Dolar

34,8705

Euro

36,7213

Altın

3.010,14

Bist

10.079,04

Putin: Rusya'da siyasi mahkum yok

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya'nın insan hakları karnesinin iyi olduğunu savunarak, ülkede siyasi görüşlerinden dolayı hapiste yatan olmadığını söyledi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-04 17:58:08

Putin: Rusya'da siyasi mahkum yok
Putin, St. Petersurg'da bu sabah yapılan Rusya-AB zirvesinin ardından Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin muhalefet gösterilerinin dağıtılması ve izinsiz gösteriler için getirilen yüksek para cezalarıyla ilgili sorusu üzerine Putin, gösterilerle ilgili hazırlanan yasanın demokratik olduğunu ve tamamen AB'deki yasalarla aynı olduğunu söyledi.
Rus muhalefetinin siyasi mahkumların serbest bırakılması talebiyle ilgili bir soru üzerine de Putin, bu tarife hangi kişilerin uyduğuna dair bir bilgisinin olmadığını belirterek, şunları söyledi:

''Sözde siyasi mahkumlar konusunda gittiğim her yerde bana (Yukos şirketinin eski Başkanı Mihail) Bay Hadarskovski ve geleceğiyle ilgili sorular yöneltiyorlar. Bildiğimiz gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hadarkovski ile ilgili ceza davası ve mahkumiyetiyle ilgili siyasi bir gerekçe olmadığı kararı verdi. Bu tip konularla ilgili daha spesifik bir isim listesi sunmalısınız. Ülkemizde kamusal olaylardaki yönergeleri ihlal edenlere karşı disiplin soruşturmaları yapılıyor. Bildiğim kadarıyla da bu insanların hepsi serbest ve muhtemelen de yeni protesto gösterilerine hazırlanıyorlar. Bu normal. İhtiyacımız olan şey yasalardaki bu değişiklikleri yazarak, AB ülkelerinde benzer olayları kontrol için uygulanan önlemleri uyarlamak. Bunlar son derce demokratik normlar.''

Rusya'da muhalefet 100'den fazla kişinin siyasi görüşlerinden dolayı cezaevinde bulunduğunu savunuyor.

AB'NİN ÜÇÜNCÜ ENERJİ PAKETİ

Putin, AB'nin 3'üncü Enerji Paketi ile ilgili olarak da yaptığı açıklamada, Rusya'nın bu konudaki endişelerini dile getirdiğini ve bu endişelerin görüşmeler sırasında giderilebileceğini umduklarını kaydederek, ''Her halükarda, bu belgenin (3. Enerji Paketi) kabulünden önce imzalanmış anlaşmalar için bu belgeyi kullanmak kabul edilemez'' dedi.

Avrupa'daki resesyon, küçülen ekonomi, enerji kaynaklarına ve diğer Rus ürünlerine (metal, kimyasal ürünler vse...) talepteki düşüşün kendileri üzerinde doğrudan etkisi olacağını kabul eden Putin, ''AB'deki meslektaşlarımızın bu sorunlarla başa çıkmasını ümit ederiz'' diye konuştu.

PETROL FİYATLARININ BÜTÇEYE ETKİSİ

Petrol fiyatlarındaki düşüşün bütçeye yönelik etkisine de değinen Putin, ''Bu yıl bütçe gelirlerini hesapladığımızda petrolün varilini önce 100 dolar baz aldık ancak daha sonra bunu 115 dolara yükselttik. 100 doların üzerindeki her şey (Rusya'nın zor gün parası dediği fon) Rezerv Fonu'na gitmekte. Eğer fiyat 115 dolardan düşükse, bu sadece Rezerv Fonu'ndaki paranın daha az olacağı anlamına gelmekte. Hepsi bu. Biz herhangi bir ciddi kriz beklemiyoruz. her türlü senaryoya karşı hazırlıklıyız'' dedi.
Zirvenin Rusya ve AB arasında stratejik ortaklığın öncelikler arasında olduğunun teyidi anlamına geldiğini kaydeden Putin, ''Bu konuda daha ileri gitmeliyiz. Bu sayede hem Rusya hem de AB'deki insanlar bu stratejik ortaklık avantajı deneyimlerinden yararlanabilsinler. Gümrük Birliği, Ortak Ekonomik Alan ve potansiyel olarak ekonomik birliğin Rusya ile AB arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi hedefine uygun düştüğüne inanmaktayız'' dedi.

Putin, zirve sırasında Rusya'nın Dünya Ticareti Örgütü (DTÖ) üyeliği çerçevesindeki ticari ve ekonomik işbirliği imkanları üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, ''Bu üyeliğin ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve aramızdaki mevcut sorunların çözümü için nasıl kullanılabileceğine dair çeşitli senaryolar üzerinde durduk. AB ve Avrupa Komisyonu'nun Rusya'nın DTÖ üyeliğini ısrarlı bir şekilde desteklediğini de memnuniyetle ifade etmek isterim'' diye konuştu.

ROMPUY: ''AVRODAN DÖNÜŞ YOK

Rompuy da bir gazetecinin sorusu üzerine AB'nin avro para biriminden vazgeçmeyeceğini belirterek, ''Avro konusunda geri dönüş olmadığını netleştirmeme müsaade edin. Sadece daha fazla entegrasyon yolunda ilerleme olacak. Yunanistan'ın taahhütlerini yerine getirmesini avro bölgesi içinde kalmasını istiyoruz'' dedi.

Rusya ile yakın ortaklık için karşılıklı olarak yeni, kapsamlı ticari ve ekonomik anlaşmalar yapılması gerektiğini ifade eden Rompuy, bu çerçevede Rusya'nın DTÖ üyeliğinin onaylanmasını istediklerini vurguladı.
Rompuy, Suriye konusunda ise buradaki durumun ''son derece kötü'' olduğunu belirterek, ''Suriye yönetimi her türlü şiddete ivedi bir şekilde son vermeli ve BM gözlemci misyonuna tam destek vermeli. AB ve Rusya'nın bu konuda bazı farklı değerlendirmeleri olabilir ama biz (BM ve Arap Birliği ve Suriye Özel temsilcisi Kofi) Annan Planı'nın bir bütün olarak Suriye'deki şiddet sarmalını kırmak, iç savaşı önlemek, barışçıl ve nihai bir çözüm bulunması için en iyi fırsatı oluşturduğu konusunda tamamen aynı görüşteyiz'' dedi.

BARROSO: ''AB, RUSYA'NIN EN BÜYÜ TİCARİ ORTAĞI

Barroso da yaptığı açıklamada, AB'nin Rusya'nın en büyük ticari ortağı olduğunu belirterek, ''Rusya'nın ticaretinin yüzde 50'si AB ile. Aynı zamanda AB Rusya'nın en önemli ihracat kalemi olan enerjinin ene büyük müşterisi. Rusya'nın DTÖ üyeliği ticaretin ve ikili ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi için yeni fırsatlar yaratacak'' ifadesini kullandı.

Hedeflerinin Rusya ile vizelerin karşılıklı kaldırılması olduğunu vurgulayan Barroso, ''Bildiğiniz gibi hala tamamlanması gereken önemli teknik konular var. Bunu gerçekleştirme konusunda kararlıyız ve bunun Avrupa halkının da çıkarına olduğuna inanıyorum. Geliştirmek istediğimiz en önemli alanlardan biri de turizm. AB ülkelerine giden çok sayıda Rus turist var ve daha fazla turist almak kesinlikle bizim çıkarımıza'' dedi.

Haber Ara