Organikçiler 'konsey' çatısı altında büyümek istiyor
Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Atila Ertem, Türkiye organik sektörünün önünü açacak bir Organik Ürünler Konseyi'nin kurulmasını istediklerini söyledi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-29 12:22:28
Konsey için girişimlerde bulunacaklarını belirten Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Atila Ertem, üreticisinden, ihracatçısına, bürokratından akademisyenine tüm sektörü kucaklayan böyle bir üst kuruluşun sektörün önünü açacak politikalar belirleyebileceğini savundu.
Kurulan diğer ulusal konseyleri bakılınca Organik Ürünler Konseyi'nin kurulması önünde bir engel olduğunu anlatan Ertem, "İlgili yönetmeliklerde konseylerin ürün bazında olabileceği belirtiliyor. Bizim sıkıntımız tek bir ürün olmayışımız. Biz bir sektörüz. Bakanlıkla görüş alışverişinde bulunacağız. Çıkacağımız yolda bir sonuç alabilmeyi umut ediyoruz. Yakın zamanda Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü'nden görüş alacağız. Sektörde böyle bir çatı organizasyon yok. Üreticiler, ihracatçılar, öğretim üyeleri, bürokratlar gibi tüm kesimleri kapsayacak böyle bir yapı sektörün önünü açacaktır. Dilerim olumlu görüş alabiliriz" dedi.
Bakanlığın bünyesinde Organik Tarımsal Komitesi olduğunu hatırlatan Ertem, böyle bir komiteden esinlenerek yola çıktıklarını ifade etti. Ertem, konseyin yönetmelikler ve yasal düzenlemelerin hazırlanmasına da katkı koyacağı görüşünü savundu.
Konsey olmazsa komite kurulsun
Türkiye'de üretimin Tarım Bakanlığı'nın uhdesinde olduğunu ve organik tarımsal üretimi destekleme konusunda eksik de olsa iyi bir yapılanma içerisinde olduğunu anlatan Ertem, "Ama üretim yapmanız yetmiyor, işletme, paketleme, ticaret aşamasında hiçbir destek yok. Bunu yapacak kurum da yok. Muhatap da bulamıyorsunuz. Konsey, bunun muhatabı olabilir. Benim temennim bu konsey vasıtasıyla olamıyorsa kısa zamanda ilgili bakanlıklardan konusunda uzman ve sabit kişilerden oluşan ulusal bir Organik Kalkınma Komitesi kurulması. Komitenin Türkiye'nin organik tarım haritasını, yol haritasını oluşturmasını istiyoruz" diye konuştu.
İç pazar yönetmeliklerle teşvik edilmeli
Ertem, 10 yıl önce 15 bin olan üretici sayısının 35 bine, 200 bin hektar da yapılan organik tarım alanının 550 bin hektara çıktığını, 100-150 milyon dolar ihracatın 250 milyon dolara, toplam cironun da 300 milyon dolara yükseldiğini ifade etti. İhracat rakamlarının yetersiz olduğunu vurgulayan Ertem, dünyadaki büyüme hızının Türkiye'den fazla olduğunu, dünyada organik tarım ticaretinin 60 milyar dolarlara geldiğine işaret etti. Türkiye'nin bu pazardan aldığı payın 300 milyon dolar gibi düşük bir rakamda kaldığını ifade eden Ertem, "Türkiye'de sadece tarımsal destekler var. Üretimden sonrası desteklenmiyor. Fuarların ve tüketicilerin de desteklenmesi lazım. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı organik ürünlerin okullarda, hastanelerde tüketilmesi konusunda yönetmelikler çıkarabilir. İç pazarın çok dar. Bunu büyütecek çalışmalar yapılmalı. Yurtdışında bunun örnekleri var. İtalya'da okul kantinlerinde organik ürünler satılıyor. Son olarak Danimarka, bir yasa çıkararak 10 milyon euro bütçe ayırdı. Bununla devlete ait yemek çıkan yerlerde ve hastanelerde organik ürünleri destekliyor" dedi.
Desteğin illa parasal olması gerekmediğini vurgulayan Ertem, çıkacak bir yönetmelikle hastanelerde, okullarda organik ürünlerin tüketimin artmasıyla pazarın bir anda çok büyüyeceğine dikkat çekti. Ertem, sözlerine şöyle devam etti: "Siz üretimi istediğiniz kadar özendirin eğer bu ticarete dönemiyorsa sürdürülebilir olmuyor. Tüketim arttıkça maliyetler de düşecektir. Üretim destekleri devam etsin, ama tüketici endeksli, ticaret endeksleri de desteklensin."
Organik şeker ithalatına izin yok
Türkiye'de katmadeğerli ürünlerin artmasının istenildiğini ancak maalesef bakanlığın bunun önünü tıkadığını savunan Atila Ertem, Türkiye'de organik bisküvi, çikolata, reçel sanayinin gelişemediğini belirterek, "Çünkü organik şeker ithalatına izin yok. Türkiye'de organik şeker üretimi de yok. Dolayısıyla reçel, marmelat, bisküvi, çikolata, şekerleme gibi ürünlerin organik üretimi yapılamıyor. Biz organik şeker olarak getirilip Türkiye'de satılsın demiyoruz, girdi olarak kullanılmasını istiyoruz. Bu konuda arıcılar da büyük sıkıntı yaşıyor. Arının kış beslenmesini sağlamak için organik şeker kullanmak gerekiyor. Bu izin verilmeyince organik bal üreticileri de sıkıntı yaşıyor. Ya verimleri düşüyor ya da organik bal üretmekten vazgeçiyorlar. Örneğin ketçapın içerisinde de şeker var. Organik ketçap yapmak için bile organik şekere ihtiyaç var. Bir yandan katmadeğerli ürünlerin artmasını isterken bir yandan bunların olmaması lazım. Yılda 50-100 ton organik şeker devede kulaktır. Türkiye'nin şeker sanayini baltalamaz" diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara