Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Muhtıralarla hükümetlerin düştüğü dönemler geride kaldı

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'de artık ''birtakım muhtıralarla ya da gazete ilanlarıyla hükümetlerin düştüğü'' dönemlerin geride kaldığını söyledi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-14 12:55:14

Muhtıralarla hükümetlerin düştüğü dönemler geride kaldı
Bağış, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında, artık Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu ve geleceğe sağlam adımlarla ilerlediğini dile getirerek, ''Böyle bir ülkenin, başkalarının kapısında el pençe divan duran siyasilere ihtiyacı yok. Böyle bir Türkiye'nin kendi haklı olduğu konularda gündemini ortaya koyabilen ve müzakeresini en başarılı şekilde ortaya koyan siyasilere ihtiyacı var'' diye konuştu.

TÜSİAD'ın, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine verdiği katkılar için teşekkür eden Bağış, ''Türkiye'nin AB sürecinde TÜSİAD'ın verdiği desteği de hiçbir zaman inkar edemeyiz. Tabii bu 41 yıllık süre içerisinde Türkiye ile birlikte TÜSİAD da birçok badireler atlattı. Son 10 yılına baktığımız zaman Türkiye'nin gelişen istikrarıyla, demokrasisiyle, ekonomik refahıyla TÜSİAD'ın ve üyelerinin de bunun etkilerinden yararlandığını görüyoruz. Çok şükür, TÜSİAD'ın kurulduğu yıllarla bu dönem arasında dağlar kadar fark var'' dedi.

Bağış, ''TÜSİAD'ın son 2 dönemdir kadınların yönetiminde ne kadar başarılı olabileceğini ortaya koyduğunu'' dile getirerek, TÜSİAD üyelerinin firmalarında da aynı kararlılığı kadın yönetici atama konusunda görmeyi umduğunu söyledi.

''BÖLGEDE TÜRKİYE'NİN FARKLI NOKTAYA GELDİĞİNİN İŞARETLERİ GÖRÜLÜYOR''


Türkiye'de artık ''birtakım muhtıralarla ya da gazete ilanlarıyla hükümetlerin düştüğü'' dönemlerin geride kaldığını kaydeden Bağış, 21. yüzyılın Türkiye yüzyılı yapılması gerektiğini belirtti.

Bağış, 1999 depremi sonrası Türkiye'yi ziyaret eden ABD Başkanı Bill Clinton'un ''Önümüzdeki yüzyılı Türkiye'nin tercihlerinin belirleyeceğini'' söylediğini hatırlatarak, bölgede Türkiye'nin farklı noktaya geldiğinin işaretlerinin görüldüğünü söyledi.
Eksikler bulunduğunu ve atılması gereken adımların atılacağını vurgulayan Bağış, bölgede Türkiye bir ilham kaynağı olarak görülüyorsa, bunun sebebini, ''Türkiye'nin yumuşak gücü'', ''demokrasisi'' ve ''demokrasiyi güçlendiren AB reformları'' olarak açıkladı.

Bağış, dün katıldığı Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nda (KPK) Türkiye'nin bazı eksikliklerinin çarpıtılarak anlatıldığını ve Türkiye'yi eleştirmek isteyenlerin eline koz verildiğini gördüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:

''Dün KPK toplantısında Leyla Zana Davası'nı bana çok sordular. Yargıyı savunmak, yargının avukatlığını yapmak herhalde en son yapmak isteyeceğim görevdi. Çünkü bu ülkede yargıdan mağdur olmuş bir kişiyim.

'Millet neyse vekili o olmalıdır' dediği için, 'Başörtüsü kullanma özgürlüğünü, mini etek kullanma özgürlüğü kadar önemsiyorum' dediği için Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmış bir kişi olarak konuşuyorum. Dün Avrupalı meslektaşlarıma, Avrupa Parlamentosu üyelerine şunu söyledim; sizin ülkenizde bir siyasetçi çıksa, 'Ben El Kaide'nin terör örgütü olduğuna inanmıyorum, El Kaide'nin insanları öldürmek için kullandığı silahları bir güvence olarak görüyorum, El Kaide'yi bir demokratik özgürlük mücadelesinin temsilcisi olarak görüyorum ve Bin Ladin'i de bu yüzden bir kahraman olarak görüyorum' dese, sizin yargınız yan gelip yatacak mı? Bazı şeylere doğru perspektiften bakmak lazım. Tabii ki ülkede herkesin kendi ana diliyle iletişim kurabilme özgürlüğünü herkesten çok savunuyoruz, yaptıklarımız ortada.

Tabii ki bireysel özgürlükleri çok önemsiyoruz. AB bir değerler manzumesiyse, bunun temelinde birey vardır. Ama bizim kendi değerlerimizde de birey vardır, bizim kendi inançlarımızda da birey vardır. Türkiye, AB yolunda adım attıkça, aslında kendi özüne de dönüyor. Şu an Meclis'te yasalaşma sürecinde olan ombudsmanlık, aslında başkadılık sisteminin Avrupa tarafından uygulanma şeklidir. Bu değerler bize yabancı değerler değil. İstişare etmek, demokratik süreçte karar almak bize yabancı olan süreçler değil.''

Haber Ara