Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Akademya'dan

Akademya dergisinn yeni sayısı çıktı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-30 15:25:41

Akademya'dan
İŞTE AKADEMYA DERGİSİNİN TANITIMI

Bu sayımızın çıkışı bir nebze gecikti. Buna sebeb ne muhtevâ eksikliği ne malî problem ne de başka bir mâni idi. Yalnızca bundan sonraki yayın çizgimizin ana hatlarının kadromuz bünyesinde netleşmesini ve elinizdeki derginin muhtevâsının da bu istikamette billurlaşmasını arzu ettik. Bu gerçekleşinceye dek dergimizi beklettik. Nihâyet, inanıyoruz ki, tüm okuyucularımızın ilgiyle takib edeceği yepyeni bir muhtevâ çerçevesi oluşturmayı başardık.

“Çerçeve” hâlinde tesbit ettiğimiz ve ileriki sayılarımızda da elbirliğiyle geliştirip inşallah zenginleştireceğimiz bu yeni yayın çizgisi, esas olarak “metafizik dünya savaşı” üzerine oturacak ve Batı ile İslâm dünyası arasındaki nihaî hesablaşmanın “herkese görünür” yönlerinden öte, sözkonusu savaşın “herkese görünmez” yönlerini, bu bakımdan özellikle “metafizik” derinliğini ve genişliğini ele almaya çalışacak. Kuşkusuz, çapımız ve gücümüz müsaadesince...

Temel hayatî bir örnek olarak, Batı emperyalizminin İslâm dünyası üzerindeki -herkesin farkında olduğu- askerî, siyasî, iktisadî vb saldırı ve tasallutundan ziyâde, çoğumuzun farkında bile olmadığı ancak bizi “biz” olmaktan çıkaran “kültür emperyalizmi”ni işlemeye bakacağız. Batının “bugün”ünden ziyâde, onu bu günlere getiren “köklerini” yahud “bugün” gördüklerimizin perde arkasındaki “gizli aktör ve faktörleri” incelemeye çalışacağız. Bu sayımızda “mitoloji” bahsini öne çıkarmamızın bir sebebi de bu.

Elbette Batıya kuru bir tepki olarak değil, meseleleri kendi İslâmî dünya görüşümüzün derinliği ve genişliğine dayanarak ve aynı şekilde “yeni devlet – yeni dünya düzeni” alternatifimiz zâviyesinden ortaya koyma gâye ve gayretinde olacağız. Tek kelimeyle, Büyük Doğu-İBDA dünya görüşü perspektifinden!..

“Metafizik Dünya Savaşı” başlıklı dosyamızda mevcud makalelere ilâveten, -her sayımızda olduğu gibi- farklı konulardaki başka inceleme ve makalelere de yer veriyoruz. Bu çerçevede, harika bir sürprizimiz olacak okuyucularımıza: Selim Gürselgil’in kaleme aldığı “İSLÂM BİRLEŞİK DEVLETLERİ ANAYASASI TASLAĞI”, yeni anayasa tartışma ve hazırlıklarının gündemde olduğu bu günlerde, Batının kuyruğunda Batıcı anayasa teşkili peşinde olanlardan tamamen ayrı olarak, Anadolu merkezli ve Anadolu’nun “ruh kökü”ne dayanan yegâne “alternatif anayasa çalışması” olma kıymetini taşıyor. İsterse –ileride teşekkül edecek aslına nisbetle- eksiği, gediği veya yanlışı olsun, bizce hiç farketmiyor, eksikleri bilâhare tamamlanmak üzere bu çalışma, biricik olma kıymetinden hiçbir şey kaybetmiyor ve ilk olarak Akademya okuyucularının istifâde ve takdirine sunuluyor.

Dosya konumuz dışındaki müstakil çalışmaların bir diğeri de, Abdurrahman Hacımelek imzalı “AKSİYON HÂRİKASI ABDÜRREŞİD İBRAHİM”. Mehmed Âkif’in Safahat’ında kendisine başlı başına bir bölüm tahsis edilen, İslâm davası uğruna dünyanın dört bir köşesine seyahat eden, bir müddet Anadolu’da yaşayan, Abdülhamid Han’ın da desteğini alan ve hem kalem hem kılıç sahibi bir şahsiyet olarak birçok esere ve sayısız aksiyona imza atan Türkistanlı büyük İslâm âlimi ve mücahidi Abdürreşid İbrahim’in mücadelesini hayranlıkla okuyacağınıza inanıyoruz.

Dosyamız haricindeki son bir çalışma ise, uzun zamandır bizimle birlikte olmasına karşılık yazar kadromuza yeni katılan Turan Demir’in “MANTIĞIN MANTIĞI?” başlıklı makalesi. Turan Demir, sabahtan akşama “o mantıklı, bu mantıksız” denilerek tartışılmaz bir “otorite” imişcesine zihnimize oturtulmak istenen “mantık” cenderesini sorguluyor ve sorduğu “sorularla” bize bu mantık anlayışındaki çürüklüğü ve mantıksızlığı gösteriyor.

“Metafizik Dünya Savaşı” başlıklı ve “Mitoloji” ağırlıklı dosyamız bünyesindeki makalelere gelince, ilk makalemiz Hayreddin Soykan imzalı “MİRZABEYOĞLU’NUN VERDİĞİ METAFİZİK DÜNYA SAVAŞI”. Bu geniş çalışmada yazar, Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun bunca işkenceye niçin ve kimler tarafından maruz bırakıldığını ve Mirzabeyoğlu’nun “tek başına” verdiği ancak çoğunun farketmediği “dünya savaşı”nın öne çıkan kimi yönlerini, çok çarpıcı malûmat ve değerlendirmeler paylaşarak gösteriyor. Tüm okuyucularımız için ziyâdesiyle şaşırtıcı ve ufuk açıcı olacağını düşünüyoruz.

Dosyamızın ikinci makalesi ise, Ömer Emre Akcebe imzalı “BATININ MEDENİYET MEFKÛRESİ: GÜNEŞ TANRISI RA”. Batı teknolojisinin ve makinenin “bugün”üne yön veren mitolojik, tarihî, ilmî ve siyasî arka plâna dair çok önemli tesbitler paylaşılıyor bu çalışmada. Aynı şekilde, Telegram’ı daha farklı bir bakış açısıyla değerlendirmemize imkân veren dikkat çekici bir çerçeve ortaya konuluyor.

Dosyamızın üçüncü makalesi, belki bir nebze ürpertici ancak son derece aydınlatıcı bir çalışma olarak, Reha Suvari imzalı “İKİ TELEGRAM MARİFETİ VESİLESİYLE BATININ GİZLİ İLİMLERİ”. Reha Suvari, Telegram’ın ardındaki ezoterik, okültist, satanist ve kabalacı anlayışa “iki Telegram marifeti” vesilesiyle ışık tutmaya çalışıyor. Yine bu vesileyle, Batılı ve Batıcı Telegramcıların ilhâm aldığı bellibaşlı “büyücülerin” kimliğini sergileyip, bizim için onların görüşlerini özetliyor.

Dosyamızın sonraki çalışması bir röportaj ve “MAHMUD EROL KILIÇ`LA EZOTERİZM ÜZERİNE” başlığını taşıyor. 1996-1999 sürecinde yayınlanan Akademya I. Dönem’in önde gelen yazarlarından ve şu ân öğretim üyesi olarak yurtdışında akademik kariyerini sürdüren kadîm dostumuz A. Said Aykut’un (E. Efe Çakmak’la beraber) Yapı Kredi Yayınları’nın üç aylık dergisi Cogito için Prof. Mahmud Erol Kılıç’la yaptığı bu röportajı, okuyucularımızın bu sayımızın dosya konusu kapsamında ziyâdesiyle istifâde edeceğine inanarak paylaşıyoruz.

Dosyamızın beşinci çalışması ise, Sezai Kırlangıç imzalı “MEZOPOTOMYA MİTOLOJİSİ VEYA KÜRT MİTOLOJİSİNİN KAYNAKLARI”. Bu genişçe araştırma, gerek “mitoloji”nin bizce ne olduğu ve nasıl anlaşılması gerektiğine dair, gerekse -Batılılar dahil- günümüze kadar uzanan birçok toplumun Eski Mısır’la beraber kendilerine dayandığı Sümer, Babil ve Asur köklerine dair verdiği değerli bilgiler dolayısıyla, dikkatle okunmayı bizce hakediyor.

Dosyamızın altıncı çalışması, “BÂTIL, BİD’AT VE HURAFE” başlığını ve Sedat Bulut imzasını taşıyor. Sedat Bulut, semavî dinlerin her vesileyle tahrif edilmek istendiği, İslâm dışında bunun başarıldığı ve İslâma da bu tahrifatın bulaştırılmak istendiği bir süreçte, hepimizin kulağına küpe olması gereken ikazlar yapıyor.

Dosyamızın altıncı çalışmasına gelince, beğenerek okuyacağınıza emin olduğumuz bu makale, Hülya Uyar imzalı “MİTOLOJİ, İNSAN VE DİL”. Bize “modern bilim”in anlattığı masalları, “dil”in insanlık için arzettiği kıymeti, muhtelif yönlerini ve sembol dilini, gerek Batı gerekse İslâm, özellikle de Tasavvuf kaynaklarından hareketle gözler önüne sermeye çalışıyor. Bu çizgide, “mitolojik” sembollerin nasıl anlamlandırılabileceğine dair, bir Maya destanı vesilesiyle çok güzel bir değerlendirme yapıyor.

Dosyamızın yedinci çalışması, bize sorarsanız, bu sayımızın en güzel birkaç çalışmasından biri ve Fatih Turplu imzasını taşıyor: “MİTOLOJİDEN SİNEMAYA”. Unutmanın ve hatırlamanın ne ve nasıl olduğundan başlayarak, mitolojiye, ritüellere, derken tiyatro, televizyon ve sinemaya uzanan zevkli ve aydınlatıcı bir fikir-sanat yolculuğuna çıkarıyor bizi yazar.

Dosyamızın sekizinci çalışması yine bir röportaj: “KABALA’NIN TEMELİNDE İSLÂM TASAVVUFU VAR”. Haftalık Aktüel dergisi editörlerinden Birol Biçer’in gerçekleştirdiği ve ilk kez Akademya’da yayınlanmak üzere gönderdiği bu röportajı (dergimizin çıkış periyodu dolayısıyla aktüalitesinin geçmemesi için bir süre sonra Aktüel dergisinde de yayınlandı), “bâtınî-ezoterik” çerçevede İslâm’ın tesirine ve ezici hâkimiyetine bir nişâne olarak yayınlıyor, Birol Biçer dostumuza çok teşekkür ediyoruz.

Dosyamızın dokuzuncu çalışması, Ayşegül Ahfa’nın kaleme aldığı “İÇİMİZDEKİ GÜNEŞ VE AY” başlıklı makale. Ayşegül Ahfa, İBDA Mimarı’nın Esatir ve Mitoloji adlı şaheserinin de alt başlığı olan “Güneş ve Ay” mefhumlarını, İslâm kaynaklarından başlayarak, hem dünya mitolojilerinde hem de astroloji ve psikoloji literatüründeki yorumlarıyla birlikte ele alıyor ve bu mefhumların zihnimizdeki çerçevesini genişletip zenginleştiriyor.

Dosyamızın onuncu çalışması, yazarımız Kenan Duru tarafından Rusçadan Türkçeye tercüme edilen, meşhur Rus edebiyatçı Gorki’nin nefis bir hikâyesi: “DANKO”. Konusu bir Danimarka halk efsânesine dayanan bu hikâye, hepimize çok şey anlatsa gerektir ve İBDA Mimarı’nın, gördüğü onca işkenceye rağmen gösterdiği efsanevî direnişe ve fedâkarlığa karşı dünyanın vurdumduymazlığına dair hatırlattıklarıyla, hepimizi utançtan kıpkırmızı etse yeridir.

Dosyamızın onbirinci makalesi ise, Selim Gürselgil imzalı ve “BOZKURT’ÇULUK” başlıklı, kelimenin tam anlamıyla “çarpıcı” bir çalışma. Yazarımız, bugün her köşede ve farklı amaçlarla telaffuz edilen Bozkurt, Ergenekon, Turan, Tanrı, Türk gibi kavramların mitolojik, tarihî ve siyasî macerasını, bildik tezlerin veya hikâyelerin ötesinde, bambaşka ve maskelenen çehresiyle ele alıp, çok şaşırtıcı gerçekleri gün ışığına çıkartıyor.

Dosyamız çerçevesindeki iktibaslara geldi sıra. Bunların ilki, Atilla Akar’dan derlitoplu bir çalışma; yazarın Derin Dünya Devleti adlı kitabından. Akıllarının almadığı ve görüş ufuklarının varmadığını "komplo teorisi" damgasıyla küçümseyerek yok saymaya ve rahatlamaya bakan –tâbirimizi lütfen mazur görünüz- “devekuşu” kalabalığına, en başta "komplo"nun ne demek olduğunu anlatarak başlayan ve adım adım çerçeveyi ezoterizme ve mitolojiye bağlayan, “derin dünya devleti”nin ne olduğunu, neleri plânladığını ve kimlerle işbirliği yaptığını gözler önüne seren akıcı ve aydınlatıcı bir yazı. İlgiyle okuyacağınıza inanıyoruz.

Dosyamız dahilindeki ikinci iktibasımız ise, Erol Bilbilik imzalı bir yazı ve “CIA VE TAVISTOCK İNSAN İLİŞKİLERİ ENSTİTÜSÜ” başlığını taşıyor. Bugün dünyayı yöneten "masonik-siyonist-satanist-şamanist-paganist" seçkinlerin çatı örgütü, dünya hâkimiyetinin "üst tasarım"ının ve tatbik metodlarının müellifi, Telegram`ın mucidi, "zihin kontrolü-psikolojik savaş-davranış bilimleri" teorisyeni TAVISTOCK teşkilâtını, araştırmacı-yazar Erol Bilbilik`in 2008 tarihli eseri İşgal Örgütleri CIA-NATO-AB’den naklediyoruz.

Dosyamızın son iktibası ve aynı zamanda son yazısı, eminiz birçok okuyucumuzu şaşırtacaktır: Küba lideri Fidel Castro’nun “DÜNYA HÜKÜMETİ” başlıklı ve yakın tarihli bir makalesi. Aktif olarak iktidarda kaldığı 1959-2006 yılları arasında Amerikan gizli servisleri tarafından plânlanmış tam 638 suikast teşebbüsünden (ki bunlar sadece açığa çıkarılanlar!) kurtulan Küba lideri Fidel Castro’nun bu makalesi, derin “dünya hükümeti” entrikalarından, “zihin kontrolü”nden, bu çerçevede “uyuşturucu”, “müzik”, “sinema” ve “televizyon” endüstrisinin geliştirilmesinden, “dünya hükümeti”nin arkasındaki TAVISTOCK adlı binbir kollu ahtapottan, Mustafa Kemal’in de Nutuk’unda övdüğü ve görüşlerinin “tatlı” olduğunu ifade ettiği (“tek dünya devleti” ve “tek dünya dini” teorisyeni) İngiliz istihbaratçı-yazarı H.G. Wells’ten ve onun talebesi, İngiliz istihbaratçı-yazarı, Hollywood senaristi, uyuşturucu havarisi Aldous Huxley’den ve yine bunların “satanist” niteliklerinden HÂL haberdar olmayanlar için çok aydınlatıcı bir malûmat ihtivâ ediyor.

Dergimizin bu sayısı, sahasında “ilk deneme” kıymetinde ve büyük emek verilerek hazırlanmış bir “fihrist”le sona eriyor. İBDA Mimarı’nın 744 sayfalık Esatir ve Mitoloji adlı şaheserinin Ali Nacar tarafından hazırlanmış oldukça geniş çaplı bu fihristi, eminiz araştırmacılar kadar okuyucularımızın da sıkça başvurma ihtiyacı duyacağı ve “anahtar kelimeler” sâyesinde aradıklarına kolayca ulaşabileceği bir fayda temin edecektir. Bu sayının hazırlanması sürecinde, doğrusu biz de bu güzel çalışmadan sık sık istifâde ettik.

Yeni ve dopdolu bir sayıda daha tekrar buluşma dua ve dileğiyle...
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara