Arap Baharına karşı Rus-İsrail ittifakı

Putin yeniden Rusya Devlet Başkanlığı’na seçildi. 2024’e kadar da teorik olarak Rusya’nın başında yer alması öngörülüyor. Putin’in stratejisi ve siyaseti tehdit algısına dayanıyor. Ona göre Rusya Sovyetlerin parçalandığı 1991 yılından beri hala kendine gelebilmiş değil. Bu nedenle ona göre Rusya iç ve dış tehditlerle karşı karşıyadır. Putin, dünyayı özellikle de etrafını tehlikeli ve kendisine karşı düşman gibi algılıyor. Bu dönemde Putin hiçbir şekilde reform yapmayı düşünmüyor. Ona göre Rusya’nın ayakta kalması Ulusal duyguların güçlü olmasına bağlıdır.

Putin, Rusya’nın tek ve gerçek dostunun, ordusu ve donanması olduğuna inanıyor. Fakat bu katı anlayış Rusya’nın kendisine dünyada ve özellikle de Ortadoğu’da bir müttefik arayışı içinde olduğu gerçeğini de ortadan kaldırmıyor. Her şeye rağmen Rusya güçlü ve güvenli bir müttefik arayışı içerisindedir.

Doğru Haber'de yer alan habere göre, Virjinya Üniversitesi’nde Prof. MarcCets, “Demokratik bir Rusya’nın dış politikası nasıl olur” Başlıklı makalesinde; birkaç sebepten dolayı Rusya’nın israil’le ittifak derecesine varacak yakın ilişkiler kuracağını ifade ediyor. Prof. MarcCets’e göre bu sebepler; “israil’in, Rusya’nın silah teknolojisine katkısı, İslami uyanışa karşı Rusya ile israil’in aynı kaygılar taşıması” şeklinde sıralanabilir.

Öte yandan Rusya’nın tanınmış siyasi analistlerinden Siyodor Lukuyanow, “israil Rusya’nın müttefiki olabilir mi?” başlıklı makalesinde Rusya’nın israil’le ilişkilerini ittifak derecesine vardırmak için acele edeceğini ifade ediyor. Lukyanow, “Arap âleminde cereyan eden hadiselerin Rusya’nın yeni bir tutum sergilemesini zorunlu kılıyor. Çünkü Ortadoğu’daki demokratik talepler, bölgenin ve çevresinin İslamlaşmasıyla sonuçlanacaktır.” Görüşünü dile getirdi.

İran konusunda Rusya ile israil arasında görünüşte bazı görüş ayrılıkları olsa da İran konusu, Rusya ile israil’in bir birine yaklaşmasına bir engel teşkil etmiyor. Ayrıca Amerika’da israil’e karşı yükselen aykırı sesler, israil’in yeni ve güçlü müttefikler aramasına ilham teşkil ediyor. Gelecekte Amerikan siyasetinde israil’in imtiyazlı konumu sarsılabilir. Aynı şekilde israil için de Amerika her zaman aynı konumda olmayabilir.

Edinilen bilgilere göre Putin bu dönemde ilk dış ziyaretini israil’e yapmayı planlıyor. israil’in Moskova eski elçisi İsfi Mogin: “Bir kez daha Ortadoğu büyük güçlerin rekabet alanı haline gelmiştir. Türkiye’nin Kafkasya’yı arka bahçesi olarak görmesi, ayrıca Türkiye’nin Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de etkin rol oynaması, Rusya’yı; Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi ve israil’le ittifak kurmasına sebep oluyor” dedi.

Putin’in muhtemel israil ziyaretinde bu seviyede şok bir gelişmenin olmasını beklememek gerekir. Şimdilik israil, Amerika yerine Rusya’yı müttefik edinmeyi düşünmeyebilir. Hele ki Rusya’yı çok ciddi bir tehdit olarak gören Netanyahu’nun yakın dostu Mitt Romney seçimleri kazanırsa bu plan askıya alınabilir. Bu durumda ilişkiler ittifak seviyesine varmadan güçlü bir şekilde devam eder. Eğer Mitt Romney seçimi kazanmazsa israil’in Rusya’yı müttefik edinmesi sürpriz olmayacaktır. Yani bu da israil’in Rusya’yı her zaman yedekte tutuğu mesajını veriyor.

Arap Baharına karşı Rus-İsrail ittifakı

Putin yeniden Rusya Devlet Başkanlığı`na seçildi. 2024`e kadar da teorik olarak Rusya`nın başında yer alması öngörülüyor. Putin'in stratejisi ve siyaseti tehdit algısına dayanıyor.