Dolar

34,8759

Euro

36,7527

Altın

3.039,68

Bist

10.139,61

Şehit afişleri her şeyi söylüyor

Robert Fisk: Lübnan askerleri, Ali’nin ofisi karşısında aylaklık ediyor. Sadece tehlikeli-görünen motosikletleri durduruyorlar. Bunu 9 gün önce 15 kişinin (12 Sünni, 3 Nusayri) ölmesinden beri yapıyorlar.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-11 09:43:39

Şehit afişleri her şeyi söylüyor
Her zamanki gibi afişler her şeyi söylüyor. Trablus pazarının üzerinde yeni şehitler demeti asılı. Hepsi de Sünni. Hadr el-Masri’nin gaddar suratı bu ayın başında kaderini tahmin eden bir adamınkine benziyor. Köşeyi dönünce Suriye Caddesi’nin girişinde, Başkan Beşşşar Esed, üzerime parlıyor. “Suriye, Esed” diyor: “Allah Suriye’yi koruyor”. Arap Demokratik Partisi’nin küçük ofisine uğruyorum. Siyah plastik, çakma-deri koltuk, siyah plastikten sandalyeler, siyah kaplama masa hepsi çok alımlı. Partinin en genç üyesi 29 yaşındaki Ali Foda’ya Beşşar’la tanışıp tanışmadığını soruyorum. “Keşke” diye cevaplıyor. Kendi kendime, zaman azalıyor diyorum.

Ali elbette, kahramanı Beşşar’ın Şia mezhebinden bir Nusayri. Burada, Trablus’un en fakir bölgelerinden biri olan Cebeli Muhsin tepesinde, şehirdeki 60 bin fakir Nusayrileri yaşıyor. Eğer Sünnilere inanırsanız, burası Suriye’nin iç savaşını Lübnan’a yaymak için Beşşar-kaynaklı bir çabayla Bab-ı Tabane Sünni semtine ateş yağdıran Suriye gizli polisi ve İran Devrim Muhafızları’nın bir kalesi. Eğer Ali’ye inanırsanız –birazdan buraya geleceğim – Sünniler ile Nusayrileri Trablus’tan sürmeye
çalışan Suudi ve Katarlı “cihatçılar”la birlikte Suriye’deki isyancı müttefiklerinin sürekli havan ve bazuka ateşi altında çevrilmiş yalnız ve fakir silahlı bir banliyö.

Lübnan askerleri, Ali’nin ofisi karşısında aylaklık ediyor. Sadece tehlikeli-görünen motosikletleri durduruyorlar. Bunu 9 gün önce 15 kişinin (12 Sünni, 3 Nusayri) ölmesinden beri yapıyorlar. Eski Aziz Gilles Şatosu’nun cephesi oluşturduğu bağlantı noktasına da ordu yerleşti. Lübnanlı askerler, 2 Müslüman grubun birbirine vurmaması için Hıristiyan Haçlı kalesinde yer tutuyor.

Ali günde 7 saat okuyor ki buna inanıyorum ve Cebel Muhsin’den çıkış yolu olmadığını söylüyor ki buna inanmıyorum. “Çatışmaların ardından her zaman kesme operasyonları oluyor” diyor: “Her taraftan sarılmışız. Eğer Lübnan ordusu bize un getirmese, hayatta kalamazdık”.

Ancak birkaç dakika sonra – hatırı sayılır uzunlukta Kissinger ve Beşşar’ın babası Hafız Esed’den alıntı yaptıktan sonra – yakalanıyor ve birkaç gün önce Beyrut’a gittiğini anlatıyor. Nasıl? “Gizli bir yol var ve güvenlik ile gittim” diyor. Aha! Cebel Muhsin’e silahlar bu şekilde giriyor yani diyorum. Ali böyle bir şeyi reddediyor.

Ali halkının mezhepçi olmadığına ancak kasabanın öteki tarafındaki “terörist çetelerin” –Beşşar’ın düşmanları için sarf ettiği aynı kelimeleri kullanıyor– Suriye’nin altını oymaya çalıştığına inanıyor. “Kissinger Suriye’nin işgal edilemeyeceğini fakat bölünebileceğiniz söyledi” diyor: “Nihayetinde Suriye’de bir uzlaşı olacak. Aptallar Libya ve Mısır’ı parçaladıkları gibi Suriye’yi
parçalayamayacaklar”.

Bu oldukça münhasır bir tarih görüşü ancak Ali bunu ciddiye alıyor. Kardeşi 4 yıl önce Trablus’un cadde savaşlarında kan kaybından öldü. Hastaneye yetiştirememişler.

En favori Lübnanlı doktorumun hoş evine, kasabanın karşısına geçiyorum. Mustafa Aluşi, yarı Nusayri ancak kesinlikle Esed’in tarafında değil. Eski başbakan ve suikastla öldürülen eski lider Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri’nin Gelecek Partisi’nde bir yetkili ve öğlen yemeği için geldiğinde gerçek bir cerrah gibi heyecanla anlattığı 5 tıbbi operasyon gerçekleştirmiş. Evet, Lübnan’ın güleç yüzlü Sünni Başbakanı Necip Mikati’nin bir Sünni silahlı grubu finanse ettiğine ve Hizbullah’ın başka bir Sünni
gruba silah gönderdiğine inanıyor.

Yerel hattımdan aradığında ayda bir konuştuğum Necip bir milyoner ancak herhangi bir askeri ödemeyi reddediyor. Lübnan’daki en güçlü (ve Suriye-karşıtı) güvenlik isimlerinden General Rifi’nin yanı sıra Mikati’nin Trablus’tan olduğunu da eklemeliyim. Bir de Lübnan donanmasının amirali var.

Yani olay şu… Eğer Mustafa doğru söylüyorsa, Suriye’nin Lübnan’daki Şii müttefiki Hizbullah, Hizbullah-yanlısı bir hükümete liderlik eden Başbakan’ın maddi yardımıyla Trablus’taki Suriye’nin Sünni muhaliflerini silahlandırıyor. Bu arada Suriye destekçileri de Suriye istihbarat eğitimiyle karşılık veriyor. Lübnan için dahi bu çok fazla görünüyor. Elbette Ali Foda’nın sözleri içinde Kuzey Suriye’deki “teröristleri” silahlandırmak için bir tünel olarak düşmanlarının Trablus’u kullandığı yönündeki Esed’in iddiaları da bulunuyor.

Bu kadarına inanıyorum zira ordu, Sierra Leone bandıralı bir gemiyle Lübnan’a getirilen Suriye yolunda bir kamyon-dolusu silah yakaladı. Mustafa bu çatışmanın süreceğini ancak “bunun bir savaş olmadığını” düşünüyor. Üç saat sonra arabanın düğmesini çeviriyorum. Cebel Muhsin’de bir adam keskin nişancıyla vurulmuş, karısı da yaralanmış. Bir başka şehit afişi daha yola çıktı.

Haber Ara