Suudiler için Mısır’da laik başkan dindardan evlaydı!
Suudi medyası, Muhammed Mursi’nin seçilmesi durumundaki tehlikeler hakkında uyarırken Mübarek’e sadık Ahmet Şefik’i destekledi
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-18 10:00:55
Orta Doğu’daki dinen en muhafazakâr ülkesi Suudi Arabistan, Suudi medyasının da belirttiği gibi, paradoksal olarak Mısır’da laik bir başkanı dindar bir başkana tercih ediyor.
Son birkaç haftadır yayınlanan başyazılarda, Mübarek-dönemi eski başbakanı ve laik bağımsız aday Ahmet Şefik’e açık bir tarafgirlik seziliyor. Müslüman Kardeşler adayı Muhammed Mursi ise Suudi kanaat önderlerince Mısır’ın sivil karakteri ve siyasi istikrarı için tehdit olarak gösteriliyor.
Mısır devrimi, Suudi-Mısır ilişkileri açısından bir krizdi. Mısırlı insan hakları avukatı Ceddah’ın Mayıs’ta tutuklanması ile Mısırlı göçmen işçilerin Suudi Arabistan’da kötü muamele gördükleri iddiası, yüzlerce öfkeli Mısırlı göstericiyi Kahire’deki Suudi elçiliğinin önünde Krallık-karşıtı sloganlarla protestosuna neden oldu. Suudiler protestolar karşısında büyükelçilerini geri çekti ancak telaşlı Mısır uvertürlerinin ardından kısa sürede geri gönderdiler.
Suudi başyazıları, çift-uçlu yaklaşımı benimsiyor. Bir tarafta Müslüman Kardeşler’in Mısır’ın laik karakterine yarattığı tehlikelere karşı uyarıyorlar. Öte taraftan, Şefik’in seçilmesinin nefret edilen Mübarek dönemini geri getireceğine dair Mısırlıların korkularını hafifletiyorlar.
Mısırlı köşe yazarı Süleyman Cudah, Suudilerin sahip olduğu El-Şark el-Avsat gazetesinde Pazar günü, “Gün be gün Mısırlılar, Müslüman Kardeşler’in devrim öncesi [Mübarek’in] Ulusal Demokrat Partisi hikâyesini tekrarladığını hissediyor. Tüm ülke ellerine geçinceye kadar durmayacaklar gibi hareket ederek bunu tüm duygu ya da mantıktan mahrum bir şekilde yapıyorlar” diye yazdı.
Kahire-merkezli gazeteci ve blog yazarı Issandr El Amrani için, Müslüman Kardeşler’e Suudi antipatisi, fazlasıyla ayrı ideolojilerden kaynaklanıyor. Amrani şunları söylüyor:
“Müslüman Kardeşler, Suudi rejiminden farklı dini bir meşruiyet üzerindeki bir hareketi temsil ediyor. İhvan, monarşici değil ve kısmen de olsa demokrasiye ve gücün rotasyonuna inanıyorlar. Suudi muhalefeti de ideolojik olarak Müslüman Kardeşler’e benziyor”.
Amrani ayrıca, Suud Hanesi’yle Mübarek’in siyasi olarak ittifak içinde olduğunu ancak ılımlı Müslüman Kardeşler’in Suudi Arabistan’da uygulanan İslam’ın katı Vehhabi yorumuna ideolojik bir alternatif teşkil ettiğini de ekliyor.
Tel Aviv yakınlarındaki Bar Ilan Üniversitesi Begin Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Suudi Arabistan uzmanı Joshua Teitelbaum, “Suudiler, müttefikleri Mübarek’i kaybettikleri için büyük hayal kırıklığına uğradılar. İran-karşıtı ittifakın bir parçası olarak gördükleri eski rejimin üyeleri ile orduyu tercih ederler” diyor.
Gerçekten de Muhammed Mursi’yi itibarsızlaştıran Suudi başyazılarında İran etkisine dair Arap korkuları yüksek bir yer tutuyor. Şark el-Avsat’ın Genel Yayın Yönetmeni Tarık Homayed, Müslüman Kardeşler’e oy verilmesinin bölgede İran hegemonyasını güçlendireceği uyarısında bulunuyor. Homayed 12 Haziran’daki yazısında şunları söylüyor:
“Mısırlılar, yeni başkanlarını seçerken Mısır’daki bir Ahmedinecat olasılığı hakkında dikkatli düşünmeliler. Mısır’da nasıl bir devlet istediklerini, dini mi sivil mi, iyi tartmalılar. Sivil bir devlet, İran’a çıkarlar üzerinde ilişki kurabilir ancak dini bir devlet kendisini [İran’ın] dini liderinin kollarına atacaktır”.
Teitelbaum, seçimlerdeki bir Müslüman Kardeşler zaferinin Suudi Arabistan tarafından, “Mısır’ı Batı-karşıtı ve dolayısıyla da Suudi-karşıtı bir yöne çekmek” olarak görüldüğünü belirtiyor.
Suudi köşe yazarı Abdülaziz El-Samari’ye göre, dini kaideleri esas alan ve üst dini otoriteye hesap veren bir siyasi parti, temelde demokrat-değildir. Bu nedenle, Özgürlük ve Adalet Partisi’ni kurduğu için artık Mısır’daki Müslüman Kardeşler kendini lağvetmesi gerektiğini öne sürüyor. Samari Cumartesi günkü El-Cezira gazetesinde şunları söyledi:
“İhvan’ın dini-siyasi bir otorite olarak varlığı sivil toplumu kızdırıyor ve demokrasinin temel ilkeleriyle çelişiyor. Kutsal dinimizi siyasi bir partinin sloganı olarak kullanmak uygun değildir. Ayrıca gelecek nesiller, kadınların toplumdaki siyasal haklarından mahrum bırakan eril İhvan mottosunu reddedecektir”.
Suudi yorumcular İhvan’ın gündemini şiddetle yargılarken, Ahmet Şefik’in kişiliği ise daha sempatik olarak görülüyor.
Issandr El-Amrani, “Şefik, ideolojik olarak laik değil. İdeolojisini ihraç etmeye ya da Nasır-dönemi Mısır-Suudi rekabetini canlandırmak da istemiyor” diyor.
Görünüşte ideolojiden yoksun Şefik, Suudi dünya görüşüne karşı bir tehdit oluşturmuyor.
Suudi gazetesi Okaz’ın editörü meclisin lağvedilmesine dair Mısır mahkeme kararını analiz eden yazısında, “Ahmet Şefik, Mısırlılara birçok şeyi vaat ederek pratik dili kullandı. Mısır ve Mısırlıların onuruna odaklanarak, tüm ekonomik ve sosyal endişelere temas etti” ifadelerini kullandı.
Homayed Mısırlıların Şefik’in Mübarek rejimini tekrar edeceğine dair korkularını sürekli olarak izale etmeye çalışıyor. 30 Mayıs’ta şunları yazdı: “Şefik, yeni bir Mübarek olamaz. Eğer Mısırlılar, hayallerini İhvan’ın dönekliğe bağlamak istiyorlarsa, gidip onlara oy versinler”.
Eğer Mısır devrimi, bölge için belirsizlik anlamına geliyorsa, birçok Mısırlı gibi Suudi Arabistan, Mısır’ın istikrarını en kısa sürede sağlayacak bir başkanını arzu eder. Ordunun açık desteğiyle de bu aday ise Şefik.
Londra-merkezli El-Hayat gazetesinden Suudi köşeyazarı Kahled Dakhil, “Suudi Arabistan, bölgede denge ölçüsüne yeniden kavuşmak için güçlü ve istikrarlı bir Mısır’a ihtiyacı var. Suudi Arabistan, bu zor zamanlarda bir müttefike ihtiyaç duyuyor. En azından Mısır’ın Suudi çıkarlarıyla çatışmamasını istiyor” diye yazıyor.
The Times of Israel’deki Elhannan Miller imzalı bu analiz Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara