Dolar

34,8931

Euro

36,6241

Altın

3.010,73

Bist

10.058,63

Erdoğan: Halk kan dursun diye bize yetki verdi

Başbakan Erdoğan, terörden çok çeken illerde oy oranlarının sürekli arttığını, halkın AK Parti'ye şiddetin durması için oy verdiğini söyledi

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-03 17:58:39

Erdoğan: Halk kan dursun diye bize yetki verdi
AA'dan alınan habere göre; AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, ''Biz 'yüreklerdeki yangın bitsin' dedikçe, birileri bu yangını adeta körüklüyor. Biz, hem Kırıkkale'ye gelen şehidimin annesinin, hem dağdaki oğlunun yolunu gözleyen annenin gözyaşı dinsin diye, samimiyetle mücadele verdikçe, birileri çıkıyor, dağdakiler inmesin diyerek, kanı, şiddeti, ölmeyi ve öldürmeyi teşvik ediyor'' dedi.

Erdoğan, partisinin GAP Arena Stadyumu'nda düzenlenen il kongresindeki konuşmasında, AK Parti'nin oy oranının 2002'de yüzde 23, 2007'de yüzde 60, 2011'de yüzde 63,5 olarak gerçekleştiğini, bu rakamların çok anlamlı olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''AK Parti olarak biz, terörle mücadele vermiş şehirlerimizden seçimlerde çok büyük destek alıyoruz. Çünkü biz bu meseleyi sadece bir tarafın bakışıyla, sadece bir tarafın beklentilerine cevap verecek tarzda değil, milletimizin tamamının arzu ettiği şekilde çözmenin çabası içindeyiz.

Bakın size burada bir başka ilimizin 3 seçimdeki oy oranlarını vereceğim. Terörle mücadelede en fazla şehit vermiş illerimizden biri olan Kırıkkale... 2002'de AK Parti'ye yüzde 49'la destek vermiş. 2007'de Kırıkkale yüzde 58'le AK Parti demiş. 2011'de Kırıkkale, desteğini yine artırmış, yüzde 62 oy oranıyla yine AK Parti demiş. Bu nedir biliyor musunuz- Şanlıurfa da Kırıkkale de AK Parti'ye, 'bu meseleyi çöz, terör meselesini çöz, Kürt meselesini çöz, bu akan kanı durdur' diye yetki vermiş, emanet vermiş, destek vermiş.

Bütün illerimizde bu manzara var. 81 vilayetimizin hemen tamamında biz oylarımızı artırarak bugünlere geldik. Biz, üzerimizde ne büyük bir emanet taşıdığımızın farkındayız. Biz, bize oy versin ya da vermesin, 75 milyonun bizden ne istediğini, ne beklediğini, ne talep ettiğini çok, ama çok iyi biliyoruz. Biz her şeyden önce sizleri seviyoruz. Bizde Türk, Kürt, Zaza, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaz, Arnavut, Boşnak, Roman, böyle bir ayrım yok. Biz bütün milletimizi Yunus'un diliyle 'Yaradılanı severiz yaradandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz ve kucaklıyoruz. İşte onun için, hem Kürt meselesinde, hem terörle mücadelede çok kararlı, çok dik, çok cesur bir duruş sergiledik. Demokratikleşme yolunda geri adım asla atmadık. Aynı şekilde terörle mücadeleden geri adım asla atmadık.
Millet arkamızda olduğu sürece, biz, bu kararlı duruşumuzu sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Millet yanımızda olduğu sürece, biz, 75 milyonu kardeşçe kucaklaştırmanın mücadelesini vereceğiz. Ama ben, Şanlıurfalı kardeşimin, bütün bu bölgedeki kardeşlerimin şunu da görmesini özellikle rica ediyorum. Biz bu meseleyi çözmeye çalıştıkça, birileri de inatla, ısrarla, bu meselenin çözülmemesi için gayret ediyor. Biz, 'analar ağlamasın' dedikçe, birileri ısrarla anaları ağlatmak için uğraşıyor. Biz, 'ocaklara ateş düşmesin' dedikçe, birileri şiddeti daha da tırmandırıyor. Biz, 'yüreklerdeki yangın bitsin' dedikçe, birileri bu yangını adeta körüklüyor. Biz, hem Kırıkkale'ye gelen şehidimin annesinin, hem dağdaki oğlunun yolunu gözleyen annenin gözyaşı dinsin diye, samimiyetle mücadele verdikçe, birileri çıkıyor, 'dağdakiler inmesin' diyerek, kanı, şiddeti, ölmeyi ve öldürmeyi teşvik ediyor.''
Erdoğan, terör sorunu ile ilgili, ''Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de meseleyi görmezden gelebilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de idareimaslahata sığınabilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de hiç risk almadan, durumu idare edip gidebilirdik. Ama biz bunu yapmadık'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Peygamberler şehri, ilim şehri, tarım şehri, yiğit, mert, kahraman kardeşlerimin şehri Şanlıurfa'ya biz sevdalıyız. Şanlıurfa, bu şehri şereflendiren Hazreti İbrahim Aleyhisselam kadar cömert bir şehir. Şanlıurfa kendisini şereflendiren Hazreti Eyyub Aleyhisselam, Hazreti Musa, Hazreti Yakup, Hazreti Elyesa Aleyhisselam kadar büyük bir şehir.

Bakın, Şanlıurfa, hem Türkiye için hem dünya için örnek bir şehir. Şanlıurfa, tarihiyle olduğu kadar, bugünüyle de Türkiye'ye, dünyaya emsal olacak bir şehir. Şanlıurfa, birlik içinde, beraberlik içinde, kardeşlik içinde, çalışarak, üreterek, dünyanın bu en verimli topraklarını işleyerek, her geçen gün değişen, her geçen gün büyüyen bir şehir. Biz de Şanlıurfa'yı büyütmek, çehresini değiştirmek, Şanlıurfa'yı, İstanbul'la Ankara'yla Trabzon'la Antalya'yla birlikte bir dünya şehri yapmak için gece gündüz çalışıyor, gece gündüz ter döküyoruz. Ben, yaklaşık 1 yıl önce, 21 Mayıs'ta Şanlıurfa'ya geldiğimde büyükşehir olma sözü verdim. İşte şimdi bu sözümüzü yerine getiriyoruz. Şanlıurfa'nın nüfusu 750 binin üzerinde, çıkaracağımız yasayla artık Şanlıurfa büyükşehir olarak, köylere kadar merkezden hizmet götürecek.

Şanlıurfa'ya geçtiğimiz ay içinde bir başka müjdeyi verdik. Yeni açıkladığımız teşvik uygulamasında, Şanlıurfa 6. Bölgede yer alıyor. Teşvik paketimiz uygulanmaya başladığı andan itibaren, inşallah, Şanlıurfa'ya her zamankinden çok daha fazla yatırım akacak. Buraya yapılacak yatırımları her boyutuyla destekleyeceğiz. Yer tahsis edeceğiz. Gümrük muafiyetleri sağlayacağız. İşverenin sigorta priminin asgari ücrete tekabül eden kısmını tam 10 yıl devlet olarak biz ödeyeceğiz. Yatırım Organize Sanayi bölgesinde olursa 12 yıl biz ödeyeceğiz. Buraya yatırım yapacak işverene 10 yıl süreyle vergi indirimleri sağlayacağız. Şanlıurfa'ya yatırım yapacak işverenin alacağı kredinin faizinin dahi bir kısmını devlet olarak biz karşılayacağız. Buna benzer daha nice destekle Şanlıurfa'nın, Şanlıurfa gibi bölgedeki diğer illerimizin inşallah çok daha fazla yatırım çekmesini sağlayacağız. İnşallah, bu teşvik paketiyle Şanlıurfa'nın sanayi ve ticaret noktasında da artık farklı bir boyuta geçmesini, komşusu Gaziantep'le rekabet eder bir hale gelmesini, Güneydoğu'nun adeta incisi haline dönüşmesini bekliyoruz.''

''KÜLTÜREL HAKLARIMIZI YASAKLADILAR. KONUŞULAN DİLE İPOTEK KOYDULAR''

Şanlıurfa'nın tüm bu yapılanları hak ettiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa'yı kucakladıklarını ve yeniden imar, inşa ettiklerini ifade etti.

Konuşmasında bir hadisi hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Hazreti Peygamber aynen şunu söylüyor; 'fakirlik, küfür olayazdı' diyor... Fakirliğin nasıl bir çaresizlik olduğunu biz çok iyi biliriz. Yoksulluğun, nasıl bir dert olduğunu, nasıl insanın elini kolunu yana düşürdüğünü, insanı nasıl bunalttığını biz çok iyi biliriz. Fakirliğin, yoksulluğun, yolda kalmışlığın, istismara nasıl açık olduğunu bizler de sizler de çok iyi bilirsiniz. Ne yazık ki on yıllar boyunca bu bölgeyi yoksulluğa terk ettiler. On yıllar boyunca bu bölgeyi kendi kaderine terk ettiler. On yıllar boyunca, ne yol ne su ne hastane ne okul... Bu bölgeye gerekli yatırımların hiçbirini yapmadılar.

Bununla da kalmadılar. On yıllar boyunca, benim bu bölgede yaşayan kardeşimin, en temel, en insani, doğuştan gelen haklarını onlardan esirgediler. İnancımızdan kaynaklanan haklarımızı esirgediler. Kültürel haklarımızı yasakladılar. Konuşulan dile ipotek koydular. Kelimeleri, kavramları dahi yasakladılar, cezalandırdılar. Maalesef, işte bu inkar, bu ret, bu asimilasyon politikaları, bu bölgenin, bu bölgedeki kardeşlerimin istismar edilmesine, yoksulluğun, yasakların, ret, inkar ve asimilasyonun istismar edilmesine yol açtı. Birileri de çıktı, bu istismarı kullanarak, bu yoksulluğu kullanarak, meseleyi daha da derinleştirecek şekilde şiddeti bir yöntem olarak uygulamaya başladı.

Biz ne yaptık- AK Parti olarak biz geldik, bu büyük soruna, bu karmaşık soruna, bu iç içe geçmiş, oyun içinde oyun olan soruna çok güçlü, çok kararlı, çok cesur şekilde 'dur bakalım' dedik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de meseleyi görmezden gelebilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de idareimaslahata sığınabilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de hiç risk almadan, durumu idare edip gidebilirdik. Ama biz bunu yapmadık. Çünkü biz, statükonun değil, belli çevrelerin değil, belli etnik kökenlerin, belli inançların değil, Türkiye'nin partisiyiz. Biz milletin partisiyiz. Biz milletin kurduğu, milletin istikamet çizdiği, milletin emanetini taşıyan bir partiyiz.''
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara