Hem 3 ili hem de tazminat istediler
Ermeni halkının yüzde 60’ı Türkiye ile koşulsuz diplomatik ilişki kurulmasını destekliyor. Yani Ağrı Dağı’nın öteki tarafı ile barış aslında hiç de uzak değil. Ancak bir marjinal kesim var ki...
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-12 06:03:49
Ermenistan ‘landlocked’ yani denize hiçbir sınırı olmayan bir ülke. Aynı zamanda çevresindeki komşularıyla da sınır ilişkileri pek iyi değil. Azerbaycan ile Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle herhangi bir diplomatik ilişkisi bulunmuyor, hatta sınır bölgesinde çatışmaları da eksik olmuyor. Biz Ermenistan’ı ziyaret ederken ölen 5 Azeri askeri de bunun göstergesi. Türkiye ile sınırı ise Dağlık Karabağ işgali sonrasında 1993’ten bu yana kapalı. Dünyaya tek açılma noktaları Gürcistan. Türkiye ile yapabildikleri ticareti de bu ülke üzerinden yapmak zorunda kalıyorlar.
Vize yok, kapı açık
Nüfus 3.2 milyon. Milli gelir ise 10.1 milyar dolar. Yani Türkiye’nin 77’de biri kadar büyük bir ekonomileri var. Kişi başına düşen gelirde de Türkiye’nin 3’te biri kadar (3 bin 100) kazanıyorlar. Sınırın kapalı olmasına rağmen Ermenistan ithalatının yüzde 6’sı Türkiye’den. İhracatlarında Türkiye’nin payı ise sadece yüzde 0.1.
‘Dost ve kardeş’ Azerbaycan Türkler’e vize uygularken Erivan’a giriş için uçaktan indikten sonra pasaportunuzu gösterip 15 dolara yakın bir ücret ödemeniz yeterli oluyor. Karşılığında 21 günlük vize pasaportunuza yapıştırılıyor. Ama yeşil pasaportunuz varsa durum biraz farklı. O zaman Tiflis’teki Ermeni elçiliğine vize başvurusu yapmanız gerekiyor. Umumi pasaportu olanların turistik gezilerinde hiçbir sorun yok.
Dolmanın adı ve tadı
‘Nasıl gideceğim?’ diye düşünenlere hem AtlasJet’in hem de Ermeni Havayolu şirketi Armavia’nın düzenli sefer yaptığını hatırlatırım. Ancak Armavia’dan bilet alacaksanız bu havayolu şirketinin ‘rötar’ karnesini dikkate almanızı öneririm. Dönüş için Erivan Havalimanı’na geldiğimizde uçağımızın 3 saat rötarlı olduğunu öğrendik. Ama bizden önceki Moskova seferi için 14 saat rötar yazısını görünce halimize şükrettik. Aynı havayolu şirketinin iki seferi için de ‘İptal’ yazısını ekranda görmek Armavia hakkında bize gayet iyi bir fikir verdi diyebilirim.
Erivan sokaklarında yürürken kendinizi hiç yabancı hissetmiyorsunuz. Hatta Erivan’dan rastgele 100 kişiyi alıp İstanbul’da bir caddeye koysanız kimse, ‘Bu insanlar bizden farklı’ diyemez. Restoranlardaki yemekler Türk damak tadına çok uygun. Türk mutfağı ile Ermeni mutfağı birbirine çok benziyor. Ermenistan’da da Türkiye’deki ismiyle anılan her tür dolmanın tadına bir de Erivan’da bakmanızı öneririm.
Ermeni çocuğun tepkisi
Herkesin aklına, ‘Türkler’e bakış nasıl?’ sorusu geliyordur. Biz ne temaslarımız sırasında ne de akşam eğlenmeye gittiğimizde Türk olduğumuzu belirttiğimiz zaman en ufak bir tepkiyle karşılaşmadık. Ancak Ermenistan’ın en eski ve en büyük kilisesi olan Etchmiadzin Katedrali’nin bahçesinde bize hediyelik eşya satmak için yaklaşan 9-10 yaşlarında üç çocuktan ikisi, Türk olduğumuzu öğrendiği anda gözlerini faltaşı gibi açıp arkasına bile bakmadan kaçtı. Diğeri ise önce bize yumruğunu gösterdi, ardından ‘Biz sizinle dost olmak için buradayız’ dediğimizde yumruğunu açarak tokalaşmak için elini uzattı.
Ararat, futbol ve ‘raproşman’
Erivan’da nerede olursanız olun kafanızı kaldırdığınızda gördüğünüz tek şey var: Ağrı Dağı (Ararat). 2009’da futbol diplomasisi ile başlayan süreç yakınlaşma (raproşman) beklentisini yükseltmiş ama umutlar şimdi daha sönük.
Ağrı Dağı’nın iki yakasında iki ülke Türkiye ve Ermenistan... Bu yüzden Ararat Ermeniler için bir anlamda ataların topraklarını, dünyaya yeniden açılmayı simgeliyor. Ermeniler’in Ağrı Dağı tutkusu öyle bir tutku ki kafanızı çevirdiğiniz her yerde bunu görebilmeniz mümkün. Restorana gidiyorsunuz adı Ararat, ülkenin en meşhur içkisinin adı Ararat, bir stadyum görüyorsunuz ‘Hangi takımın bu?’ diye soruyorsunuz cevap yine Ararat, sokakta geçerken bir bankamatik gözünüze çarpıyor üzerinde yazan Ararat Bank...
Erivan Devlet Üniversitesi’ne bağlı Caucasus Research Resources Center (CRRC) araştırma merkezinden Prof. Heghine Manasyan’ın Ermenistan’daki Türkiye algısı üzerine verdiği anket sonuçları aslında Ağrı Dağı’nın öteki tarafında Türkiye’ye bakışı göstermesi açısından önemli..
- Ermeniler’in yüzde 60’ı Türkiye ile diplomatik ilişki kurulmasına sıcak bakıyor. Yüzde 52’si ise Türkiye ile ekonomik ilişki kurulması taraftarı.
- Siyasilerle, akademisyenlerle, hatta sokaktaki Ermeniler’le konuştuğunuzda hepsinin dilinden ‘futbol diplomasisi’ ve ‘raproşman’ ifadelerini duyuyorsunuz. Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ın 2009 yılında iki ülke futbol milli takımları arasında oynanacak maçı izlemek üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Erivan’a davet etmesi ile başlayan ‘futbol diplomasisi’ süreci Ermenistan’da büyük bir heyecan yaratmış. Protokollerin imzalanmasıyla ‘Türkiye ile yeniden yakınlaşma ve diplomatik ilişki kurulmasını’ temsil eden ‘raproşman’ kelimesi iyiden iyiye dillendirilir olmuş. Ancak iki ülke arasında Zürih’te imzalanan protokolden bu yana bir ilerleme kaydedilmemiş olması da umutları kırmış. Futbol diplomasisinin başladığı 2009 yılında Türkiye ile işbirliği isteyenlerin oranı yüzde 65’lere kadar tırmanırken 2010’da yüzde 43’e, geçen sene de 40’a kadar gerilemiş.
- Hiçbir önkoşul olmadan sınır açılsın diyen Ermeniler’in oranı yüzde 34. Ancak ‘önkoşulsuz kesinlikle açılmasın’ diyenlerin oranı da yüzde 34. Aradaki kesim ise nötr.
- Ermeniler’in yüzde 49’u Türkiye sınırının açılmasının kendilerine ekonomik anlamda pozitif getirisi olacağını düşünüyor, ancak konu ulusal güvenlik olunca yüzde 58’i ‘sınırın açılması güvenliğimize tehdit’ diyor.
- ‘Türkiye’nin AB’ye üye olması Ermenistan’la yakınlaşmayı da daha kolay hale getirir’ öngörüsüne rağmen Ermenistan’da Türkiye’nin AB üyeliğine destek sadece yüzde 2.
- Ermeniler’in yüzde 69’u Türkler’in kendileri hakkında olumsuz fikre sahip olduğunu düşünüyor. Gelir ve eğitim arttıkça bakış olumluya dönüyor.
VE BİR RADİKAL SES...
‘Tazminat ödeyin 6 vilayeti verin’
Erivan’daki ziyaretimizin en ilgi çekici temaslarından birini Ermenistan’ın en radikal partisi Taşnak Sütyun’un uluslararası işlerden sorumlu genel sekreteri Giro Manoyan ile gerçekleştirdik. Manoyan, Türkiye ile yeniden ilişki kurmaya hazır olduklarını söyleyince sordum: Her 24 Nisan’da partinizin taraftarları Türk bayrağını yakarken gerçekten Türkiye ile yakınlaşmaya bir niyetiniz var mı?
Verdiği cevap samimi oldu. Taşnak Sütyun’un parti politikasında bayrak yakma olmadığını kendilerinin önkoşulsuz diplomatik ilişkiye sıcak baktıklarını söyledi. Ancak bu ilişkinin kurulmasının ardından gelecek talepleri açıklamaktan da çekinmedi:
1) Soykırımı tanıyın. 2) Hayatını kaybeden Ermeniler için tazminat ödeyin. 3) Tehcir öncesinde Ermeni nüfusun yoğun olduğu 6 vilayetin kontrolünü Ermenistan’a verin. (Vilayet-i Sitte olarak da bilinen 6 vilayet bugünkü coğrafi sınırlar gözönünde bulundurulduğunda şu illeri kapsıyor: Erzurum, Erzincan, Ağrı, Van, Hakkari, Bitlis, Muş, Şırnak, Batman, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Elazığ, Malatya, Bingöl, Sivas, Amasya, Tokat ve Giresun’un bir kısmı...)
ANITTA 2015 İÇİN HAZIRLIK BAŞLADI
Ermeniler için ‘Soykırım Anıtı’ çok kutsal bir mekan. Okullar buralara turlar düzenliyor, din adamları sürekli ayinler yapıyor. 2015 yılındaki 100’üncü yıl anması için de geniş çaplı hazırlık yapılıyor. Anıtın yanındaki müzenin boyutunun 3 katına çıkartılması planlanıyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara