Bosnalı kadın gazetecilerden kürtaj itirazı!

Savaş sırasında Bosna ve Kosova'da gazetecilik yapan kadınlar, kürtaj tartışmasında tecavüz mağduru Bosnalı kadınların örnek gösterilmesine itiraz etti...

Vatan'dan Burak Kara'nın haberine göre resmi rakamlara bakıldığında Bosna savaşı sırasında 20 bin kadının tecavüze uğradı, ama bu sayının çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Bu kadınların çoğu tecavüze uğradıklarını söyleyememiş ve çaresiz bir şekilde doğum yapmış insanlar. 'Tecavüz mağdurları kürtaja karşı oldukları için değil, tecavüzü sakladıkları için çocuklarını doğurdular' diyor Kosovalı Gazeteci Burbuce Rushiti. Rushiti, Kosova savaşı sırasında tecavüz vakalarıyla ilgili duyduklarını şöyle anlattı:

"Bosna gibi Kosova'da da tecavüz vakaları savaş sırasında çokça vardı. Aileden ve toplumsal baskıdan dolayı çok sayıda kadın Sırplar tarafından tecavüze uğradığını konuşamadı ve bu tecavüzleri sakladı. Birçoğu doğum yaptı. Çok sayıda kadının başına gelenler özellikle ailesinin önünde tecavüze uğramış kadınlardı. Bir köyde bir kadın eşinin ve çocuklarının önünde tecavüze uğramış, eşi olayı kabul etmiş. Ondan sonra kadın eşinden dört defa hamile kamış. Dört defa kürtaj yapmasını emretmiş eşi, o pis kan temizlensin, Sırplardan bir şey kalmasın istemiş. Bazı aileler toplumda kötü gözle bakılmasın diye sakladılar savaş sonrası tecavüze uğradıklarını. Şimdi konuşmak istiyorlar ve protesto gösterileri yapıyorlar Kosova'da. Bunlar savaşta en acı yarayı alan kadınlar çünkü. Bu kadınların ruhu yaralandı, ne zaman ruhun yaralanır, o ölüme kadar gider. Kürtaj meselesine karşı olmadıkları için doğurdu bazıları, tecavüze uğradığını hep sakladı. En acı ve kanayan yara tecavüzdür. Bu yara asla tedavi olmaz."

BAŞKA ÇARALERİ YOKTU

Savaş sırasında Bosna'da görev yapan gazetecilerden biri de Şerif Turgut. Turgut Avrupa'nın göbeğinde yaşanan dram için şunları söyledi:

"Bosnalı kadınlar hakkında yapılan duygu yoksunu, onları anlamaktan cok uzak, haddini aşan bu açıklamalara yalnızca üzülmüyor, yapanları tüm kalbimle kınıyorum. O kadınlar toplama kamplarında sistematik tecavüze uğradılar, aylarca işkence gördüler. Kaçıp kurtulabilenleri yok denecek kadar azdı. Yani o cocukları doğurmaktan başka çareleri kalmamıştı. Tercihleri yoktu. Hamilelik süreci çok geçmemiş olanlar zaten aldırdı, hatta bazıları çok geçtiği halde mecburen bunu yapmak zorunda kaldı. Bir kadına nasıl 'tecavüzcünden bile hamile kalmış olsan o çocuğu doğur' deyip buna da Bosnalı kadınları örnek gösteriyorlar hâlâ inanamıyorum."

"BİZİ TARTIŞMANIN DIŞINDA BIRAKIN"

Bosna Hersek, Oslobodjenje Gazetesi Türkiye Muhabiri Amina Şeçeroviç de Türkiye'deki tartışmaya tepkili: "Kürtaj meselesini savunurken ve/veya karşı çıkarken, her iki durumda da Boşnak kadınlar kullanılmamalı. Bu mesele, Türk kadını için çok önemli fakat, hiçbir şekilde bir şeyi savunurken veya eleştirirken başkalarının acılarını kullanmamalıyız. Nasıl Bakan'ın sözleri yanlış ise, hemen ardından Bakan'ı eleştirmek için Boşnak kadınlara ulaşmaya çalışan gazetecilerinin veya Boşnak kadınlar adına konuşan insanların yaptıkları da bir o kadar yanlıştır."