Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Vicdani ret tanınacak mı?

AİHM’de açılan davaları peş peşe kaybeden Türkiye’den ‘vicdani ret’ konusunda ilginç adım.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-13 13:31:54

Vicdani ret tanınacak mı?
TİMETÜRK / Haber Merkezi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), vicdani ret hakkını vatandaşlarına tanımayan tek Avrupa ülkesi olan Türkiye aleyhinde kararlar almaya devam ediyor. Mahkeme, bugün açıkladığı kararda vicdani retçi Halil Savda'ya yönelik uygulamalardan dolayı Türkiye'yi mahkûm etti.

Savda, Türkiye'deki vicdani ret mücadelesinin en sembolik isimlerinden. savaskasitlari.org adlı internet sitesinin sahibi olan Savda, askerlik yapmayı reddettiği için askeri mahkemeler önünde yargılanmış, bu yargı süreci yıllar sürmüştü. Savda hakkında 2007 yılında “sağlam” raporu veren askeri doktorlar, 2008 yılında “anti-sosyal kişiliğe” sahip olduğu gerekçesiyle “çürük” raporu hazırlamış ve bu rapor temelinde 1974 doğumlu Savda askerlikten “muaf” tutulmuştu. Savda, hakkında askeri mahkemeler önündeki süreci 2005 yılında AİHM gündemine taşımıştı.Mahkeme, Halil Savda’ya yönelik uygulamayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bularak, Türk hükümetini mahkûm etti.

ANKARA ÇIKIŞ ARIYOR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vicdani ret konusunda aldığı son kararlar, Türkiye'yi de adım atmaya zorluyor.
Hükümet geçen hafta Strasbourg’da beklenmedik bir çıkış yaparak, vicdani retçi olduğu için hâlâ aranmakta olan Osman Murat Ülke hakkındaki arama kararının Eskişehir Askeri Mahkemesi tarafından kaldırıldığını duyurdu.Avrupa Konseyi’ni oldukça şaşırtan bu beklenmedik çıkış, Bakanlar Komitesi tarafından alınan bir kararda “memnuniyet verici” olarak tanımlandı. Avrupa Konseyi şimdi Ankara’dan Osman Murat Ülke’nin hakkında aynı konuda başka soruşturmaların yürütülmediği ve vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmayacağı gibi somut güvenceler istiyor.

ÜLKE DAVASI, PİLOT DAVA

AİHM'in vicdani ret konusunda 1990’lı yılların başlarına dayanan bir içtihadı bulunuyor. Vicdani retçi Osman Murat Ülke tarafından AİHM’e yapılan başvuru “pilot dava” olma özelliğini taşıyor. AİHM, Ülke davasında 2006 yılında açıkladığı kararda vicdani retçiye yönelik uygulamayı “insanlık dışı muamele” olarak yorumlamıştı. AİHM o tarihte Osman Murat Ülke’nin “din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiği” tezine ise olumlu yanıt vermemişti.

2011 YILINDA YENİ İÇTİHAT

Ancak Avrup'daa vicdani retçiliğin artık genel kabul görmüş olmasını dikkate alan AİHM, 2011 yılında Ermenistan’a karşı açılan bir davada, bu içtihadını revize ederek, vicdani retçilere alternatif hizmet sunulmamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9’uncu maddesinin ihlali anlamına geldiğine hükmetti.

Bu yeni içtihat temelinde vicdani ret hakkının bulunmadığı ülkelerden gelen başvurular AİHM tarafından otomatik olarak “Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin ihlali” olarak değerlendirilmekte.

SAVDA KARARINDA YENİ UNSURLAR

AİHM işte bu yeni içtihadı temel alarak Halil Savda’ya yönelik uygulamayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin işkence ve insanlık dışı muamele yasağıyla ilgili 3’üncü, vicdan özgürlüğüyle ilgili 9’uncu ve adil yargılanmayla ilgili 6’ıncı maddelerine aykırı buldu. Karar gereği Türk hükümeti davacıya 12 bin euro manevi tazminat ve bin 975 euro mahkeme masrafı ödeyecek.

TANIMAYAN TEK ÜLKE TÜRKİYE

Türkiye,1949 yılından bu yana üyesi olduğu Avrupa Konseyi devletleri arasında bu hakkı vatandaşlarına tanımayan tek ülke olma özelliğine sahip. Bu nedenle de AİHM kararlarının uygulanışının denetleyicisi olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde düzenli aralıklarla “hesap vermek” zorunda kalıyor.


“TÜRKİYE AİHM’DE DÖRDÜNCÜ KEZ MAHKUM OLDU”


Uluslararası Af Örgütü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’de vicdani ret hakkı ile ilgili verdiği son kararı memnuniyetle karşıladı. Mahkeme oybirliği ile “işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muamelelere tabi tutulmama” (Madde 3), adil yargılanma (Madde 6) ve “ifade, vicdan ve din özgürlüğü” (Madde 9) hakkının ihlal edildiği yönünde karar verdi.
Bu karar, son bir yıl içinde AİHM’in Türkiye’nin vicdani ret hakkını ihlal ettiği yönünde verdiği dördüncü karar. Temmuz 2011’deki Bayatyan Ermenistan’a Karşı Davası’nda Mahkeme ilk kez vicdani ret hakkının reddedilmesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. Maddesi uyarınca hak ihlali olarak kabul etmişti.

Halil Savda vicdani reddini 2004’te açıkladı ve birçok kez tutuklandı, askerlik görevini yerine getirmeyi reddettiği için üç kez kovuşturmaya maruz kaldı. 2004 ila 2009 arasında toplam 17 ay tutuklu kaldı. Halil Savda, 2007’de tutukluyken kötü muamele gördüğünü, dört memur tarafından tekmelenip dövüldüğünü, ağzına kirli bir çaput tıkıldığını, üç gün boyunca sandalye ya da yatak olmayan bir odada çıplak tutulduğunu ve battaniye olmaksızın beton zeminde uyumaya zorlandığını iddia etmişti. Bu olaylar hiçbir zaman usule uygun bir şekilde soruşturulmadı.

Bu son karar, 2006’daki Ülke Türkiye’ye Karşı davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Murat Ülke’nin defalarca kovuşturmaya tabi tutulup ardından bir vicdani retçi ve inançları dolayısıyla pasifist olduğu için zorunlu askerlik yapmayı reddetmesi üzerine mahkum edilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3.Maddesini (insanlık dışı veya küçültücü muamele ya da ceza) ihlal ettiği hükmünü tekrarlamıştır. Mahkeme ayrıca Halil Savda’nın askeri mahkemenin taraflı olabileceğine dair korkusunun makul olduğuna dayanarak Sözleşme’nin 6. Maddesinin ihlal edildiği kararını verdi.
AİHM’in kararının ardından Uluslararası Af Örgütü’ne açıklama yapan Halil Savda, “Umarım bu karar Türkiye’de vicdani ret hakkının tanınması için yolu açar. Avrupa Konseyi Başkanlar Komitesi, Türkiye’ye yönelik baskıyı arttırarak bu hak ihlallerine kesin olarak son verilmesini ve bu kararların uygulanmasını sağlamalı. Bu da sadece yasada yapılacak bir değişiklikle olabilir. Bu önemli değişimi gerçekleştirmek için kampanyalar düzenleyen Uluslararası Savaş Karşıtları ve Uluslararası Af Örgütü gibi uluslararası kuruluşlara minnettarım” dedi.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Murat Çekiç, “bu karar Türkiye hükümetine bir kere daha vicdani ret hakkını tanıması gerektiğini hatırlatıyor. Temel bir insan hakkı olan ifade, vicdan ve din özgürlüğü hakkına saygı duyulmalı ve yetkililer derhal vicdani ret hakkının yasal olarak tanınması için gerekli adımları atmalı” dedi.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara