Resimlerde görülen Takebi sakinleri aslında mülteci değiller. Sadece Güney Asya'da mezhep çatışması içerisinde kalmış Müslüman bir grup. Budistlerin çoğunlukta olduğu bölgede o kadar savunmasızlar ki, Birleşmiş Milletler onları "virtually friendless" yani "kimsesiz" olarak adlandırıyor.
Rohingya etnik kimliği taşıyan Müslümanlar aslen Bangel, Burma ve Çin kökenli bir geçmişe sahip. Yedinci yüzyıldan başlayarak bugüne kadar, Myanmar'ın batısında Arakan adı verilen ve 14.200 mil uzunluğundaki sahil şeridinde yaşayan Rohingyalıların bugünkü toplam nüfusu 800.000. Myanmar'da bir azınlık olarak yaşayan Rohingyalılar, ordu diktatörlüğünün hakim olduğu Myanmar'da bir azınlık grubu olarak dahi tanınmıyorlar. Dikta yönetim tarafından büyük siyasi ve dini baskı altında yaşayan Rohingyalıların ibadet yapmalarına izin verilmediği gibi, Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim yakılıyor ve dini okullar yıkılarak ortadan kaldırılıyor.
Irk olarak Rohingya olan ve bu nedenle batıda Rohingyalılar olarak adlandırılan Arakanlar, Arakan Sultanlığı'nın varisleri.
SUU KYİ MÜSLÜMANLARI UMURSAMIYOR
Myanmarlı muhalif lider Aung San Suu Kyi, çeyrek asır aradan sonra yeniden Avrupa'ya gitti. Ülkesinde Nisan ayında yapılan seçimleri kazanarak parlamentoya giren Nobel ödüllü lider, Rohingya MüslümanlarI hakkında konuşmuyor.
Suu Kyi, Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü'nün yıllık konferansına katılacağı Cenevre kentinde "Görüyorum ki uluslararası toplum benim ülkemi de bir parçası yapmak için yoğun çaba harcıyor. Buna doğru karşılığı verebilmek de ülkemin elinde." demişti.
Ülkesinde ki tüm etnik grupların barış içinde yaşayacağı mesajını veren Suu Kyi , Müslümanlara karşı olan sessizliğini Avrupa'da da devam ettirdi.
BANGLADEŞ DE KABUL ETMİYOR
Komşu hükümet Bangladeş, ülkesine sığınmak, isteyenleri geri çeviriyor. Bangladeş'in Göçmen Bakanı, göçmenler için "bizim ülkemizde Rohingya adında bir etnik grup yok" diyerek mültecilerin alınmayacağını söylüyor.
Bangladeş yaşanan son olaylarda Myanmar'daki şiddet olaylarından kaçan Müslümanları ülkesine geri göndermişti.
Sınır muhafızları, Akyab kentinden gelen çoğu kadın ve çocuk 300'den fazla Müslümanın 8 gemiyle Myanmar'a gönderildiğini belirtmişti.
MALEZYA VE TAYLAND UMUTLARI
Myanmar'dan kaçmak için zor ve daha tehlikeli bir yolu deneyerek, Hint Okyanusu'nun diğer yakasındaki Malezya'ya ulaşabilen yaklaşık 25 bin Arakanlı'nın durumunun biraz daha kabul edilebilir düzeyde olduğu biliniyor.
Geçtiğimiz yıllarda, Tayland kıyılarına küçük bir botla ulaşabilen yaklaşık bin Arakan Müslüman'ın, Tayland güvenlik güçleri tarafından zorla yeniden açık denize, ölüme gönderildiği biliniyor. Yiyeceksiz, motoru çalışmayan bir tekneyle ölüme gönderilen bu insanların yarısından fazlasının boğulduğu bildirilmişti. Tayland yönetimi, ülkeye ulaşabilen tüm Arakanlılar'ın geri gönderileceğini açıklamıştı.
Arakan Müslümanları diğer Müslüman toplulukların dayanışma eksikliğinden rahatsız. Suudi Arabistan merkezli sürgündeki Arakan Rohingya Ulusal Örgütü (ARNO) lideri tarafından "Müslüman kardeşliği diye bir şey yok" serzenişi ile dile getiriliyor bu kırgınlık. Suudi Arabistan'da, büyük çoğunluğu Bangladeş'ten gelen 120 binden fazla Arakanlı olduğu tahmin ediliyor. Başka bir tahmine göre, 300 bin Arakan Müslümanı da yerel toplumla yan yana Pakistan'da yaşıyor.
SON OLAYLAR
Myanmar'ın batısında Budist katliamından kaçan 30 binden fazla Arakan Müslümanı evini terk etmek zorunda kaldı.
Rahine Eyaletinin Güvenlik ve Sınırlardan Sorumlu Bakanı Htein Lin, düzenlediği basın toplantısında, geçen hafta patlak veren olaylar nedeniyle 31 bin 890 kişinin Rahine genelindeki 37 kampta barındığını belirtti. Budist çetelerin saldırılarında geçen haftadan bu yana resmi rakamlara göre 28 kişi öldü, 53 kişi yaralandı. Görgü tanıkları bu rakamı yüzlerle ifade ediyor
Dünya bülteni
