İstanbul'a bilim şehri kurulacak
Çatalca'ya kurulacak 'BIOCITY İstanbul' projesiyle Türkiye'ye tıp alanında Nobel ödülü kazandıracak bilim adamlarının yetiştirilmesi hedefleniyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-28 18:14:18
İşadamı İshak Alaton'un öncülüğünde kurulacak "BIOCITY İstanbul" projesinin ilk adımı gelecek ay atılacak.
İshak Alaton, Çatalca'ya kurulacak "BIOCITY İstanbul" projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin bu alanda büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten 81 yaşındaki iş adamı, "Bu işe gönül verdim, büyük bir heyecan duyuyorum. Kendimi bu işlerde hep yüreklendiren, ama çizmeden yukarı çıkmayan bir adam olarak gördüm" dedi.
Girişimsel kardiyoloji alanında tıbbi malzeme üretmek üzere 2006 yılında kurulan Alvimedica şirketiyle birçok ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Alaton, aynı bölgede Türkiye'nin ve dünyanın ilk biyomedikal meslek lisesinin de gelecek eğitim ve öğretim yılında hizmete açılacağını belirtti.
Çatalca'nın insan kaynağı yönünden şanslı bir bölge olduğunu dile getiren Alaton, kendi adına taşıyacak biyomedikal anadolu meslek lisesinde eğitimin İngilizce olacağını söyledi.
Alaton, "Bu okulu biz inşa edeceğiz sonra da Milli Eğitim Bakanlığı'na devredeceğiz. Bunun için 3 yıldır çaba gösteriyoruz. Eylül ayına yetiştirmeye çalışacağız. Gelecek öğretim yılında eğitime başlaması amaçlanıyor" diye konuştu.
Okulda atölyeler ve üretim yapılacak küçük üretim yerleri olacağını anlatan Alaton, "Öğrenciler burada üretim bile yapacak. Burada eğitim görenler biyomedikal sektör için aranan birer ara eleman olacak" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin geleceğinde önemli yer tutacak
Biyomedikal sektörün, Türkiye'nin geleceğinde önemli bir yer tutacağını ifade eden İshak Alaton, "Biyomadikal sektör Türkiye'nin geleceğine uygun, potansiyeli yüksek. Türkiye'nin avantajları Hindistan ve Çin'de bile yok. BIOCITY çok revaçta bir teknokent olacak" vurgusunu yaptı.
Projedeki Fransız ortaklarının, Nice'de büyük şirketlerin araştırma merkezlerinin bulunduğu bölgede de yatırımı bulunduğunu anlatan Alaton, "Bu atılımları yaparken devletten ne bekliyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Devletten maddi bir beklentimiz yok. Sadece manevi açıdan yanımızda olsunlar. Bizi anladıklarını ifade etsinler, mevcut olduğumuzu idrak etsinler yeter. Böyle bir teşebbüsü faydalı bulsunlar yeterli. Türkiye'de araştırma yürütecek yeterli altyapı ve uzman olmadığı için AR-GE merkezimizi Hollanda'ya kurmak zorunda kaldık. Assen'deki bu merkezimizde 26 Hollandalı bilim adamı araştırma ve geliştirme yapıyor. Orada geliştirilenler Türkiye'deki şirketimizde imal ediliyor. Gönül istiyor ki ürünler hem Türkiye'de geliştirilsin hem de imal edilsin. Dışarıdaki beyin göçümüzü buraya çekmek istiyoruz. Bu şimdilik mümkün değil ama bir gün mutlaka olacak."
Kadın-erkek eşitliği
Alvimedica CEO'su Cem Bozkurt da, şirketin ürünlerinin yüzde 70'inin Güney Amerika, Hindistan ve Çin başta olmak üzere yurt dışına gönderildiğini söyledi.
Hollanda'ya kurdukları merkezle Avrupa'ya daha fazla ürün satma olanağına kavuşacaklarını ifade eden Bozkurt, bir KOBİ olmalarına rağmen global olmak üzere yola çıktıklarını belirtti.
Şirkette çalışan sayısı bakımından kadın-erkek eşitliğini sağladıklarını, bu eşitliğin sadece sayı pozisyon bakımından da söz konusu olduğunu dile getiren Bozkurt, bununla ilgili gelecek ay dünyadan binlerce şirketin katılımıyla oluşturulan Global Compackt'ın toplantısında bununla ilgili bir konuşma yapacağını ifade etti.
Bozkurt, "Bu durumu nasıl sağladınız?" sorusuna, "Bunu şirketin kuruluş anayasasına ilke olarak koyuyorsanız başarmamanız mümkün değil. Renk, dil, din, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin çalışma yürütüyoruz. Çalışanlarımızın yarısı kadın, yarısı erkektir. İnsan kaynaklarıyla ilgili yıllık hedeflerimizi belirlerken bunu gözetiyoruz" karşılığını verdi.
Tıbbi cihazların ruhsatlandırılması
"Türkiye'de üretim yapan bir şirket olarak niçin Türkiye'deki pazar payınız düşük sorusu"nu da yanıtlayan Bozkurt, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uluslararası alanda dünya standartlarında mal üretiyorsanız nerede üretildiğine bakmıyorlar. Ev ödevimizi çok iyi yapıyoruz. Ama Türkiye'deki Çin mallarıyla mücadele edemiyoruz. Türkiye'de satılan Çin mallarının Çin'de satışı yasak. Çünkü o ülkede tıbbi ürünler için ruhsat almak çok zordur. Biz Çin'de ruhsat almak için 3 yıl uğraştık. Türkiye'de ilaç konusunda çok iyi bir ruhsatlandırma politikası var ama aynı şey tıbbi cihazlar için geçerli değil. Türkiye'de ürünü satılan Çin firmalarının kendi ülkelerinde ruhsatı yok. Sağlık Bakanlığı'na bağlı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kuruldu. Bundan sonraki süreçte bu konuların yerine oturmasını bekliyoruz."
Türkiye'nin tıbbi cihaz alanında bulunması gereken noktada olmadığını vurgulayan Bozkurt, "Türkiye'de hem araştırma geliştirme hem de üretim olsun istiyoruz. Bunun için ülke olarak gerekli her şeye sahibiz. Yurt dışındaki beyinlerimizin Türkiye'de çalışabileceği ortamı yaratabiliriz. BIOCITY İstanbul projesi için önümüzdeki ay Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile imzayı atacağız. Kısa bir süre sonra da temelini atacağız" bilgisini aktardı.
Cem Bozkurt, İstanbul'da bir de kalp alanında araştırma yürütecek bir hastane kuracaklarını, burada görev yapan her uzmanın bir proje içinde yer alacağını söyledi.
BIOCITY İstanbul projesi
Çatalca'da 400 dönümlük alanda kurulması düşünülen projenin ilk yatırım bedeli yaklaşık 125 milyon dolar olarak öngörülüyor.
Teknokent ile İrlanda'daki modelin bir benzerinin oluşturulması ve beyin göçü tersine çevrilerek Türkiye'ye tıp alanında ilk Nobel ödülünün getirilmesi hedefleniyor.
BIOCITY İstanbul projesinin tam kapasiteyle hayata geçmesi durumunda, 2023 yılında 40 milyar dolarlık ihracat yapılması öngörülüyor.
İlk tesislerin 2014 yılı başında çalışmaya başlamasının hedeflendiği proje tam kapasiteye ulaştığında 20 bin nitelikli iş gücünün istihdamı sağlanacak.
SON VİDEO HABER
Haber Ara