Koncuk, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki toplu sözleşme görüşmelerine verilen arada, gazetecilere yaptığı açıklamada, 30 Nisan'da başlayan toplu sözleşme görüşmelerinin kamu çalışanları ve emekliler yönünden ''hayal kırıklığı'' olduğunu öne sürdü.
Toplu sözleşme masasında, cuma günü ''tamam'' denilen, ''sıcak bakıldı'' denilen konuların, pazartesi günü soğumuş olarak karşılarına çıktığını dile getiren Koncuk, cuma gününden bu yana geriye giden tekliflerle karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.
Ağır sözler söylemek istemediğini, ancak böyle bir anlayışın olamayacağını ifade eden Koncuk, şunları kaydetti:
''Kamu İşveren Kurulu, masada verilen sözlerin altında kalmıştır. Bunu çok net ifade ediyorum. 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile öğretmeni yok sayan, akademisyeni yok sayan, din görevlilerini yok sayan, hekim dışı sağlık çalışanlarını yok sayan, polisi, subayı, astsubayı yok sayan bir anlayış vardı.
2 milyon 100 bin kamu çalışanını yok sayan bir anlayış vardı. Umut ettik ki toplu sözleşme masamında düzeltilir. Kapalı kapılar ardında yapılan düzenlemelerin, kamu çalışanlarına ızdırap verdiğini biliyoruz. Toplu sözleşme masasında 700 bin öğretmen hesaba kitaba alınmadı. Eğitim öğretim davasının ana enstrümanı olan 700 bin öğretmen, müsteşarın, genel müdürün, daire başkanının geleceği adına feda edilmiştir.
Akademisyenler, sağlık çalışanları feda edilmiştir. Bütçe disiplini uğruna feda edilmişlerdir. Yıllardır bu bütçe disiplinin arkasına saklanan hükümetin bu anlayışlarını biz reddediyoruz. 9 bin dolar milyoneri peydahlanınca, 2011 yılında bütçe disiplini bozulmuyor, Türkiye Yunanistan'a dönmüyor ama kamu çalışanlarına, emeklilere 3 kuruşluk zammı verdiğimiz zaman Türkiye Yunanistan'a döner gibi böyle akıl almaz gerekçelerin arkasına saklanılıyor.''
Koncuk, kamu çalışanlarına artık sokakların işaret edildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kamu çalışanları, 23 Mayıs'ta, Türkiye genelinde, iş bırakma eylemi yapacaktır. Öğretmenlerimiz ders vermeyecek, sağlık çalışanları hizmet üretmeyecek, trenler çalışmayacak, uçaklar uçmayacak, kamu çalışanları 1 gün boyunca hizmet üretme gücünden gelen gücünü kullanarak hizmet üretmeyecek. Bütün vatandaşlarımızdan özür diliyoruz. Ama iktidar sessiz kaldığımız sürece anlaşılıyor ki bundan sonraki yıllarda da kamu çalışanlarının, emeklilerin sosyal haklarına, ekonomik haklarına, hep kör bakacak. Bu anlayışı değiştireceğiz. Bu anlayışı ancak kamu çalışanlarının iradesi değiştirebilir. Kimse kamu çalışanlarını tehdit etmesin. Kamu çalışanları iş bırakacak ve hiç kimse ceza veremeyecektir.''
-KESK Genel Başkanı Lami Özgen-
KESK Genel Başkanı Lami Özgen de hükümetin en son nihai teklifi getirdiğini belirterek, bunun hiçbir yenilik içermediğini savundu.
Sadece, buçukluk bir artışın olduğunu, bunun dışında diğer bütün haklara yönelik herhangi bir yeni gelişmenin gündeme gelmediğini belirten Özgen, şöyle konuştu:
''Hükümetin bu teklifi, hazırladığı bütçe çerçevesinde elbette politik bir tekliftir. Aynı zamanda bütçenin önemli bir siyasi belge olduğunu biliyoruz. Yani hükümet bu bütçeyle politik tercihini zenginden yana, sermayeden yana yapmıştır. Ama bu tercihi asla ve asla bu ülkenin en fakir kesimi olan kamu emekçilerinden, emeklilerinden yana yapmamıştır. Hem kamu emekçileri açısından hem de emekliler açısından bugünkü toplu sözleşme sonuçları ve hükümetin teklifi büyük bir hüsrandır.''
Özgen, ''bu teklif karşısında kendi emeklerine sahip çıkacaklarını, emeğin en yüce değer olduğu bilinciyle kendi emeğine sahip çıkması için Türkiye'deki bütün kamu emekçilerinin 23 Mayıs'ta yapacakları greve koşulsuz katılmalarını beklediklerini'' kaydetti.