Basında yıpranma zammı gündemimizde
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, basın çalışanlarının yıpranma meselesinin gündemlerinde olduğunu söyledi. Arınç, 'Ancak tercihimizi hangi noktada yapacağımızı sanıyorum ki önümüzdeki haftalarda, belki birkaç ay içerisinde açıklama imkanımız olacak' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-04 15:03:34
Basın başta olmak üzere tüm sektörlerde sendikalaşma olmasını istediklerini belirten Arınç, Anadolu Ajansı'ndaki sendikalaşma hareketlerine değinerek, bunların normal ve olağan gelişmeler olduğunu ifade etti. Kimsenin bunun altında işveren veya iktidara dayalı bir olağanüstülük aramamasını isteyen Arınç, olayları kendileri kadar çalışanların da takip ettiğini hatırlattı.
KÖŞE YAZARLARI MAAŞ ALAMAYAN MESLEKTAŞLARININ SORUNLARINI YAZMIYOR
Bugün neredeyse medya sektöründe sendika hakkının bulunmadığını hatırlatan Arınç, maaşlarını dahi alamaz durumda olan basın çalışanları olduğunu söyledi. Çok güçlü bir kuruluşun bir günlük gazetesinde neredeyse bir seneye yakın veya 7 -8 aydır çalışanların maaşlarını alamadığını bildiklerini anlatan Arınç, hepsinin kapı önüne konulma tehdidi altında çalıştığını dile getirdi.
Oysa bu gazete ve televizyonların sahiplerinin milyar dolarlarla, ilk yüzler arasında, ilk 500'ler arasında ve kamu ihalelerine girdikleri zaman nakit milyar dolar verebilecek güçte olduklarına dikkat çeken Arınç, ama çalışanlarının haklarını gözetmediklerini belirterek, kimsenin de tek satır yazmadığını vurguladı.
Bunları da söylemenin kendilerine düştüğünü ifade eden Arınç, köşe yazarlarının hükümetin toplu iş sözleşmelerini eleştirdiğini, ancak kendi mensuplarının maaş alamamaları karşısında ağızlarını kapatıp bir tek kelime söyleyip yazamadıklarını kaydetti. İşin acı tarafının da bu olduğunu dile getiren Arınç, yıpranma konusunda ise basın çalışanlarının haklı olduğunu vurguladı.
"YIPRANMA GÜNDEMİMİZDE, SİYASİ BİR KARAR OLACAKTIR"
Yıpranmayı gündeme getirenlerin anlattığı konuları gündeme getirmediğine dikkat çeken Arınç, fiili hizmet zammı veya yıpranma zammı konusunda da şöyle konuştu: "Birkaç yıldan beri gündemde. Başka hizmet kollarıyla birlikte bu fiili hizmet zammı kaldırıldı. Bu konuda talepler üzerine biz bir çalışma başlattık. Hatta 10 Ocak'ta Başbakanımız, gazeteci arkadaşların ziyaretinde bu konu gündeme gelmiş. Beni de bu konuyla ilgili görevlendirdi. Sizlerden gelen talepleri de değerlendiriyoruz.
Tabi 2008'de bu çıkarken, şimdi 4 yıl sonra tekrar konulacak olmasını diğer sektörlerde veya diğer iş kollarıyla birlikte düşünmemiz lazım. Çünkü zamanın şartları bu mesleği gittikçe yıpratıcı, yorucu, tehlike risk içeren bir noktaya getirmiş midir? Getirmişse fiili hizmet zammı ortadan kalkan diğer iş kollarını da aynı kapsama koyacak mıyız? Sadece basın için mi bunu düşüneceğiz yoksa diğerleriyle birlikte mi? Bu siyasi bir karar olacaktır. Ama ben bunun da öncesinde bir çalışma güvencesiyle, sendika güvencesiyle maaşlarını, ücretlerini özgürce alma güvencesiyle bir çalışma hayatının oluşmasını daha öncelikli buluyorum. Tabi bu çalışmalarınız bize de iletildi. Gündemimizdedir, ancak tercihimizi hangi noktada yapacağımızı sanıyorum ki önümüzdeki haftalarda, belki birkaç ay içerisinde açıklama imkanımız olacak. Çünkü sürekli sorun çözen bir hükümet ve sorun çözen bir Meclis'in çalışmasıyla karşı karşıyayız."
"MEDYA PATRONLARI VE GENEL YAYIN YÖNETMENLERİ BİR OTURUŞTA 5 BİN LİRAYI YİYOR"
Polis akademisiyle birlikte 'savaş muhabirliği' yetiştirme projesine de değinen Arınç, şöyle devam etti: "Çok enteresandır, bu anlı şanlı gazete patronları, genel yayın yönetmenleri 5 bin lira vererek bir savaş muhabiri yetiştirmek üzere çalışanlarını görevlendirmediler. Çok acınacak bir şeydir. Sofraya oturdukları zaman 5 bin lirayı rahatlıkla yediklerini biliyoruz. Ama bir savaş muhabirini böylesi güçlü bir çalışmayı kendi çalışanlarından maalesef saklamış oldular. Onları da doğrusu kınıyorum. Çünkü muhabirlik kolay bir şey değil."
Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser, dar ideolojiler içinde olmadan, sadece üyelerinin haklarını düşünerek yola çıktıklarını ve bu alanda hizmet etmeye devam edeceklerini vurguladı. Mesleki yıpranma haklarının 1 Ekim 2008 tarihinde geri alındığını hatırlatan Eser, bu hak kaybının tekrar geri verilmesini istedi.
Kanal D çalışanlarından Yasemin Doğan ile Harun Bayhan'ın trafik kazası geçirdiğini ve Bayhan'ın hayatını kaybettiğini hatırlatarak meslektaşı için başsağlığı dileyen Eser, çalışma koşullarının ağır olması sebebiyle yıpranmanın fazla olduğuna dikkat çekti. Eser, yıpranma hakkının alınmasıyla birlikte geçen 4 yılın haklarının da telafi edilmesini talep etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara