Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

Fast Food'un hayatımızdaki rolü

Kentleşme, yoğun çalışma temposuyla birlikte insan hayatına giren fast-food tarzı beslenme alışkanlığı, obeziteden vitamin eksikliğine, kanserden uykusuzluğa kadar pek çok fiziksel rahatsızlığa davetiye çıkarıyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-26 16:00:11

Fast Food'un hayatımızdaki rolü
TİMETÜRK/ Beste Yavuz

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hızlı hazır yemek sisteminin, artık ister istemez vazgeçilmez hale geldiğini ifade eden beslenme uzmanları, “Fast-food tarzı beslenme sürekli seçim değil, ara sıra yaptığınız bir kaçamak olmalıdır.” uyarısında bulunuyor.

Zeytinyağlılardan kızartmalara, çorbalardan tatlılara kadar birbirinden farklı yüzlerce yemek çeşidine sahip olan Türk mutfağı ‘fast-food’dan büyük zarar görüyor. Yemek yemeyi adeta bir tören havasına sokan Türk beslenme geleneği, hamburger, pizza, lahmacun ve pide-kebap tarzı karşısında her geçen gün yok oluyor. Sağlık Bakanlığı, hazırladığı bir raporla gittikçe yaygınlaşan ayaküstü beslenme alışkanlığı konusunda vatandaşlara çeşitli önerilerde bulundu. Buna göre bir öğün fast-food yeniyorsa günün diğer öğününde mutlaka besin seçiminde dikkatli olunmalı. Günlük beslenme de daima üç öğün şekilde gerçekleştirilmeli.

'Zihin Sağlığı Vakfı'nın araştırmasına göre, yararlı yağların, vitamin ve minerallerin eksik alınması ile fast food tarzı beslenme, 'depresyon, Alzheimer ve şizofreniye' neden oluyor ...

İngiltere'de yapılan bir araştırma, son zamanlarda halkın beslenme tarzındaki değişikliklerin zihin sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlara yol açtığını gösterdi. 'Sustain' adlı örgüt ile Zihin Sağlığı Vakfı'nca desteklenen araştırmanın sonuçlarına göre, fast food tarzı beslenme ile yararlı yağların, vitamin ve minerallerin eksikliği 'depresyon, Alzheimer ve şizofreni' ile doğrudan ilişkili. Araştırmacılardan Courtney Van de Weyer, "Vücudu iyi beslemek, zihni de iyi beslemek anlamına geliyor" dedi.

Araştırmaya göre, yemlerde kullanılan katkı maddeleri ve tarım ilaçları, hayvan organizmasında değişikliğe yol açıyor. Bu nedenle de insanlar, omega 6 adlı yağ asidini, omega 3'ten çok daha fazla tüketir hale geliyor. Bu dengesizliğe vitamin ve mineral eksikliği de eklenince, depresyon ve hafıza sorunları ortaya çıkıyor. Araştırma raporunda, beslenme tarzında aminoasitlere, özellikle de balık tüketimine daha fazla yer verilmesi gerektiği belirtiliyor.

Bakanlık ayrıca fast-food restoranlarının ‘çocuk mönüleri’ adıyla küçükleri de hedef aldığını vurgulayarak, bu konuda dikkatli olunmasını istedi. Sağlık Bakanlığı’nın beslenme önerilerine göre, daha çok fırında pişmiş ve ızgara besinler ya da vejetaryen burgerler tercih edilmeli. Et sandviçlerinin yanı sıra tavuklu ve balıklı sandviç seçeneklerine ilgi gösterilmeli. Salata soslarının da yağı azaltılmalı. Fast-food yiyeceklerle birlikte bol bol meyve ve taze yeşil sebze ile yağsız süt-yoğurt tüketilmeli. Pizza hamurları da tam buğday unundan hazırlanmalı.

Türkiye’de en çok tüketilen fast-food türü yiyecek içecekler arasında simit, tost, döner, lahmacun, pide, hamburger çeşitleri, soğuk sandviçler, pizza, kızarmış patates, kızarmış parça tavuk, balık-ekmek, kolalı içecekler, çay ve kahve yer alıyor. Fast-food ürünleri, hız, ucuzluk, el altında olmak gibi nedenlerden dolayı daha çok tercih ediliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı rapora göre fast-food ürünlerindeki yağın çoğu hayvansal kaynaklı olup, çoğunlukla doymuş yağ asiti içeriyor. Bu da başta koroner kalp hastalıkları ve kanser olmak üzere birçok tehlikeli hastalık için risk oluşturuyor.

Yağda kızartmadan özellikle kaçının

Izgara yaparken yüzey kısımlarına gelen ateş çok yüksek olmamalı, pişirilirken et ile ateş arasında 10-15 cm’lik mesafe bulunmasına dikkat edilmeli.

Derin yağda kızartma yöntemine fast-food restoranlarda sıkça başvuruluyor. Bu yağlar 10-12 saat boyunca kullanıldığı için fiziksel değişikliklere uğruyor. Bu da kızartma sırasında kanser yapıcı nitroz bileşiklerinin oluşumunu artırıyor.

Fast-food beslenme şeklinde kolalı içecekler, çay ve kahve sıklıkla tüketiliyor. Aşırı kafein alımı sonucunda sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk ve kan basıncında yükselme gibi durumlara neden oluyor.

Ayaküstü beslenmede yiyeceklere renklendiriciler, aroma artırıcı maddeler, tatlandırıcılar ve antimikrobiyal maddeler katılıyor. Bu katkı maddeleri uzun dönemde kanser riskini artırıyor.

Bir öğün fast-food yaklaşık bin 500 kilo kaloriye yakın enerji içeriyor. Ancak bu yüksek enerjinin yüzde 50-60’ı yağlardan geliyor.

Tavuk ve balık ürünleri, fast-food restoranlarda en iyi seçenek olarak düşünülüyor. Fakat bu ürünler sığır eti ve diğer kırmızı etlere kıyasla daha az kalori ve yağ içermelerine karşın, pişirme tekniklerinden dolayı yüksek miktarda yağ emiyor.

Fast food yiyeceklerde denizdeki kadar tuz var

''Fast food yiyecekler neredeyse deniz suyu kadar tuzlu' diyen uzmanlar, aileleri özellikle çocuklarının sağlığı konusunda dikkatli olmaya çağırıyor. İngiltere'de bir sağlık grubu oluşturan 22 bilim adamı,bazı büyük fast food zincirinin menüleri üzerinde yaptığı araştırmanın raporunu yayımladı.

Rapora göre,fast food restaurantlarındaki pek çok yiyecek çok yüksek miktarda tuz içeriyor.

Fazla tuzlu yiyecekler kalp hastalıkları,tansiyon ve felce yol açabiliyor.

Beyne faydalı yiyecekler:

• Sebzeler (Lifli olanlar)
• Tohumlar ve fındık
• Meyve
• Buğday, kepek
• Organik yumurta
• Organik olarak yetiştirilen ya da vahşi olarak avlanan balıklar (Özellikle yağlı olanlar)

Beyne zararlı yiyecekler:

• Kızartılmış fast food yiyecekler
• Rafine edilmiş ve işlenmiş besinler
• Alkol
• Şeker
• Çay ve Kahve
• Besinlere konulan bazı ek maddeler
• Tarım ilacı içeren besinler


Haber Ara