Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

'Yargı kendisini siyasetin yerine koyuyor'

TÜSİAD Başkanı boyner, Yargının bir jüristokrasiye, yani yargının kendisini siyasetin yerine koyması türü bir uygulamaya dönüşmesi eğilimlerinden rahatsız oldukalrını söyledi

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-14 17:56:49

'Yargı kendisini siyasetin yerine koyuyor'
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, hükümetin 2023 hedefi için yeni anayasanın mutlaka oluşturulması gerektiğini söyledi. Boyner, Kürt sorunu hakkında, "Artık ortak aklı kullanmak ve şiddet sarmalından çıkmak ve çağın gerçeklerine konuyu siyaseten çözmemiz gerekiyor." dedi.

TÜSİAD, yılın ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısını Four Seasons Otel'de gerçekleştirdi. Toplantıya; AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner ve Mustafa Koç'un da aralarında bulunduğu sanat ve siyaset dünyasından birçok isim katıldı.

Sözlerine, bu kez ekonomi konularına pek girmeyeceğini belirterek başlayan Ümit Boyner, ekonomik krizlerin ve oluşturduğu travmaların demokrasiyi tartışılır kılmaması gerektiğini ifade etti. Boyner, "Bu nedenle tüm demokratlar açısından demokratik ilkelerin ve kurumların üzerine titrenmesi gereken bir dönemde olduğumuza inanıyorum." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin AB sürecini, "Araya giren, geriye düşen ama hiçbir zaman vazgeçilmeyen bir dava" olarak tanımlayan Boyner, "Bu davanın asli hedefi ise Türkiye'nin örnek alınan gıpta edilen bir ülke haline gelmesidir." dedi.

Çağın ulaştığı bireysel özgürlük anlayışının amacı modernleştirme de olsa muhafazakarlaştırma da olsa vatandaşın özel alanına fazlaca müdahale eden devlet anlayışıyla uyuşmadığı belirten Boyner, "Yasaklar ve dayatmalar sürekli ve sürdürülebilir olmadığı gibi ancak toplumun bölünmesine ve kutuplaşmasına yol açar." ifadelerini kullandı.

'EKONOMİ DIŞINDAKİ KONULARA KAYITSIZ KALAMAYIZ'

"Bazen ekonomi konuları dışında fazla görüş serdettiğimizi düşünenler var onu biliyoruz ama ekonominin yalnızca ekonomi olmadığını da biliyoruz." diyen Boyner, siyasi reform süreci ile iktisadi başarı arasındaki somut ilişki dolayısıyla kendilerinin ekonomi dışındaki konulara kayıtsız kalmasının düşünülemeyeceğini söyledi.

Kürtaj konusuna da değinen Boyner, bu konunun anlaşılması zor bir duyarsızlıkla tartışıldığını söyledi. Boyner ayrıca, "Tüm araştırmaların kadınların iyi eğitimli olmadığı iş gücüne katılmadığı ülkelerin küresel rekabette nal toplayacağına işaret ediyor." dedi.

KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE TÜSİAD'DAN DESTEK SÖZÜ

2023 vizyonunun kendilerine hem yön hem ilham veren, enerjilerini yoğunlaştıran bir dinamizmi harekete geçirdiğini belirten Boyner, 2023 vizyonunu gerçekleştirmek için çözülmesi gereken Kürt sorunu ve yeni anayasa gibi iki önemli meselenin bulunduğunu ifade etti.

Kürt meselesi hakkında "Artık ortak aklı kullanmak ve şiddet sarmalından çıkmak ve çağın gerçeklerine konuyu siyaseten çözmemiz gerekiyor." diyen Boyner, "Bu yöndeki çabalara destek vereceğimizi iki büyük partimizin çalışmalarına istendiği takdirde katkıda bulunmak için elimizden geleni yapacağımızı da belirtmek isterim." şeklinde konuştu.

Boyner, yeni anayasa konusunda da şöyle konuştu: "Yargı alanında Türkiye'nin Avrupa standartlarının çok gerisine düştüğü bir zamanda kendi demokratikleşmemizi kendimiz yapmak zorundayız. Öncelikle denge kontrol mekanizmalarının nasıl kurulacağı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin nasıl tam işletileceği, parlamentonun bağımsızlığının nasıl sağlanacağı gibi meseleleri, seçim sistemi ve partiler kanununun ne yönde değişmesi gerektiğini de belirlemeliyiz. Anayasa tartışmaları bağlamında temel hak ve hürriyetlerin kayıtlara bağlanmadan güvenceye alınmasını arzuluyoruz. Bu bağlamda da yargı erkinin çok köklü bir reformdan geçmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bir taraftan yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına büyük önem veriyoruz, diğer yandan yargının bir jüristokrasiye, yani yargının kendisini siyasetin yerine koyması türü bir uygulamaya dönüşmesi eğilimlerinden de rahatsız oluyoruz. Bunun da ötesinde yargının evrensel değerler, Türkiye'nin taraf olduğu uluslar arası anlaşmalar ve AB sürecinde kabul ettiğimiz hukuki kavramlar ve kurlalar içerisinde işlemesini ve karar vermesini diliyoruz"

Haber Ara