Haberal hastanede kalmak için hastalığını kullanmış
Ergenekon sanığı Mehmet Haberal’ın doktorların önerdiği tedaviyi reddederek hastanede kalmak için hastalığını kullandığı belirtildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-14 14:49:34
Sanık doktorlar Hatice Sezer Karcıer ve Zerrin Yiğit, ifadelerinde kalbine pil takılması yönünde tekliflerde bulunduklarını, bu sayede hastanede yataklı tedavisine gerek kalmayacağını söylendiklerini ancak Haberal’ın bu işlemi kabul etmediğini anlattıkları belirtildi.
Adalet başmüfettişlerine tanık olarak ifade veren enstitü çalışanlarından Murat Kazım Ersanlı ifadesinde, “Kanaatimce Haberal’ın kendisine kardiyoloji açısından yapılacak asıl müdahale I.C.D. takılmasıdır. Hasta bunu kabul etmediği için süreç böyle gelişmiştir. Eğer hasta bu aşamada da I.C.D. takılmasını kabul ederse bu sorunların aşılacağını düşünüyorum.” dedi.
Adalet başmüfettişlerince tanık olarak ifadesi alınan Vedat Sansoy da, “Cengizhan bey hastaya elektrofizyolojik tetkik yapılmasını önerdi ancak hasta bunu kabul etmedi ve bunu beyan ederek imzasıyla onayladı. Bunun üzerine amiyodarone tedavisine başlandı. Amiyodarone tedavisini hastaya öneren bendim. Çünkü servis sorumlusu bendim. Bilahare hastanın haftalık 24 saatlik holter ritim izlemeleri ve psikiyatri konsültasyonları ile hastayı izlemeye devam ettim. Sonuçta ritim izlemesi yanında bir de 02.10.2009 tarihinde psikiyatrik konsültasyon yaptım. Ardından anabilim dalı başkanlığına bu hastayı taburcu edebileceğimiz yönünde kurul raporu vermek amacıyla heyet oluşturulmasını teklif ettim.” dedi.
Savcılıkça tanık olarak ifadesi alınan Cengizhan Türkoğlu, söz konusu rapor ile ilgili yaşananları anlattı. Türkoğlu, “Kendisiyle ilgili gerekli tetkik ve tedaviler uygulandıktan sonra hastanın durumuyla ilgili Kardiyoloji Enstitüsü Anabilim Dalı’nın 15.08.2009 tarihli talebi üzerine hasta ile birebir görüşülerek taburcu olmasında bir sakınca olmadığına dair 27.08.2009 tarihli bir rapor tanzim edilerek anabilimdalı başkanlığına gönderdim. Daha sonra tekrar talep üzerine 28.09.2009 tarih ve 466 sayılı, aynı mahiyette hastanın tedavisini ayakta devam etmesinde sakınca bulunmadığına ilişkin raporu düzenleyerek anabilimdalı başkanlığına gönderdim.” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine 16 Ekim 2009 tarihinde Zerrin Yiğit'in imzasıyla Haberal'ın taburcu olması planlanması ile ilgili kurul toplanacağının bildirildiğini anlatan Türkoğlu, “Kurulda toplantı tartışmalı geçti. Aksi yöndeki bir rapora muhalefet koyacağımı bildirdim ve 16.10.2009 tarihli, hastanın taburcu edilebileceğine dair heyet kararı çıktı. Ancak bu raporların Adli Tıp Kurumu'na gönderilip gönderilmediğini bilmiyorum. Zira bu görev enstitü müdürlüğüne aittir.” dedi.
Haberal ile ilgili son teşhisin hiper tiroid ön tanısı olduğunu aktaran Türkoğlu, bu hastalığın ilacın kesilmesini gerektirmediğini söyledi. Bu yönüyle de hastanın yatarak tedavi görmesine gerek olmadığını belirten Türkoğlu, “Zira hasta birçok tedaviyi kabul etmemektedir, normal koşullarda tedaviyi kabul etmeyen hastalara uygulanan yöntem taburcu etme işlemiyle son bulur. Tedaviyi kabul etmeyen hastaya uygulanacak başka yöntem yoktur.
Sanıklardan Nazmi Gültekin geçtimiz mayıs ayında verdiği ifadesinde, “Son olarak eğer Mehmet Haberal daha öncesi tedavileri kabul etmiş olsaydı, yani İCD tedavisi yine Aplosyon tedavisini ve elektrofızyolojik incelemeleri kabul etseydi bu kadar uzun kalmasına gerek olmazdı. Hiç bir hekim bunu hastanede tutamazdı. Hasta bu durumu kullanmıştır diyebiliriz.” şeklinde beyanda bulunduğu kaydedildi.
Cihan'da yer alan habere göre, bu ifadeler üzerine savcılığın değerlendirmesinde, “Sanık için önerilen en uygun tedavinin ICD tedavisi olduğu, bu konunun uzmanının Cengizhan Türkoğlu olduğunun şüpheli ve tanık beyanları ile sabit olduğu ve tedavinin Cengizhan Türkoğlu tarafından sanığa teklif edildiği, sanığın bu teklifi kabul etmediği, böyle durumlarda hastaların taburcu edilmesinin genel teamül olduğu, sanık Mehmet Haberal’ın tedavi yöntemini kabul etmeyerek durumu kendi lehine kullandığı, sanık hakkında verilen taburcu kararının kendisine önerilen en uygun tedaviyi kabul etmemesi sonrasında olduğu anlaşılmıştır” denildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara