Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dayatmacı 'Laiklik' ile olmuyor

Diyanet’te laiklik düzenlemesinin kaldırılmasına hukukçulardan destek geldi: Bizdeki Laiklik Fransa’da bile yok. Dini bir kurum laiklikle bir ara gelemez.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-06 10:50:00

Dayatmacı 'Laiklik' ile olmuyor
Anayasanın 136. Diyanet maddesinden laiklik ilkesini kaldırma sinyali veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a, Anayasa Hukukçusu Yrd. Doç. Levent Korkut’tan destek geldi. Milat Gazetesi'nden Aslan Değirmenci'nin haberine göre, müdahaleci bir anlayışa destek vermenin imkansız olduğunu ifade eden Korkut, “Ben Sayın Bozdağ’ın sözlerine katılıyorum. Dini bir kurumun laiklikle bir ara gelmesi çelişkidir. Dini işlerde esas özgürlüktür. Dini esaslarda olmayan bir ilke topluma empoze edildiğinde halkın hareket alanı daraltılıyor. Laikliği korumak amacıyla ‘özgürlüklerin sınırlandırılabileceği' şeklindeki bir yaklaşım kabul edilemez” dedi.

YENİDEN ELE ALINMALIDIR

“Laiklik demokrasi değildir” diyen Korkut, “Laikliği demokrasi olarak görmek yanlıştır. Bu iyi anlaşılmalıdır. Laik diktatörlükler dünyada halen var. Laiklik, devleti asla demokrasi sistemine getirmez. Laiklik bireyin hak ve özgürlüklerin üzerinde olmamalıdır. Birey, hak ve özgürlüklerin sınırları içersinde bir laiklik olabilir. Türkiye’de bugüne kadar tam zıddı olduğunu görüyoruz. Demokrasi ile uyumlu olmadığı kadar sistem ile de uyuşmadığı da ortadadır. Fransa’da bile bizde olan laiklik anlayışı yok. Laiklik anlayışımız insan hakları perspektifinde yeniden ele alınmalıdır” şeklinde konuştu.

YENİ ANAYASASIZ OLMAZ

Anayasa Uzlaşma Yazım Komisyonu çalışmalarına da değinen Korkut, “Çalışmalar devam ediyor. Ama bir tıkanıklık olduğunu hissediyorum. Tıkanıklar uzlaşma ile aşılmalıdır. Özgürlükçü bir anayasa ülkenin demokratikleşmesine büyük katkı sağlayacaktır. Demokratik bir Türkiye için, çoğulcu, eşitlikçi, özgürlükçü, katılımcı ve ekolojik yeni bir anayasanın gerekliliği konusunda tüm toplumsal kesimler uzlaşırken, TBMM’nin uzlaşamaması anlaşılamaz bir durum olur. Birey-Devlet ilişkisinde, bireyin özgürlüğünü esas alan, uluslararası insan hakları normlarına dayanan bir anayasa yazmak artık kaçınılmazdır. Özellikle devlet teşkilatı düzenlenirken tutarlı ve dengeli olunmalıdır. Günlük tartışmalardan çok, kuvvetler ayrılığını devreye sokan bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. İyi dengelenmemiş bir sistem sorunların devamına yol açar” dedi.

MEVCUT SİSTEM DEĞİŞMELİ

“Yeni bir sisteme ihtiyaç var” diyen Korkut, “Bu sistem özgürlüklerle kuşanmalıdır. Sistem iyi tartışılmalıdır. Hatta yarı başkanlık, başkanlık sistemleri de düşünülmelidir. Örnekleri masaya yatırlımladır. Ancak yürütme organı da denetimsiz bırakılmamalıdır. Tartışmadan doğruyu bulmakta imkânsızdır. Unutulmamalıdır ki mevcut sistem ile bir yere gidilemez” şeklinde konuştu.

MÜDAHALECİ BİR LAİKLİK VAR

Bekir Bozdağ önceki gün Sapanca'da İl Müftüleri toplantısında yaptığı konuşmada Diyanet ve laiklik konusuna değinmişti. Yeni anayasa çalışmalarında, 136. maddedeki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlendiğini belirten Bozdağ, şunları söyledi:

“Bu madde içinde laiklik ilkesiyle bağdaşmayan bir husus var. Yeni düzenlemede laiklikle bağdaşmayan bu hususun da Diyanet İşleri Başkanlığı’nı düzenleyen maddeden çıkarılmasında fayda vardır. Nedir o? ’Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ilkesi doğrultusunda’ diye başlıyor...

Yani görevini yaparken ’laiklik ilkesi doğrultusunda görev yapar’ diye bir görev tanımı yapılıyor. Yani laikliğin izin verdiği kadar din anlatımına, laikliğin izin verdiği kadar hizmete izin veren yapı var. Halbuki biliyoruz ki anayasamızda laiklikle ilgili maddelerin gerekçesinde de çok açıkça yazıyor ki laiklik dinin devlete, devletin de dine karışmaması, bütün inançların teminatı, sigortası olması, herkesin inandığı gibi yaşamasının sigortasıdır ama 136. maddeye baktığınızda diyor ki, ’anlatabilirsin ama benim izin verdiğim kadar... Bu müdahaleci bir laiklik anlayışıdır, doğru bir şey değildir.”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevinin İslam konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek olduğunu hatırlatan Bozdağ, kurumun görevini laikliğe göre değil, Kuran ve sünnete göre yapacağını bildirdi.

Haber Ara