yeni iddianamenin kabul edilmesini beklediklerini, reddedilmesi gibi bir seçeneği akıllarına getirmek istemediklerini söyledi. Son günlerin en önemli konusunun Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. Maddesiyle ilgili düzenleme söylentileri olduğunu vurgulayan Doğan, şunları ifade etti:
"Ben hukukçu olarak hep özel yetkili mahkemelerin doğal yargı ilkesi gereği kalkması gerektiği düşüncesindeyim. Ama son dönemlerde savcılara verilmiş olan yetkilerin son derece düzgün olarak kullanılması olması söz konusu. Özellikle bu gibi cinayetlerde. Dokunulmazlık zırhına kimsenin sokulmadan asker, polis ve diğer bürokratların olası ihmallerinin soruşturulmuş olması Türkiye için tarihi bir öneme sahiptir. Bundan sonra da özel yetkili mahkemeler kalksa, kaldırılması düşünülse dahi, söz konusu bürokratların özel izinle soruşturulmaya başlanması büyük bir hukuk cinayeti olacaktır. Geçmişteki faili belli olup da soruşturulamayan cinayetlerdeki gibi bir durum söz konusu olacaktır. AKP hükümeti de bu konuyla ilgili halka verdiği söze de ihanet etmiş olacaktır. Bu nedenden dolayı yetki meselesinin gündemden tamamen düşürülmesini istiyoruz. Bu bir hukuk cinayeti olur. Bu düşünülmemeli dahi. Yoksa bu gibi durumlar siyasi pazarlık konusu yapılacak konu değildir."
ZİRVE DAVASI
Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezindeki tedavisinin ardından, diğer zanlılarla birlikte tutuklanmıştı. Günaydın'ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde Cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmıştı.
Yelki, 22 Mayıs 2009, Aral ise 20 Ağustos 2009'daki duruşmalarda tahliye edilmiş, 15 Ekim 2010'daki 29'uncu celsede tanık olarak dinlenilen Erhan Özen'in ifadelerini de dikkate alan mahkeme heyeti, Aral'ın yeniden tutuklanmasına karar vermişti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara