Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

Bağımsızlık Bildirgesi, Anayasa ve Kur’an

Hukuki belgeler olarak Bağımsızlık Bildirgesi, Birleşik Devletler Anayasası ve Kur’an arasında benzerlikler mevcuttur.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-11 09:49:35

Bağımsızlık Bildirgesi, Anayasa ve Kur’an
TİMETÜRK / Haber Merkezi

Jefferson’un Kur’an’ı

Alexandra Méav Jerome *

Thomas Jefferson, 9 Aralık 1805’te, Birleşik Devletler’in Beyaz Saray’daki ilk iftarının ev sahipliğini yaptı. Kasıtlı bir olay değildi. Jefferson’un Tunus hükümeti temsilcileriyle planlı bir toplantısının neticesi olarak ortaya çıktı. Birinci Berberi Savaşı’nın sonuydu ve Jefferson, Akdeniz’de Amerikan çıkarlarının güvenliğini sağlama alırken, Kuzey Afrika devletleriyle daha iyi diplomatik ilişkiler kurmaya istekliydi. Temsilcilerin Ramazan ayı orucunu tuttuğu kendisine bildirildiğinde, Jefferson Beyaz Saray’daki yemek zamanını, misafirlerine uygun hale getirmek için, öğleden sonra 3.30’dan “tam güneş batımına” aldırdı. Başkanın bu jesti sadece diplomatik değildi aynı zamanda Jefferson’un, William & Mary Koleji’ndeki öğrencilik yıllarından beri ilgilendiği İslam’a dair aşinalığını ve rahatlığını gösteriyordu. Gerçekten Jefferson’un Kur’an’a ilgisi ve Arapça çalışmaları, mezun olduğu üniversitede Şark Dilleri bölümü kurulmasına verdiği desteğe ve nihayetinde bu bölümün kurulmasına yol açtı. Bir akademisyen ve bir diplomat olarak Jefferson, Amerika dışındaki dünya ile Birleşik Devletler’in başarısı için kültürel ve entelektüel sermayenin önemine dair gayretli bir farkındalığa ve ilgiye sahipti. Onun Kur’an’ı ve ulus-yaratma çabalarının parçası olarak ürettiği belgeleri incelediğimizde, Jefferson’un bu bilgisini nasıl kullandığı ile ülkenin kuruculardan biri üzerinde İslam’ın belki de ne kadar etkili olduğunu görüyoruz

Amerika’nın İslam’a ilk ilgisi
Amerika’nın İslam ve Ku’ran’a ilgisi Thomas Jefferson’un öğrenciyken şans eseri aldığı Kur’an’la başlamadı. Bu ilgi, ülkenin Püriten kurucularına kadar eskilere gider. Delifişek vaiz Cotton Mather’in Osmanlı İmparatorluğu hakkında yazılan kitapları bir solukta okuduğu ve Kur’an’a sayısız atıflar yaptığı söylenir. 17’nci yüzyılda sömürgeci bir izleyici grubu karşısında Kuzey Afrikalı bir korsanı taklit-i hezelinde Benjamin Franklin, “Muhammed’i izlemek Şeytan’ı izlemekten kötü müdür?” diye sorar. (1) Bu soru birçok okuyucundan bir cevap bulamamış görünüyor. John Adams dahi tartışacak kadar İslam bilgisine vakıftı. (2) Aslında Pennyslvania’ya Alman göçmenlerinden kurucularımıza kadar birçok ilk Amerikalı gibi Adams’ın elinde de Kur’an çevirileri bulunuyordu.(3) Her ne kadar günümüz Amerikalılarına Püritenlerin İncil dışında başka okumalar yapması bir sürpriz olsa da, Franklin ve Adams, dünya inançlarının çeşitliliği konusunda işinin ehilleriydi. Konuya derin ve açgözlü entelektüel merak duyan bir siyasi zekâya sahip bu insanlar, müşterek olarak, bu bilginin bağımsız ve sürdürülebilir bir ulus devletinin kurulması yanında öncül kolonilerin başarısı için elzem olduğunu anlamışlardı. Açgözlü bir okuyucu ve hümanist olarak zekâsı hesaba katıldığında Jefferson, belki de dünya dinleri ile onların kurduğu sosyal sistemleri ve hükümetleri öğrenmenin bu elzemliğine en çok uyum sağlayan kişidir. Aslında ilk dönem Amerikalı devlet adamlarının hepsinden daha fazla olarak, Jefferson sayesinde, yeni Cumhuriyet üzerinde İslam’ın etkisi ve önemini anlayabiliyoruz.

Jefferson, George Sale’in Kur’an çevirisini, William & Mary Koleji’nde hukuk eğitimi aldığı sıralarda Gloucester Caddesi’ndeki bir kitapçıdan aldı. Zamanın en iyi İngilizce Kur’an çevirisinin girişinde Sale’in şu giriş cümleleri yer alıyordu:
“Eğer yabancı milletlerin dini ve sivil kurumlarını bilmek bir değerse, bir yüzyıldan daha az bir sürede Arapları, Romalılardan çok daha fazla bölgeye hâkim kılan Arapların kanun koyucusu Muhammed’inkini bilmek de öyledir”.(4)
Sale de bir avukattı ve Kur’an’ı bir hukuk kitabı olarak bu tanıtımı, Jefferson’un Kur’an’ı nasıl anladığını ve onunla nasıl ilgilendiğini anlamak için önemlidir. Sale, Kur’an izahatına büyük vurgu yapmış ve Kur’an’ı olduğu gibi yani İslami hukukun kaynak kitabı olarak görmüştür.

Hukuk eğitimi sırasında Jefforson’un Kur’an değerlendirmesi üzerine diğer önemli bir etki, Samuel von Pufendorf’un çalışmasıdır. 17’nci yüzyıl hukuk bilginin, Tabiat ve Milletler Kanunu adlı eseri, Jefferson hukuk çalıştığı sıralarda, karşılaştırmalı hukuk konusunda mümtaz bir çalışmaydı. Çalışmasında von Pufendorf, genelde onaylamayarak olsa da aynı, istemeden kendisini Kur’an’ı övmeye götüren katı ve ahlaki tipik bir Proteston dünya görüşüyle, İslam’a atıflarda bulunur. Şans oyunlarına karşı yasaklarında, ahlaki davranış ve giyime vurgusunda, milletler arasında barışın tesisini teşviki konularında Kur’an’ı över. (5) Jefferson gibi Avrupalı hukuk bilginlerinden hiçbiri Kur’an içeriğinin tamamını yok sayamamışlardır. İslam’ı eleştirmek ve gözden düşürmek için sürekli nedenler ararken, bilginlerin İslam’ı övdüğü –özellikle adalet ve ahlaka (6) dair zorlayıcı emirlerinde– durumlar vardır. Jefferson sadece von Pufendorf’un yazıları ve hukuk çalışmasından değil aynı zamanda Deizm ve Amerikan Devrimi bağlamında da etkilenmiştir.


Hukuk, Deizm ve Kuran
Jefferson Kur’an’ı iki şekilde anlamıştır: İlki bir hukuk kitabı olarak. Hadis ve Sünnet’le birlikte yasal bir belge olarak Kur’an, Şeriat ya da İslami Hukuk’un üzerinde yükseldiği iskeleyi oluşturur. Muhtemelen hukuk eğitimi nedeniyle Jefferson Kur’an’la ilgili olarak bunu kesin şekilde anlamıştır. Kur’an’ın bu hukuki anlayışıyla metni, özellikle Berberi Devletler’e dair diplomatik gayretleri için bir bilgi kaynağı olarak inceleyebilmiştir. Ancak Jefforson’un Kur’anı anladığı ikinci bir yol daha vardır. Bu da Deizm’e olan bağlılığıdır.

Hıristiyanlık içerisinde küfür sayılabilecek Deizm, tek bir Kadir Yaratıcı (Tanrı, Allah vb.) olduğunu benimser ancak bu yaratıcı insani meselelere müdahale etmez ya da yönetmez. Dinin deist görüşü, doğa-üstüden ziyade sıkı şekilde doğalı temel alır. Aydınlamanın entelektüel elitleri arasında yetişen Jefferson, Deizm fikirlerini benimsemiş ve 18’nci yüzyıldaki takipçilerinden biri olmuştur. Deizm’in birçok ilkelerinden biri ve İslami inançla en tutarlı olanı Teslis’i reddetmesidir. Kur’an’ın kesinlikle vurguladığı gibi: “Allah üçten biridir diyenler kesinlikle [hakikate] karşı geliyorlar. Sadece tek Allah vardır (Kur’an 5: 73)”(7)

Jefferson ve diğer Deistler için, İslami inancın bu temel yönü İslam’ı Hıristiyanlıktan daha fazla ilişki kurulabilir kılmıştır.
Kur’an analizinde Jefferson, kütüphanesinden bir İncil seçip her bir doğa-üstü ya da bilimsel olarak sakat olayı jiletle kazıyarak metne “Deist bir yaklaşım” uyguladığı “Jefferson İncil’i” adı verilen örneği takip etmedi. Bereket versin ki Jefferson’un Kur’an’ı tamamen el değmemiş bir haldedir. Eğer Jefferson’un Kur’an’ı nasıl okuduğunu incelersek, Jefferson İncil’indeki gibi Deizm’e karşıt her şeyin tamamen çıkarılmasına karşın, Jefferson, belki de İncil’e kıyasla Kur’an’daki mucizelerin göreceli azlığı nedeniyle Kur’an’a entelektüel bir otopsi yapma ihtiyacı hissetti. Hangi neden olursa olsun, Jefferson’un Kur’an’ını çizmekten geri durmuştur. Bunun yerine onu devlet-kurulması ve Amerika’nın Orta Doğu’yla ilişkisinin başlangıcı noktasında kullanmıştır.
Jefferson’un Kur’an’ını siyasi ya da hukuki amaçlar için çalışmak için kullanmadığı zamanlarda, metin Monticello’daki kütüphanesinde duruyordu. Jefferson’un kitaplarını organize etme yöntemini kendisi icra ediyordu. Raflara kitapları başlıklarına göre diziyordu. Din başlığında ise inancı temsil eden kitapların evrenin yüce tasarısını temsil ettiğini hissediyordu. İlk bakışta, Jefferson, kitaplarını kronolojik olarak Pagan’dan (Yunan Mitolojisi) Hıristiyanlığa doğru dizmiş görünüyor. Ancak Jefferson, Kur’anı Yunan mitolojisi metinlerinden hemen sonra ve İncil ile Eski-Yeni Ahit’ten önceye koyuyordu. Bazı akademisyenler Jefferson’un Kur’an’ı koyduğu yerin, İslam’ı Paganizm’in bir ıslahı ancak Yahudilik ile Hıristiyanlıktan aşağı (8) olarak gördüğünün belirtisi olduğunu söylüyor. Çoğulcu dünya görüşüne rağmen bu, Jefferson’un sempatisinin hakikatte Hıristiyanlıkta olduğunu ve onun İslam hakkındaki görüşlerine dair bir nüfuzu-nazar mı sağlar? Bu kısmen hakikat olabilir ancak Jefferson’un düşünme-tarzı hakkında daha fazlası mevcuttur.


Adams, Jefferson ve diğerlerinin sahip olduğu ilk dönem Kur’an çevirileri, öncül Şarkçılara ve meraklı okuyuculara bağlam sağlamak için genelde kısa tarih ve girişler ihtiva eder. Eğer Jefferson’un dini inanç ve uygulamaya ilişkin tarihi gelenek ve kültüre ilgisini düşündüğümüzde, Kur’an’ı Yahudi-Hıristiyan metinlerin önüne yerleştirmesi mantıklıdır. Metinleri sıralamaya dair Jefforson’un yaklaşım yollarından biri, İslam-öncesi uygulamaları İslam ile karşılaştırmak için olabilir. Çalışmasında Jefferson, her üç Semavi dinin tektanrıcılık-öncesi gelenekleri nasıl devşirdiğini araştırmış ve bu şekilde Paganizm olarak tanımladıklarını çıkarılması için bir değer sırası oluşturmuş olabilir. İslam gerçekten de İslam-öncesi adetlerin bazı yönlerini almış ve onları İslami ya da İslami anlayışa çevirerek onları tekrar tektanrıcılığa has kılmıştır. Örneğin Mekke’deki Kâbe’ye hac Muhammed-öncesi zamanda da vardı. Müslümanlar, mabedin ilk olarak İbrahim tarafından inşa edilip tek tanrıya adandığına ancak insanların zamanla başka tanrılar edinip putlarını Kâbe’ye yerleştirdiğine inanır. Müslümanlar, Muhammed’in Kâbe’den bu putları temizleyip onu tekrar Allah’a has kıldığına inanır. Buna karşıt Hıristiyanlık, Jefferson’a daha az tektanrıcılık-öncesi unsurlar içerir görünmüş olabilir. Bu nedenle Jefferson, Hıristiyanlığın İslam’dan daha üstün olduğunu düşünmüş olabilir.

Bağımsızlık Bildirgesi, Anayasa ve Kur’an

Jefferson’un, Muhammed’in Medine’deki farklı Müslüman ve Yahudi kabileler arasındaki ilişkileri düzenleyecek Medine Anayasası’na da aşina olup olmadığı bilinmiyor. Hukuki belgeler olarak Bağımsızlık Bildirgesi, Birleşik Devletler Anayasası ve Kur’an arasında benzerlikler mevcuttur. Medine Anayasası’ndaki özellikle inancından bağımsız olarak hükümet gözünde korunması ve birliğinin ihtivası, eşit haklar, dini grupların korunması gerek Bağımsızlık Bildirgesi’nde gerekse de Birleşik Devletler Anayasası’nda yer alır. Kur’an içeriği ve belki de Medine Anayasası, Amerikan tarihinin en önemli iki belgesini yazarken Jefferson’u etkilemiş olabilir mi?

Bağımsızlık Bildirgesi ve Birleşik Devletler Anayasası, bazı başlıklarda benzer ifadeler içerir. Medine Anayasası şunları söyler: “Yahudiler kendi dinlerini sürdürecek ve Müslümanlar da kendilerininkini… Yahudilerin yakın arkadaşları onlar gibidir.” Düşmanlarının karşısında “Onları (inananları) izleyenler, onlara katılanlar ve onlarla birlikte mücadele edenlerin hepsi tek bir ve aynı toplumu oluşturur.” Anayasası şu şekilde sonlanır: “Himaye altındaki yabancılar, hamileriyle aynı şartlarla muamele göreceklerdir. Fakat hiçbir yabancı kabilenin onayı alınmadan himaye edilmeyecektir. Bir kadın ailesinin onayı olmadan himaye altına alınmayacaktır”. (9) Eğer Jefferson, Medine Anayasası’na aşinaysa, Amerikan kültürünün neredeyse dogmatik bir inancı olan “hayat, özgürlük ve mutluluk arayışı” hakkını Bağımsızlık Bildirgesi’ne eklemesine etkilemiş olabilir. (10)

Medine Anayasası ile Kur’an’ın yansımaları ABD Anayasası’ndan ayırt edilebilir. Din özgürlüğünü teminat altına alan Anayasa’nın ilk maddesi, orijinal olarak “Din Özgürlüğünün Tesisi Yasası” adını taşıyordu. Otobiyografisinde Jefferson, yasanın içeriğini ve koruma altına alınacak tüm grupların adlarının açıkça yazıldığı bir yasa dilinde ısrarcı olduğunu anlatır: “’Yahudiler, Yahudi-olmayanlar, Hıristiyanlar, Muhammediler, Hindular ve her bir mezhebin/öğretinin kâfirleri’ yasayla koruma altındadır.” (11) Jefferson’un Medine Anayasası’na aşinalığını bilmemize rağmen, öğretisindeki bazı unsurlara dair Kur’an etkisini görebiliyoruz. Özellikle Bakara Suresi’nin 69’nci ayetinde olduğu gibi: “Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiler ve Hıristiyanlardan Allah'a, Ahret Gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.”(12) Bu ayet, genellikle Semavi din mensuplarının ruhsal ya da sosyal kınanmadan korunduğu anlamında yorumlanır. Jefferson bu sureden mi ilham aldı? Belki de…

1788’de eyaletler, Anayasa’nın onayı için oyladığında, Hıristiyan-dışı kimlik konusu tartışma başlığıydı. Özellikle “Birleşik Devletler’de herhangi bir görev veya kamu hizmeti için liyakat unsuru olarak bir din sınavı gerekmeyecektir” (13) diyen bir 6’ncı maddenin 3 fıkrası hakkında hararetli tartışmalar yaşandı. Benzer bir ifade, devlete sadakatin dini bağla değil gösterilen sadakatle sınandığı ve bu gösterimin kabileyi ya da devletin korunmasını temine den Medine Anayasası’nda bulunur. Kuzey Carolina’daki delegeler farazi bir Müslüman bir başkanın seçilmesiyle ilgili tartışmışlardır. (14)

Bağımsızlık Bildirgesi ya da Anayasa’yı yazarken Jeferson’un Medine Anayasası’ndan ya da Kur’an çalışmalarından etkilenip etkilenmediğini belki de asla bilemeyeceğiz. Fakat onu Aydınlanma’yla entelektüel olarak bilgilendiren William & Marry Koleji’ndeki kayda-değer eğitimiyle birleşen İslam ve diğer dünya dinleri hakkındaki anlayışının, Amerikan ulusal gururunu oluşturmasını biçimlendirdiğini tahmin edebiliriz.

Berberi Savaşları
1786’da Jefferson Fransa’nın Birleşik Devletler büyükelçiliğini yaparken, Akdeniz’deki korsanlık, yeni kurulmuş Birleşik Devletler için en ciddi ekonomik tehdit haline gelmişti. İngiltere’den bağımsızlığın ciddi ekonomik sonuçları vardı. Bu kıta sahanlığı için uluslararası yasalardan önceydi. Eğer bir gemi anlaşma olmayan bir ülkenin menziline girerse, genelde düşman olarak kabul edilir ve saldırıya açık olurdu. Amerika, İngiliz Tacı altındaki koloniler grubuyken, gemileri koruma altındaydı zira Taç’ın böylesi bir anlaşması vardı ve Trablus’taki hükümete çıkarlarını korumak için senelik haraç veriyordu. Fakat Bağımsızlık Bildirgesi ile kraliyet donanması korumasından mahrum kalan ABD’nin ticareti ve seyahati Mağrip sahilleri etrafında riskli bir çaba haline gelmişti. Bugünün Cezayir, Libya ve Tunus’undan korsanlar, bölgede takas yapan Amerikan ticaret gemilerine saldırıyorlardı.

Çağdaşı İngiliz büyükelçisi John Adams’la birlikte Jefferson, Amerikan gemilerinin neden saldırıya uğradığını ve Amerikalıların neden esir edildiğini anlama çabasıyla Trablus’taki büyükelçi Sidi Hacı Abdurrahman Adya ile buluştuktan sonra Dışişleri Bakanı John Jay’e yazdığı mektupta Büyükelçi Adya’nın şu sözlerine yer verdi:
Peygamberi tanımayan tüm milletlerin –yağmalamanın ve esir almanın inananlar üzerine bir yükümlülük olan– günahkârlar olduğu ve bu mücadelede ölen her Müslüman’ın Cennet’e kesin olarak gideceği Kur’an’larında yazılıdır. Aynı zamanda geminin bordosuna çıkan ilk kişinin bir fazla köle ve daha fazla pay alma hakkına sahip olduğu ile düşman gemisinin güvertesine yayıldıklarında hepsi birden ganimet için bağırdıklarında düşmanlarını büyük dehşete düşüren denizcilerin her iki elinde ve ağızlarında birere bıçak olduğunu da söyledi. (15)

Akademisyenler, büyükelçinin “Kılıç Ayet’inin” (9: 5)” şerhini, cihadı meşru kılmak için bazen kullanılan Kur’an bölümü olarak bilir. Bu belge bir korsanın motivasyonun harika bir özetidir. Bu aynı zamanda bugünün teröristlerinin iddia ettiği mantığın ürkütücü bir habercisi de olabilir. Ancak Jefferson’un Kur’an anlayışı, günümüz Küresel Terör ile Savaş’tan farklı bir sonuca neden oldu. 1796 Trablus Anlaşması, Akdeniz’deki Amerikan gemilerinin soyulmasına karşılıktı. Jefferson’un arkadaşı ve meslektaşı Joel Barlow’un hazırladığı anlaşmada“Birleşik Devletler hükümeti, hiçbir şekilde, Hıristiyan dini üzerine kurulmadığı gibi Müslümanların sükûnetlerine, dinlerine ve yasalarına karşı herhangi bir düşmanlık içermez”(16) ifadesi yer alır.
Dışişleri Bakanlığı’nın Kur’an’ı detaylıca araştırma ihtiyacı hissetmesinden neredeyse 2 yüz yıl önce, Jefferson hâlihazırda bunu büyük etkiyle icra etmiştir. Jefferson bir kez daha 1801-1805 başkanlığı esnasında, ilk Berberi Savaşları olarak bilinen dönemde, Berberi Devletler’le karşı karşıya gelmiştir. Siyaseten bu onun Kur’an bilgisini Birleşik Devletler çıkarı için kullandığı son İslam’la diplomatik karşılaşması olacaktır. Birleşik Devletler’in yabancı sahillerde ilk zaferini elde ettiği ilk Berberi Savaşı’nın sonunda, geçici bir barış sağlandı ve Jefferson Washington’daki Tunus Büyükelçisini Beyaz Saray’da bir akşam yemeğine davet etti. Davet Ramazan ayına denk geldi ve yemek saati değiştirilerek Beyaz Saray’ın ilk iftarına dönüştür. Bu iftar 1805’in sonunu işaretliyordu ve en az bir Berberi Devlet ile yapılan bu anlaşma Jefferson’un Kur’an ve İslami bilgisini kullanışının son sembolik sonuydu. Muhakkak ki gerek Jefferson gerekse de konuğu, kişisel ihya için mücadele ve tefekkürle geçen bir günün ardından bir ödül yemeği olarak Ramazan orucunun açmanın değerini takdir etmişlerdir.

Jefferson’un Kur’an’ın Mirası
Thomas Jefferson, çok nadir olarak din bahsinde konuşmuştur ve arkasından İslam’a dair düşüncelerini konusunda yazılı bir belge bırakmamıştır. Ancak Kur’an’ı siyasal olarak kullandığına bakarak, meslektaşı George Washington’un “İbrahim’in Soyu’nun Çocukları”(17) diye adlandırdıklarına yönelik yaklaşımları hakkında tahminde bulunabiliriz. İslam’a ve Hıristiyan Batı sınırları içinde bulunanlara karşı kesinlikle sempatiktir ancak ister Kur’an ister İncil olsun kutsal metinlerin milletler ile imparatorlukların siyasetine, motivasyonuna ve ilhamına etkisinin kesinlikle farkındaydı. Aynı zamanda Jefferson, Kur’an ile yukarıda bahsedilen ve onun İslam araştırmasına eşlik etmiş olabilecek Medine Anayasası’nın ahlaki ve insani unsurlarından etkilenmişti. Jefferson’un İslam hakkında ne düşündüğünü hakiki olarak bilemeyebiliriz fakat Kur’an’ın Jefferson’un Monticello ya da Adams’ın Peacefield’deki raflarını işgal eden egzotik kitaplardan birini olmadığını biliyoruz. Aksine kurucular İslam’ı biliyorlardı ve ayrıca bilmek zorunda da hissediyorlardı. Eğer Jefferson ve cumhuriyetin ilk günlerindeki çağdaşlarınca yazılan belge ciltlerini iyice araştırırsak, Jefferson’un Kur’an’ın yeni bağımsız bir ulusun sürekliliğine, betimlenmesine ve kurulmasına etki ettiği anları bulabiliriz.

Seçilmiş Okumalar
Hayes, Kevin J. "Thomas Jefferson Kur’an’ı nasıl okudu?" İlk Dönem Amerikan Edebiyatı 39: 2 (2004): s247-s261.
Hitchens, Christopher. "Jefferson'un Kur’an’ı: Kurucu İslam hakkında gerçekte ne düşünüyordu? Salon, 9 Ocak 2007 (http://www.slate.com/articles/news_and_politics/fighting_words/2007/01/jeffersons_quran.html).
Kidd, Thomas S. "Muhammed’i İzlemek Şeytan’ı İzlemekten Kötü Mü?" Kilise Tarihi 72: 4 (Aralık 2003): s766-s790.
Prange, Sebastian R. "Thomas Jefferson'un Kur'an’ı," Suudi Aramco Dünyası, Temmuz/Ağustos 2011, s2-s7.
Medine Anayasası, http://www.constitution.org/cons/medina/macharter.htm [Orijinal Kaynak: İbn-i İshak, Allah Resulünün Doğru Yolu, Çeviri: A. Guillaume (Karaçi: Oxford University Press, 1955)] (2 Şubat 2012).
Birleşik Devletler Anayasası, http://www.archives.gov/exhibits/charters/constitution.html [Orijinal Kaynak: Ulusal Arşiv, Washington, 1787] (2 Şubat 2012).
Bağımsızlık Bildirgesi http://www.archives.gov/exhibits/charters/declaration_transcript.html [Orijinal Kaynak: Ulusal Arşiv, Washington, 1776] (2 Şubat 2012).
Muhammed’in Kur’anı olarak adlandırılan Kur’an. Çeviri George Sale (Londra:1734)
Yüce Kur’an: Çeviri: Lale Bahtiyar (Chicago: Kazi Publications, 2007)
Widmer, Ted. "Ehli Kitap, Amerika’daki Kur’an’ın Gerçek Tarihi" Boston Globe, 12 Eylül 2010 (http://www.boston.com/bostonglobe/ideas/articles/2010/09/12/the_true_history_of_the_koran_in_america/)
Dipnotlar
(1) Kidd, Thomas S. "Muhammed’i İzlemek Şeytan’ı İzlemekten Kötü Mü?" Kilise Tarihi 72: 4 (Aralık 2003): s766-s790.
(2) Widmer, Ted. "Ehli Kitap, Amerika’daki Kur’an’ın Gerçek Tarihi" Boston Globe, 12 Eylül 2010 (http://www.boston.com/bostonglobe/ideas/articles/2010/09/12/the_true_history_of_the_koran_in_america/)
(3) The Boston Globe, 12 Eylül 2010
(4) Muhammed’in Kur’anı olarak adlandırılan Kur’an. Çeviri George Sale (Londra:1734)
(5) Hayes, Kevin J. "Thomas Jefferson Kur’an’ı nasıl okudu?" İlk Dönem Amerikan Edebiyatı 39: 2 (2004): s247-s261.
(6) Hayes, s255.
(7) Yüce Kur’an: Çeviri: Lale Bahtiyar (Chicago: Kazi Publications, 2007)
(8)Hayes, s254.
(9) Medine Anayasası, http://www.constitution.org/cons/medina/macharter.htm [Orijinal Kaynak: İbn-i İshak, Allah Resulünün Doğru Yolu, Çeviri: A. Guillaume (Karaçi: Oxford University Press, 1955)] (2 Şubat 2012).
(10) Bağımsızlık Bildirgesi http://www.archives.gov/exhibits/charters/declaration_transcript.html [Orijinal Kaynak: Ulusal Arşiv, Washington, 1776] (2 Şubat 2012).
(11) Hayes, s259.
(12) Yüce Kur’an, Sure 2: 62.
(13) Birleşik Devletler Anayasası, http://www.archives.gov/exhibits/charters/constitution.html [Orijinal Kaynak: Ulusal Arşiv, Washington, 1787] (2 Şubat 2012).
(14) Prange, Sebastian R. "Thomas Jefferson'un Kur'an’ı," Suudi Aramco Dünyası, Temmuz/Ağustos 2011, s2-s7.
(15) Hayes, s257.
(16) Hitchens, Christopher. "Jefferson'un Kur’an’ı: Kurucu İslam hakkında gerçekte ne düşünüyordu? Salon, 9 Ocak 2007 (http://www.slate.com/articles/news_and_politics/fighting_words/2007/01/jeffersons_quran.html)
(17) The Boston Globe, 12 Eylül 2010.
* William & Mary Koleji’nde Okutman ve Amerikan Tarihi Konusunda Doktora Adayı. İslam ve Avro-Amerika’daki cinsiyet üzerine uzman. Kadın Araştırmaları, İslam ve Cinsiyet, Amerika’da İslam konularında dersler verdi. Dickinson Koleji, Londra Üniversitesi ve Exeter Üniversitesi’nde İslam uzmanı olarak eğitim gördü. Granada Üniversitesi ve Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde bulundu. (http://wm.academia.edu/AlixM%C3%A9avEllinwoodJerome)

Oxford İslam Araştırmaları’nda yayınlanan bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.

Haber Ara