Başbakan Erdoğan, her zaman olduğu gibi hasbi, harbi ve samimiydi.
Hocaefendi'yi Türkiye'ye isim vermeden davet etmek, bu özelliklerine yakışan bir içtenlik içeriyordu kanaatimce. Üstelik, sadece Fethullah Gülen için değil, gadre uğramış, haksızlık yapılmış, küstürülmüş uzaklaştırılmış, kovulmuş, sürülmüş her Anadolu insanı için de benzer şeyler düşündüğünden eminim.
Ve birkaç şeyden daha eminim.
Ben biliyorum, öyle bir kitle var ki; hasretle yanıp tutuşuyor. Yollarını gözlüyor... Ömürlerinde bir kez görebilmek için ömür feda edebilecek kadar sevdalı sessizler ve suskunlar var, biliyorum. Bu sevdanın, bazı kesimlerce anlaması zor, hatta imkânsız olduğunun da farkındayım.
YAZININ DEVAMI İÇİN - TIKLAYINIZ