Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Babacan'dan vatandaşlara 'tasarruf' uyarısı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de tasarruf oranlarının gerilediğini belirterek, 'Güven ortamı süratli tüketime sebep oluyor. Daha gelir elde etmeden harcamalar yapılıyor. Bireylerin tek maaşını değil gelecekte alacağı maaşı da şimdiden harcadığı bir tablo var. Belli ölçüde yani makul büyümede bunlar olabilir. Ama ölçü kaçtığında tedbir almak gerekiyor' dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-25 13:44:33

Babacan'dan vatandaşlara 'tasarruf' uyarısı
Ali Babacan, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin 11. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın da konuk olduğu toplantıda ekonomiyi değerlendiren Babacan, Türkiye'nin 2008 bunalımından evvel önemli önemli tedbirler alıp Avrupa'dan mali yapısı ile ayrıştığını vurguladı.

Bu dilimde Avrupa'nın önemli bölümünün kamu harcamalarını artırdığına işaret eden Babacan, "Ülkeler maaş artırımı ve vergi indirimleri yapıyordu. Tabii bu kararlar toplumdan onay görüyordu. Ama o dönem o kararları uygulayan devletler şu an sorun yumağı içinde. İspanya, İtalya ve İrlanda ardı adına küçülüyor. Finans sorunları artıyor. Biz, Avrupa'dan ayrı bir tavır takındık. 3 senelik bir program ortaya koyup kamu açıklarını, borçları indirme metodlarını anlattık. Bütçe açıkları bağlamında hedefleri aştık." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de 2008 bunalımının ardından 3 milyon 700 bin ilave istihdam oluştuğunu aktaran Babacan, şöyle devam etti:

"Anılan dönemde devletin aldığı eleman adedi 100-150 bin civarında. 'Devletin harcama ile istihdam oluşturması mı, özel sektör eli ile büyüme mi? diye sorulsa tercihimiz 'özel sektör eli ile büyüme' olur. Çünkü özel sektör bu parayı daha verimli harcıyor. Özel sektör yatırımından gelen büyüme çok daha olumlu oluyor.

İstihdamın yanında gelir dağılımı da rayına oturuyor. Aralık ayında OECD bir rapor yayınladı. Rapor, zengin-yoksul uçurumunun büyüdüğünü ortaya koydu. Buna mukabil Türkiye'nin istisna olduğuna, gelir dağılımını rayına oturttuğuna yer verdi. Artık ülkede zengin,yoksul uçurumu daralıyor. fakir uçurumu daralıyor. Bunda sunduğumuz sosyal katkılar önemli rol oynuyor. Vergi uygulamalarımızın da burada büyük payı var.

Şu an evli olup 3 çocuğu bulunanlar asgari ücret vergisinde muaf. Gelir dağılımında başka önemli konu da rekabet ile ilgili konulardır. Ülkede rekabet eskiye oranla daha iyidir. Artık kimi aile ve şirketler için özel koruma alanları yok. 'Sana şu alanları oluturdum, rahatça gelir elde et' anlayışı yok. Her alanda rekabet var. Anadolu'nun her yerinden Türkiye devleri çıkıyor. Bunlar dünya oyuncuları haline geliyor. Yeni devler eski büyüklerin ensesinde. Böylece büyük şirketler, belli sektörlerde kümelenmeye gitti."

Meksika örneği veren Babacan, "Kişi başına milli gelir 10 bin dolar. Nüfusu Türkiye'den yüzde 50 daha fazla Ülkede yoksulluk önemli aşamalarda olup, açlık sınırının altında büyük yığınlar var. Ama gelirleri çok iyi olan bir dolu insan da var. Çünkü Meksika'da rekabet çalışmıyor. Belli kapılar açılmış, oradan belli firmalar geçiyor ve gelirlerini katlıyor. Bizde o yok. Rekabetin çalışması adına önemli adımlar atıyoruz, bu da gelir dağılımını iyi bir konuma getiriyor." dedi.

Her şey iyi gitmesine rağmen ekonomide tartışılan iki önemli sorun olduğuna dikkat çeken Babacan, bunları şöyle anlattı:

"Bunlardan biri enflasyon. Enflasyonu, geçen sene çift haneli kapattık. bu geçicidir. Merkez Bankası'nın yaptığı tahlillere bakıldığında enflasyon, 2012 sonunda hedeflerimize yakın trende giriyor. Bunu hem biz, hem piyasa aktörleri dillendiriyor. Zaten Hazine'nin borçlanma faizleri de tek haneli. Eğer enflasyonun çift haneli olacağına dair beklenti olsa Hazine faizleri tek hanede kalmazdı.

Enflasyonda para politikaları dışında faktörler de mühim. Malum, sigara fiyatlarını artırmamız, Uzakdoğu'dan ithal edilen kumaşta vergi artırmamız enflasyonu tırmandırdı. Ardından enerji fiyatları arttı. Bunlar bir defalık olduğu için biz de piyasa tahlillerinde gerileyeceğine kanaat getiriyoruz.

Bir diğer sorun da cari açık. Burada yapısal olarak köklü adımlar atmak gerekiyor. Şu an atacağımız adımlar 3-5 sene sonra meyve verecektir. Tasarruflarımız geriledi. Güven ortamından söz ediyoruz ama bu ortam süratli tüketime sebep oluyor. Daha gelir elde etmeden harcama var. daha kazanmadan harcama var. Maaşın yanında gelecek maaşını da şimdiden harcandığı durum var. Bunlar belli ölçüde yani makul büyümede olabilir. Aama ölçü kaçarsa tedbir almak gerekiyor. Ölçü kaçtığında pek çok otorite adım atmıyor, atamıyor. Toplumun her üyesinin mutlu olduğu dönemde 'Tamam artık eğlence bitti normale dönüyoruz. Harcamalara ayar verin' deme noktasında iktidarlar ve merkez bankaları cesurr değil."

Cari açıkta tasarrufların gerilemesi adına önlemler aldıklarını dile getiren Başbakan Yardımcısı Babacan, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kredi hacmini kontrollü artırmak için tedbir aldı. Bu, sonuç verdi. Yine para politikaları sıkı bir hal aldı. Bütçe ile ilgili sıkı mali politika devam ediyor. Hem bütçe, hem para politikaları hem bankacılıkta sıkı bir duruş söz konusu.

Makro anlamda yapılacaklar yapıldı. Bakın geçen sene 54 milyar dolar petrol ve gaz ithal ettik. Bu anlamda nükleer eneji önemli. Yine yenilenebilir kaynaklar, enerjiyi verimli kullanmak önemli. Ar-Ge ve yenilikçiliğe daha çok kaynak ayırıyoruz. Harcamaların milli geire oranı Türkiye'de yüzde 0,85 iken Avrupa Birliği'nde yüzde 2. Bunların orta ve uzun vadede getirisi olacak."

Öte yandan yatırım teşvik sistemini de geliştirdiklerini ve stratejik sektör diye tanımlanan alanlara ek kaynaklar sunduklarını vurgulayan Babacan, Bireysel Emeklilik Sistemi'ni tamamen değiştirdiklerini belirtti. Başbakan Yardımcısı, "Desteği artırıyoruz. Bununla ilgili tasarı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülüyor. TBMM tatile girmeden bunu yasalaştırmak niyetimiz. Tahvil ihracında özel sektöre yeni alan açtık. Devlet ve özel sektörün tahvil ihracını denk hale getirince güzel bir kapı açıldı. Zannediyorum artık özel sektör ihraçları Hazine ihraçlarını geçebilecek." ifadelerini kullandı.

Avrupa ülkelerinin ekonomide güç günlerden geçtiğinin altını çizen Ali Babacan, 2012'nin Avrupa Birliği, 2013'ün ABD için kritik olacağını savundu. Bu sene Avrupa Birliği'nin radikal kararlar aldığına değinen Babacan, bunların uygulanıp uygulanmayacağının soru işareti olarak akıllarda yer ettiğini belirtti.

Babacan, "Hollanda ve Romanya 'da durum malum, iktidarlar koltuğundan oldu. Fransa ve Yunanistan'da seçim oldu. Daha şubat ayında 25 ülke karar alıyor. Bunlardan birinde iktidar yenileniyor ve kararların tekrar masaya yatırılması temenni ediliyor. Biz, Avrupa'nın uyguladığı kararlarda devamlılık bekliyoruz. Kuşku yok en acil tablo Yunanistan ile ilgili. Ülkelere 'Euro Bölgesi'nden çık' demek 'Kapıdan çık' demek kadar kolay değil.

Eurodan ayrılacak ülke kendi para birimine nasıl dönecek? Bu, yüzlerce sayfa doküman gerektiriyor. Şirketler euro, varlık değeri euro ve birden diyorsunuz ki 'Ayrılıp kendi para birimim geçeyim' Bu, bir çöküştür. Yunanistan ekonomsi Avrupa ekonomisinin yüzde 2'sidir. Avrupa bu yüzde 2 oranlı sorunu aşamdığı takdirde, bu sorun oralarda kalmaz" değerlendirmelerinde bulundu.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara