Bakım evlerindeki yaşlılar bağımlılık tehlikesi altında

Almanya'da bakımevlerinde kalan yaşlılar arasında ilaç ve alkol bağımlılığı tehlikesinin her geçen büyüdüğü, fakat buna rağmen ne federal hükümetin ne de resmi hastalık kasalarının bu soruna karşı gereken tedbiri almadığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmalarda bir yandan hekimlerin yaşlı hastalarına diğer meslektaşlarının verdiği ilaçları dikkate almadan yeni ilaçlar yazdığı, diğer yandan da bakımevlerinin bu ilaç karmaşası neticesinde ortaya çıkan bağımlılıklar karşısında duyarsız kaldığı belirlendi.

Almanya'da bakımevlerinde kalan yaşlıların ilaç ve alkol bağımlılığı tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ortaya çıktı. Durumun farkına varan sağlık uzmanları hekimleri ve hastalık kasalarını uyararak onları bu iki büyük tehlikenin yol açtığı bağımlılık türlerinden muzdarip olan yaşlılara daha fazla hassasiyet göstermeye çağırdı. Yaşanmakta olan dramı ise Sosyal Demokrat (SPD) Parti'nin, Federal Sağlık Bakanlığı'na verdiği soru önergesi gözler önüne serdi. Bakanlığın ana muhalefet partisine verdiği cevapta her beş bakımevinden dördünde alkol ve ilaç bağımlısı yaşlıların kaldığı belirtilerek, "Bakıcıların tahminlerine göre ise bakımevlerindeki hastaların yüzde 7'si ilaç bağımlılığından muzdarip." ifadelerine yer verildi.

SPD'nin madde bağımlılığı uzmanı Angelika Graf dpa'ya yaptığı açıklamada, "Bakımevlerindeki yaşlıların kaçının ilaç verilerek teskin edilmek zorunda olduğu konusunun acilen araştırılması gerekiyor." diye konuştu. Graf, diğer yandan da birçok yaşlı hastanın aile hekimlerinden kendi durumlarına uygun olmayan ilaçlar aldığına dikkat çekti. Yapılan araştırmalara göre Almanya'da 60 yaşın üzerindeki bir ila iki milyon hastanın ilaçları usule aykırı şekilde kullandığı tahmin ediliyor. Bakımevlerinde kalan ilaç bağımlılarının üzerine alkol bağımlısı yaşlıların sayısı da eklendiğinde aslında çoktan alarm verilmesi gerektiği görülüyor.

BAĞIMLI YAŞLILARDA CİDDİ ARTIŞ BEKLENTİSİ

Almanya'da halen kullanılmakta olan 83 ilacın etken maddesinin yaşlılara uygun olmadığı belirtiliyor. Zaten federal hükümet de bu veriler ışığında ve nüfustaki gelişmelere paralel olarak alkol bağımlısı yaşlıların ciddi oranda artmasını bekliyor. Fakat hükümeti her geçen gün büyüyen bu olumsuz gelişmeye karşı kayıtsız kalmakla suçlayan SPD'li Angelika Graf, uyuşturucu maddeler ve bağımlılıkla mücadele etmek için geliştirilen ulusal stratejinin bu veriler ışığında "trajikomik" olduğunu belirtiyor. Bakımevlerinde kalan yaşlılar arasındaki bağımlılık sorununun henüz yeterince araştırılmadığını belirten Alman Bağımlıkla Mücadele Merkezi Müdürü Raphael Gassmann ise, "Birçok yaşlı daha bakımevlerine yerleştirilmeden önce ilaç bağımlısı haline geliyor. Aile hekimlerinin de bu sonuçta sorumluluğu var. Hastabakıcıların bu durumdaki yaşlılar için yapabileceği bir şey yok." diye konuştu.

"BİR HEKİMİN YAZDIĞI İLACI DİĞERİ DİKKATE ALMIYOR"

Düşme tehlikesinin yaşlılar için ölümcül sonuçları olabildiğini hatırlatan Raphael Gassman, ilaç bağımlılığının da bu tehlikeyi ciddi oranda arttırdığına işaret etti. Essen kentinde bulunan bir bakımevinin sözcüsü ise dpa'ya yaptığı açıklamada resmi hastalık kasalarına bağlı tıbbi denetçilerin bakımevlerinde gerçekleştirdiği teftişlerin hastabakıcıların bağımlılığa karşı tutumunda ve bakımevlerindeki bağımlı hasta sayısında herhangi bir değişiklik sağlamadığını belirtti. Deutsche Hospiz Stiftung Yönetim Kurulu Başkanı Eugen Brysch de 80 yaşın üzerindeki yaşlıların her biri ayrı şekilde tedavi edilmesi gereken ortalama 15 tür hastalıktan muzdarip olduğunun uzun süredir bilindiğini belirterek, "Ancak doktorlar yaşlı hastalarına ilaç yazarken diğer meslektaşlarının aynı hastalara yazdığı diğer ilaçları dikkate almıyor. Bu durum aslında zamanda hastalık kasalarının da sorumluluk alanına giriyor. Hal böyleyken daha ne kadar süre bu gerçeğe yüz çevirip, zararlı ilaç karmalarına izin vermeyi düşünüyorlar?" diye konuştu.