'Ankara müzakerelerin devamını' iddiası
Ankara’nın, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralacağı 1 Temmuz tarihinden sonra Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin devam etmesini istemediği iddia edildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-25 13:50:29
Gazete, aldığı bilgilere dayandırdığını iddia ettiği haberinde TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, BM Genel Sekreter Ban ile yaptığı görüşmede Kıbrıs sorununu çok az ele aldığını daha çok Suriye konusuna yoğunlaştığını belirtti.
TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun bu nedene bağlı olarak daha sonra Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ile bir araya geldiğini yazan gazete, 40 dakika süren görüşmede, “Türk tarafının, ilk başta ifade ettiği Kıbrıs sorununa ilişkin sürecin, ister çok taraflı konferans isterse son bulmasıyla, 1 Temmuz’a kadar tamamlanması gerektiği görüşünden ötesini görüşmeyeceğinin” netlik kazandığını savundu.
Gazete, BM yetkililerinin bu görüşe karşı çıktığını ve BM’nin, güven yaratıcı önlemlere ilişkin görüşmelerin başlamasıyla birlikte Türkleri ikna etmek için çalışmaya devam edeceklerinin belirtildiğini de yazdı.
Gazete, Davutoğlu’nun, BM Genel Kurulu'nda düzenlenen ''Arabuluculukta Üye Ülkelerin Rolü'' konulu üst düzey gayri resmi toplantı çerçevesinde düzenlenen panelde yapmış olduğu konuşmaya atıfta bulunarak, Davutoğlu’nun burada Annan Planı ve referandum konularını gündeme getirdiğini, ayrıca Annan Planı’nın Kıbrıslı Rumlar tarafından reddedildiğini yinelediğini belirtti.
Gazete panel sırasında, Rum Yönetimi temsilcisi Stelyos Makriyiannis’in, Davutoğlu’na; “2004 sürecinin maalesef, planın referanduma sunulmasından önce taraflara üzerinde anlaşmaya varılan bir anlaşma fırsatı vermeyen bir arabuluculuk sürecine dönüştürüldüğü, bu nedenler sürecin başarılı sonucuna ilişkin konuşmanın gerçekten mümkün olmadığı” şeklinde yanıt verdiğini yazdı.
STEFANU’DAN, DAVUTOĞLU VE DOWNER’İN AÇIKLAMALARINA YANIT
Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarını yorumlarken, “Türkiye’nin, geçmişi çarpıtarak, Kıbrıs sorunundaki olumsuz tutumunu örtbas etmeye çalıştığını” ileri sürdü.
Fileleftheros gazetesine göre Stefanu, 2004 yılında iki toplumun ayrı ayrı ve eş zamanlı olarak, karşılıklı anlaşmanın sonucu olmayan ancak hakemlik ürünü olan ve onaylanmaması durumunda “geçersiz ve hükümsüz”(null and void) olacak olan bir plan için karar vermeye çağrıldığını söyledi.
Stefanu, uluslararası toplumun, “Kıbrıs” halkının kendi kaderine ilişkin karar verme hakkını kabul ettiği gibi buna; saygı gösterdiğini belirterek, ancak Türkiye’nin bunu kabul etmediğini ve reddettiğini iddia etti.
Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümü için çalışması gerektiğini ileri süren Stefanu, Türkiye’nin Kıbrıs sorunun çözümüne ilişkin üzerinde anlaşmaya varılan, hakemlik ve katı zaman takvimleri öngörmeyen sürece saygı duymasında fayda bulunduğunu da ileri sürdü.
BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in, New York’taki açıklamalarını da yorumlayan Stefanu, Downer’in; müzakerelerde sağlananların kaybedilmemesi gerektiği şeklindeki ifadesinin, taahhütlerini yerine getirmeyen görüş birliklerinden vazgeçen ve müzakere zeminini iptal etmeye çalışan Kıbrıs Türk tarafıyla ilgili olduğunu savundu.
Stefanu, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın Maraş önerisinin, tüm müdahil taraflar için teşviki öngördüğünü ayrıca karşılıklı yararlı bir durumun söz konusu olduğunu ileri sürdü.
Downer’in; Hristofyas’ın Maraş önerisinin yeniden masada olduğu açıklaması konusundaysa Stefanu, Hristofyas’ın 2010’da sunduğu önerinin öngördüğü gibi, Maraş konusunu yeniden gündeme getirdiğini ifade etti.
Stefanu önerinin; bölgenin yasal sakinlerinin dönüşünün mümkün olması için gerekli faaliyetlerin yapılması amacıyla, özellikle Maraş’ın BM’ye devredilmesi konusunda BM’nin Maraş ile ilgili kararlarına dayalı olduğunu da söyledi.
Haravgi gazetesine göre Stefanu, önerinin; ayrıca AB gözetimi altında Mağusa Limanını da içerdiğini böylelikle Kıbrıslı Türk toplumunun-“Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin egemenlik haklarını ihlal etmeksizin-AB ile ticari ilişkilere sahip olacağını belirtti.
Stefanu, önerinin ayrıca –Türkiye’nin bu öneriyi kabul etmesi durumunda-Türkiye AB müzakere sürecindeki dondurulmuş başlıkların açılması perspektifini de içerdiğini ifade etti.
TAK'ta yer alan habere göre Stefanu önerinin; “win win (kazan-kazan) situation” olarak nitelendirilen siyasete dayalı olduğunu da belirtti.
Uluslararası konferans konusuna da değinen Stefanu BM’nin; böyle bir uluslararası konferansın ne zaman toplanabileceği konusunda düşüncesini dile getirdiğini anımsattı ve BM’nin geçtiğimiz Aralık ayındaki 2026 sayılı kararına atıfta bulundu.
“ALTI AYDAKİ HAREKETLER”
Politis gazetesi yukarıdaki ve “Downer Kıbrıs Sorunundaki Görevinde Kalıyor” başlıklarıyla verdiği haberinde, diplomatik kaynaklara dayanarak, BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in, özel danışman olarak görevinde kalmasına ilişkin sözleşmenin yenilenmesi konusunu görüştüğünü ve bunu garanti altına aldığını yazdı.
Gazete Downer’in; Kıbrıs sorununa 2013’ten sonra da müdahil olacağını belirtti.
Habere göre müzakerelerin kesileceği bir dönemde Downer’in sözleşmesinin yenilenmesinin maksadının sorulması üzerine, aynı kaynaklar gazeteye yaptıkları açıklamada “Downer’in, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı sırasında yapmaya devam edeceği çok şeyin bulunduğu” yorumunu yaptılar.
Aynı kaynaklar ayrıca BM’nin, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı sırasında sürecin kısmen ellerinden kaçacağını ve sürecin, büyük bir ihtimal AB üyesi ülkeler aracılığıyla, farklı bir yörüngeye gireceğini düşündüğünü belirttiler.
Aynı kaynaklar, BM’nin ayrıca bu dönemde(Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı) şekillenecek yeni sahne içerisinde Kıbrıs sorunu “oyuncularıyla” temaslarda ve istişarelerde bulunacak Downer aracılığıyla rol oynamasının mümkün olacağını düşündüğünü de ifade ettiler.
“DOWNER İÇİN TARTIŞMA”
Politis gazetesi, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun, Strazburg’ta dün gerçekleştirilen hazırlık toplantısında, BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in, Kıbrıs sorunu hakkında bilgi vermesi için 14 Haziran’da, Komisyon toplantısına davet edilmesine ilişkin olarak gerilim yaşandığını belirtti.
Gazete Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Helene Flautre’nin; Avrupa Parlamentosu üyelerinin, Downer’in davet edilmesinin oylamaya sunulması şeklindeki talebini kabul etmediğini yazdı.
Belirli AP üyelerinden sarf edilmesi beklenen çabalara karşın Downer’in, 14 Haziran’daki toplantıya katılacağına hemen hemen kesin olarak addedildiğini yazan gazete durumu bilme konumunda olan kişilerin ise bu gelişmenin; kurumsal “garip” niteliğine karşın mutlaka olumsuz olarak algılanmaması gerektiği değerlendirmesinde bulundular.
Aynı kişiler ayrıca, Kıbrıs sorununun, bugünkü koşullar altında, AB’de alevlendirilmesine yönelik herhangi bir fırsatın, artık bilindik tek parça (monolitik) ve üretken olmayan prizmalar içerisinde incelenmemesi gerektiğine de vurgu yaptılar.
Haber göre Rum Avrupa Parlamentosu üyesi Antigoni Papadopulu konu hakkında yaptığı açıklamada Downer’in toplantıya davet edilmesine karşı olduğunu belirtti ve bunu “isabetsiz bir faaliyet” olarak nitelendirdi.
Papadopulu, Avusturyalı diplomatın faaliyet ve rolünün Komisyonu’nun ele aldığı konularla ilişkili olmadığını söylerken, Downer’in toplantıya çağrılması zamanının da soru işareti yarattığını belirtti.
Bunun; Türkiye’nin Güney Kıbrsı’a ileriki aylarda sorun çıkarma taktiği olduğunu da ileri süren Papadopulu Downer’in toplantıya çağrılması kararının değişmemesi durumunda toplantıya Güney Kıbrıs’ın AB konularına ilişkin müsteşarı Andreas Mavroyannis’in de katılmasını önerdi.
Fileleftheros gazetesi, “Downer: Avrupa Parlamentosu’nda ‘Cehennem Azabı’- Ankara ve Yeşiller 14 Haziran’da Kıbrıs Sorununa İlişkin Görüşmeyi Empoze Ediyor” başlıklı haberinde, Ankara ve Yeşillerin, Downer’in 14 Haziran’daki Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında hazır bulunmasını empoze ettiğini savundu.
Habere göre Rum AP üyeleri Eleni Teoharus, Takis Hacıgeorgiu ve Antigoni Papadopulu ise Downer’in davet edilmesine karşı olduklarını dile getirirken, Komisyon Başkanı Flautre ve Türk dostu blok ise Rum milletvekillerinin bu konunun oylamaya sunulması düşüncesine karşı çıktılar.
SON VİDEO HABER
Haber Ara