Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Robert Fisk: Cinayetten paçayı sıyırmanın bedeli...

Pakistanlılara düşmanlarına işkence eden ve katleden bir Amerikan kurumuna yardım etmeye hazır cesur doktora bulaşmanın ne olduğunu öğretir.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-28 18:39:32

Robert Fisk: Cinayetten paçayı sıyırmanın bedeli...
Robert Fisk*

Lö Clinton, irat buyurdu. Otuz üç milyon yeşil mangır, Pakistan’ın yardım bütçesinden budandı. Zira casusları zavallı yaşlı Dr. Şakeel Afridi’yi, gizli bir mahkemenin ardından, 33 yıl kodese tıktı. Ve dünyanın bildiği şekilde, Dr. Afridi’nin suçu, o eski pabucu-dama-atılmış Usame Bin Ladin’in kıtıpiyos Abbottabad villasındaki varlığını doğrulamaktı.  Pekâlâ, bu Pakistanlılara düşmanlarına işkence eden ve katleden bir Amerikan kurumuna yardım etmeye hazır cesur doktora bulaşmanın ne olduğunu öğretir. CIA’nin kara zindanlarını, iadeyi, suyla işkenceyi ve dostane diktatörlerimizin hapishanelerindeki masumların işkencesini unutun. Dr. Afridi, sadece özgür dünyaya bir lütuf yapıyordu. Vay Canına! Dr. Afridi, CIA patronuyken Leo Pannettatarafından gammazlandı ve şimdi de Barrack Obama, onu yüz üstü bırakmakla suçlanıyor.

Peki, burada bir es vereceğim. Dr. Afridi, Hayber aşiret bölgesinde gizli bir mahkemeye çıkarıldı. Ne iddianame, ne avukatlar, ne savcıdan ya da savunmadan ifadeler vardı sadece Pakistan devletine karşı adi bir komplo suçlamasıydı ve “ağır ihanet” idi. “İhanet” ile “Ağır İhanet” arasındaki farkı asla anlamadım. Ancak - Pakistan güvenlik örgütü İngiliz İmparatorluğu’nun aynadaki aksi olduğuna göre – bizim tarafımızdan icat edildiği varsayıyorum. “Ağır ihanet”, krala karşı ihanet anlamına gelir. Bin Ladin’i yoklayarak, ona ulaşmak için ailesini Hepatit B’ye karşı aşılamak gibi bir katakulli kullandıktan sonra, Dr. Afridi, Pakistan’ın Devlet Başkanı olarak da bilinen, Kral Asıf Ali Zerdari’ye karşı ihanet işliyordu.

Fakat bir saniye durun. Diyelimki Vladimir Putin bir KGB/FSB vurucu timini İngiltere’ye eski casusbaşlarının aleyhine dönen Alexander Litvinenko adındaki eski ajanı öldürtmek için gönderdi. Ve diyelim ki Ruslar, Litvinenko’yu öldürdü ki gerçek hayatta, öldürdüler. Ve tıpkı Afganistan’da Ruslara karşı savaşırken Bin Ladin’in CIA’nin çok takdir edilen uşağı olduğu gibi Litvinenko, gerçek hayatta, hakikaten Rusların güvenilir bir ajanıydı.

Olayın özüne yaklaşıyor musunuz? Peki, bir seviye yukarı çıkalım. Farz edelim ki Litvinenko – KGB/FSB için çalışan – Berezovsky ailesini Hepatit B’ye karşı aşılayan dost bir İngiliz Doktor tarafından teşhis edildikten sonra öldürülsün. Cameron ve Clegg Efendiler, Londra Polis Müdürü, Adalet Bakanı, Lord Yüksek Cellâdı ve tüm diğer naipler ne yapardı? İngiliz doktoru ihanetle suçlar, onu zincirlere oturtur, Resmi Sırlar Kanunu altında çok-gizli bir mahkeme tezgâhlar ve elemanı Londra Kulesi’nde, diyelim 33 yıl, çürümesi için gönderirler miydi?

Ya da yeni bir ev verileceği ve Rus kodamanları için doktor olarak kariyerine yeniden başlayacağı Moskova’ya elini kolunu sallaya sallaya gidebilmesi için doktoru kodesten çıkarmaya karşılık Moskova’dan bir rüşveti, diyelim 33m$ (£21m), kabul mü ederlerdi?

Diğer bir ifadeyle, kendi ülkesi Pakistan’da bulunan bir sürgünü öldürmek için yabancı bir güce yardım eden bir vatandaşını hapsedince Pakistanlılar çok mu adi oldu? Ve daha da önemlisi, biz de aynısını yapmaz mıydık?

Ve ikiyüzlülüğün hikâyesini bir seviye daha da artıralım. Ülkesinin gizlice yığdığı nükleer silahlara aleyhtarlığıyla uluslararası dünya düzenine karşı bu rezil bir tehdidi dünyaya anlatan, arkasından İtalya’dan gizli ajanlarca kaçırılan, İsrail’de – elbette gizlice– yargılanan ve 18 yılını hapiste geçiren Mordechai Vanunu adında cesur bir İsrail vatandaşı yok muydu? Bunun zavallı yaşlı Dr. Afridi’den 15 yıl daha az olduğunu teslim ederim ancak Vanunu hala özgürlüğünün ağır kısıtlamaları altında ve yabancı gazetecilerle konuşmanın adi suçu nedeniyle iki defa daha hapsedildi.

Ve Lö Clinton, İsrail’in Birleşik Devletler’den aldığı senelik 3m$ yardımından tek bir doları, İsrail’in Vanunu’ya muamelesi nedeniyle 33 yıl süreyle askıya alma tehdidinde bulundu mu? Sabra ve Şatilla’dan, Gazze’den, 45 yıllık işgalden, Batı Şeria toprağının yasadışı sömürgeleştirilmesi vs ya da gerçekten nükleer silah üretmekten bahsetmek şöyle dursun bunlar telaffuz dahi edilmez. Ve 1987’de İsrail için casusluk yaptığı için müebbede mahkûm edilen eski CIA ve ABD Ordu istihbarat subayı Jonathan Pollard’dan kesinlikle dem vurmamalıyız. Çünkü eğer Pollard salıverilmiyorsa, İsrail Amerika’ya yardımı kesmekle mi tehdit ediyor? Bir dakika, çok doğru bir hesap değil bu, yoksa öyle mi? Ancak olayı anladınız.

Olay ikiyüzlülük. Elbette, Pakistan yozlaşmış bir ülke. Elbette, ayakkabı boyacısından gücün en tepesine kadar yozlaşmış. Fakat nihayetinde, eğer Amerika’ya kendinizi – askeri ve mali olarak – peşkeş çekecekseniz, tıpkı Pakistan’ın onlarca yıl yaptığı gibi, bu ödeyeceğiniz bedeldir. Bu nedenle ikiyüzlülük kazanacak. Tahmin ediyorum Dr. Afridi’nin cezasında sessiz sedasız ciddi bir indirime gidilecek, Pakistan hapishanesinden serbest bırakılacak – ya da kaybolacak –. Âlâ doktorumuz, iyi bir tıp pozisyonuyla ve Lö Clinton’un Pakistan’ın kayıp 33m dolarını yeniden-bahşettiğini bilmenin – tabi ki– mutluluğuyla ABD’de ortaya çıkıverecek.

* The Independent’ın ünlü Orta Doğu muhabiri

Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.

Haber Ara