Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Müslümanları fişleyen NYPD'ye mahkeme şoku

8 Müslüman'ın açtığı dava, NYPD hakkında bugüne kadar Müslümanlara yönelik izlediği politikanın ilk defa mahkemeye taşınması açısından önem arz ediyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-07 14:48:24

Müslümanları fişleyen NYPD'ye mahkeme şoku
Bir grup Müslüman, New York Polis Departmanı'nın (NYPD) Müslümanları yasal olmayan yoldan takip edip-fişlemesini Federal Mahkeme'ye taşıdı. Çarşamba günü 8 Müslüman, yetki sınırlarını aşarak Müslümanları takibe alan NYPD hakkında, insanları dinine, ırkına, milletine göre ayrımcılık yapıp takip etme gerekçesi ile dava açtı.

NYPD'nin Müslümanları 2001 terör saldırılarından sonra yalnızca New York eyaletinde değil ''East Coast'' olarak ifade edilen kuzeydoğu bölgesindeki 5 eyalette (New Jersey, Connucticut, New Hempshire, Pennsylvania, Vermont) takip edip haklarında rapor tuttuğu AP haber ajansı tarafından gündeme getirilmişti. 8 Müslüman'ın açtığı dava NYPD hakkında bugüne kadar Müslümanlara yönelik izlediği politikanın ilk defa mahkemeye taşınması açısından önem arz ediyor.

Geçen yıl ilk defa NYPD'nin camilere Müslümanları izlemesi için ajan gönderdiği bilgisinin ortaya çıkması üzerine New York polisinin insanları dinine, milletine ve ırkına göre fişlemesi nedeniyle eleştirinin odağında kalmıştı. AP'nin haberinden sonra NYPD'nin Müslümanları yalnızca camilerde değil sokakta, yemek yedikleri restoranlarda, gittikleri hemen her yerde veya toplu aktivitelerinde dahi izlediği New York polisi tarafından da doğrulandı.

NYPD'e hakkında dava açanlar arasında yer alan Farhaj Hasan, her daim gittiği caminin polis tarafından sürekli gözaltında tutulduğunu öğrendikten sonra gitmemeye başladığını söyledi. Kendisinin 2003 yılında Irak gizli servisinde çalışarak Saddam Hüseyin'in uyguladığı vahşeti gördüğünü belirten Hasan, ''Fakat aynı şeyin Hudson nehrinin diğer yakasında da yapıldığını bilmiyordum.'' diyerek NYPD'yi Irak diktatörü ile aynı yöntemi kullanmakla itham etti.

NYPD'nin izlediği camilerin hiçbirinde bugüne kadar terör ile ilgili bir bağlantı ortaya çıkarılmadı ancak 11 Eylül saldırılarının üzerinde 10 yıl geçmesine rağmen New York polisinin ısrarla Müslüman takibinde olması dikkat çekti.

Açılan dava için NYPD yetkilileri suskunluklarını korurken, New Jersey eyaletinde görülecek davanın ilk olması bakımından önem taşıyor. NYPD Müdürü Raymond Kelly, polisin Müslümanları fişlemesi eleştirilerine, New York'u başka muhtemel 11 Eylül saldırılarından korumak amacıyla yaptıklarını söylemişti.

Bu yılın başında New Jersey eyalet sınırları içinde Müslümanları NYPD'nin izlediğini öğrenen bu eyaletin yetkilileri geçtiğimiz 3 ay süresince yaptıkları inceleme de New York polisinin kanun dışı bir uygulamasının olmadığını belirtti. Bugüne kadar hiçbir mahkeme de NYPD'nin yapmış olduğu izlemeyi yasalara aykırı olarak değerlendirmedi.

Yasal anlamda NYPD'nin takip-fişleme işlerini kılıfına uygun olarak yürütmüş olmasının kanunu çiğnemediği anlamına gelmediğini belirten İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) başta olmak üzere Adalet Bakanlığı'nı New York polisi hakkında soruşturma açmaya davet etmişti. Adalet Bakanlığı sözcüsü yaptığı yazılı açıklamada olay ile ilgili incelemenin devam ettiğini belirtti.

İnsan hakları örgütleri ve bazı sivil toplum kuruluşları belli bir dine, kökene veya ırka yönelik genelleyici her türlü davranışın Amerikan anayasasına aykırı olduğuna vurguda bulunuyor. Özellikle 1950-1960'lardaki insan hakları hareketinin soncunda Amerikan yasaları masum insanların takibi konusunda kolluk güçlerine çok sınırlı eylem alanı veriyor.

NYPD ve New York şehir yönetimi avukatları ise bugüne kadar polisin yaptığı takipte hiçbir masum insanın kişisel hakkına tecavüz edilecek bir eylemde bulunulmadığını söyledi. Müslüman Avukatları Birliği direktörü Glenn Katon polisin yaptığı fişleme olayını, "Anayasa ile teminat altına alınan dini özgürlüğün NYPD tarafından bir gruba yönelik yapılan takip sonunda ihlal edilmiştir." dedi. NYPD'nin izlediği yönetimin beli ırk, din ve milletten insanları tehdit olarak göstermesine dikkat çeken Katon, "Bizim davanın da temel itiraz noktası işte bu." dedi.

George Wahington Üniversitesi öğretim görevlilerinden Jonathan Turley, NYPD'nin izlediği yöntemin yasal olmadığını söyledi. Öğretim görevlisi ülke genelinde 11 Eylül sonrası yapılan takiplerin mahkemeler ve milletvekilleri tarafından da hoş karşılandığına işaret etti.

Davacılar arasında bulunan 19 yaşındaki Rutgers Üniversitesi öğrencisi Muaz Muahmmed, neden NYPD'yi mahkemeye verdiğini şöyle ifade etti: "NYPD'nin kuzeydoğu eyaletlerinde Müslüman öğrenci gruplarını izleyip-fişlediği raporunu okuyunca kendi ismimi de gördüm. Çok rahatsız oldum. Günlük ibadetimi bir toplulukla veya cemaat ile yapmaktan çekinir oldum. Bu yapılanlar adil değil. Ben buradayım işte. Amerika'da doğdum ve Amerikan vatandaşıyım, kanunen buralıyım. Müslüman olanlarla da olmayanlarla da iyi ilişkilerim var, NYPD benim gibi birisini dahi takip ediyor görüyorsunuz."

NYPD'nin izlediği camiler arasında yer alan Newark'taki Mescid-i Hac imamı Abdul Kerim Muhammed New York polisinin fişlemesine yönelik, "Bizler anayasal haklarımızın ihlal edildiğini düşünüyoruz." diye tepki gösterdi.

Cihan

Haber Ara