Bakan Recep Akdağ, Amerika ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı’nda gündemde bulunan kürtajla ilgili açıklamalarda bulundu. Akdağ, tecavüzle anne rahmine düşmüş bir çocuğu adeta kirli bir çocuk, oradan atılması gereken canlı gibi gören anlayışı şiddetle kınadığını söyledi. “Nasıl ki o anne tertemiz ve masumsa o annenin karnındaki bebek de tertemiz ve masumdur.” diyen Akdağ, o bebeğin de diğer bebeklerden herhangi bir farkı olmaması gerektiğini dile getirdi.
Bu konunun her vicdan sahibi vatandaşın kolayca anlayabileceği husus olması gerektiğini kaydeden Akdağ, “Meseleyi çarpıtarak tartışanların başlarını ellerine alarak meselenin bu tarafını bir kere daha düşünmeleri gerekir. Konuyu çarpıtarak tartışan muhalefet milletvekillerine, hukukçulara, medya mensuplarına açıkça sesleniyorum; tecavüze uğramış bir kadının annenin çocuğunu alsanız da o annenin mağduriyetini ortadan kaldıramazsınız. O anne gerçekten çok ağır şekilde mağdur olmuş kişidir.
Gelin tecavüzcüye verilen cezaları ağırlaştıralım. Bir tecavüzcüye en ağır ceza ne verilebilir? Müebbet hapis cezası. Gelin bunu tartışalım. Konuyu bu meselenin üzerinden tartışanlara sesleniyorum. Bu teklifimi nasıl değerlendiriyorlar? Bu teklifime destek verecekler mi? Caydırıcı olmak açısından, gelin kim tecavüzü gerçekleştiren kimse toplumdaki en ağır cezayı verelim. Kadının hakkını koruyacaksak bunun arkasında durmamız gerekir.” ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, “Tecavüze uğrayan kadının kürtaj yapmasıyla ilgili karşı mısınız? Değil misiniz? Son cümlenizden olabilir diye anlaşıldı” şeklindeki sorusu üzerine Akdağ, “Elbette olabilir. Yani kürtajla ilgili tartışmayı bitirmiş değiliz ki. Kürtajla ilgili tartışmayı sadece kanuni yasaklar, kısıtlamalar gibi düşünmeyin. Kürtajla ilgili tartışma ülkede insanımızın bu konudaki duyarlılığının ve farkındalığının artmasına büyük katkıda bulunuyor. Sonuç olarak kürtaj nereye kadar serbest olur. Ne kadar yasak olur. Kimler için serbest olur, yasak olur. Bu konu tek başına benim işim değil.” diye konuştu.