İnsan Hakları Ekseninde Polis Hakları
Polis olarak insan haklarına bakışımız nasıl olmalı? Klasik ve modern polis için insan hakları ne ifade eder? 21 Yüzyıl polisleri (çağdaş polisler) gerçekte insan hakları ibaresinden ne anlamalı? Polis hakları dediğimiz şey insan haklarından farklı bir olgu mu? İnsan hakları ve genel çerçevede polis hakları nelerdir? işte soruların yanıtları
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-29 13:33:01
“İnsan Hakları”, insanın, sadece insan olması sebebiyle doğuştan gelen, devredilemez ve vazgeçilemez haklar anlamını ifade eder. İnsan hakları birileri (devlet, zümre, kişi, padişah vs.) tarafından insana lütfedilmiş haklar değildir. Aksine, insanoğlunun doğumundan bile önce, anne rahmine düşmesiyle kendiliğinden edinilmiş haklardır. Dolayısıyla, haklar, birileri tarafından tanındığı için var değil, var olduğu için herkes tarafından tanınmak zorundadır.
Sanık hakları, mağdur hakları, memur hakları, işçi hakları, kadın hakları, çocuk hakları ve polis hakları kavramlarından hasıl olan şey, esasında insan haklarıdir.
Yani polis hakları da, polisin insan olmasının bir neticesi olarak vardır.
Klasik polis kültürü içerisinde, insan hakları kavramı maalesef olumsuz bir mana içerir. Yani, çağdaş olmayan bir polis teşkilatı içerisinde polislerin “insan hakları” denince anladıkları şey direkt olarak suçlu veya sanık haklarıdir. Buna göre haklar, suçlu ve sanıkları temize çıkarmak, onlara yardımcı olmak ve işledikleri suçları örtbas etmek için vardır.
Klasik polis anlayışına göre, sanık veya suçlu işlemiş olduğu suçtan dolayı insan muamelesine layık değildir. Çünkü o suçludur ve suçlunun hakkı diye bir şey olmaz. Olsa olsa suçlunun hak ettiği ceza olabilir.Klasik polisler insan hakları kavramını Avrupanın veya geniş manada batının Türkiye’ye dayatması olarak görürler.
Günümüzün çağdaş polisleri ise, insan hakları kavramını çok daha geniş bir perspektifte ele alırlar. İnsan hakları onlar için sadece suçlu/sanık hakları anlamına gelmez. Çağdaş polisler için insan hakları: Sanık haklarını, mağdur haklarını, çocuk haklarını, kadın haklarını, vatandaşlık haklarını, işçi haklarını, polis haklarını ve bilimun bütün bireylerin haklarını ifade eder.
Bu modern yaklaşımda insan hakları, bireylerin ırk, din, dil, mezhep, renk, cinsiyet ve siyasi görüşlerine bağlı olarak değişmez. İnsan olmak doğrudan bu haklara sahip olmak anlamına gelir.
İnsan hakları kavramını sadece sanık ve suçlu hakları seviyesine indirmek pek rasyonel bir yaklaşım değildir. İnsan hakları, sanık ve suçlunun cezalandırılmamasını değil, insan haysiyetiyle bağdaşmayacak şekilde cezalandırılmamasını garanti eder. Ayrıca, insan hakları olgusu sanık/şüpheli görülen kişinin mahkeme kararı sonucunda masum çıkma ihtimalini dikkate alan insani bir yaklaşımdır.
İnsan hakları, batının dayatması değil, kökü tarihimizin derinliklerine uzanan kendi öz değerimizdir. Bu haklar, kendimizin, çocuklarımızın, anne babalarımızın ve bütün insanlığın haklarıdir. Polis hakları, insan hakları kavramının geniş yelpazesi içerisindedir. Polis önce insan sonra polistir. Dolayısla, insan haklarının destekçisi olmak, insan olarak polisin kendi haklarının destekçisi olması anlamına gelir. Türkiye’de insan hakları uygulamaları, herkesin haklarına sahip çıktığı kadar polisininde haklarına sahip çıkmalıdır. bu kavramsal çerçeve içersinde polislerin sesi olmak öce birer birey olduğumudan ötürü hepimize düşmektedir.
işte Polislerin arzuları;
POLİSİN SESİ OLUR MUSUNUZ?
Ülkemizin Asayiş ve Güvenliğini sağlamak için 24 saat kesintisiz görev yapan, gerektiğinde canını ortaya koymaktan çekinmeyen, polis memurları olarak mağduriyetimizi sizler aracılığı ile iletmek istiyoruz. Basında Polis Sorunları olarak 'zam ' gibi bir algı var. Yanlış. Polisler olarak ZAM İSTEMİYORUZ.
1- Eşit işe eşit ücret prensibi gereği görevde ve emeklilikte ücret adaletsizliğinin giderilmesi çerçevesinde mağduriyetimiz olan maaş ek göstergemizin 3600 olması için mecliste düzenlenmiş yasa tasarıları var. Ama her kuruma özlük hakları konusunda düzenleme yapıldığı halde polise gelince bütçenin dengesi bozuluyor.. Biz polis memurları olarak kimseden zam ve seyyanen zam istemiyoruz. Bizler sadece özlük haklarımızı istiyoruz, maaş ek göstergemizin 3600 olmasını istiyoruz.
2- 160 saat sonrasında çalışmalarımız çok ama çok fazla oluyor. Ayda 300-320 saatlere varan çalışmalarımız söz konusu. Şu an 160 saat çalışsak da 320 saat çalışsak da aynı maaşı alıyoruz... Bu durumda eşitlik ve adalet yoktur. Tüm devlet memurlari gibi 160 saat sonrası çalışmak istemiyoruz. 160 saat sonrası çalışmak zorunda kaldığımız durumlarda ise; fazla çalışma ücretini saat başı almak istiyoruz.
3- Polisin intihar sebepleri ile ilgili hala meclis de araştırma komisyonu yok... Sorunların çözüm yolları uygulanmıyor... Cinnet geçirmek istemiyoruz... Arkadaşlarımızın ve eşlerimizin göz göre göre aile düzeni ve psikolojilerinin bozulmasini istemiyoruz... Sorun belli. Çözüm istiyoruz..
4- Ayrıca başka bir sorunumuz taltif konusu.. haklarımızı almamıza engel teşkil ediyor.Kimi polisler işini dört dörtlük yaparken bırakın taltif almayı bir taktirname dahi alamazken birileri ise yaptığı her iş karşılığında taltif almakta, bu da adaletli ve insani olmuyor..
5- Özellikle sokaklarda görev yapan polis memurlarının yetki sorunu var. Suçlulara karşı savunmasızız.. Polise bıçakla,satırla saldıran birine karşı silahınızı çekip kendinizi savunamıyoruz ya da bir zanlıyı etkisiz hale getirmek için 2-3 polis yakalayıp üstüne çullanınca ''orantısız güç kullanıldı'' diye suçlanıyoruz.
6- Polisin gerçek sesi olacak bir dernek ya da sendika hakkımız da yok.. Yazım çalışmaları devam eden Yeni Anayasa'da bile Polislere Sendika kurma hakkı öngörülmüyor..
7- Emniyet iç hizmetleri kanununda da değişiklik yapılması gerekmektedir. Artık yaşam düzenimizin iki dudak arasında bozulmasını istemiyoruz..
SON VİDEO HABER
Haber Ara