Reformların en büyüğü yeni bir anayasadır
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, daha zengin, daha mutlu ve daha özgür bir Türkiye için reformlara devam edilmesi gerektiği ve bu reformların en büyüğünün yeni bir anayasa olduğunu belirterek, ''Anayasa sadece siyasi değil, aynı zamanda iktisadi bir meseledir. Anayasa, Kutup yıldızıdır. O, yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-20 16:04:01
Altmış yılda çok yol kat ettiklerini ve özel sektöre çok büyük hizmetlerde bulunduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, hizmet serüveninin Türkiye'nin dönüşüm ve gelişim gösterdiği 1950'li yıllarda başladığını dile getirdi.
1950'lerde ilk serbest seçimlerle demokrasiye geçildiğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ''Ekonomideyse bürokrasinin olduğu bir tarım toplumundan, şehirli ve girişimci bir topluma geçiş hedeflendi. Bu süreçte, dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de özel sektörümüzü temsil edecek ve geliştirecek kurumsal bir yapılanmaya ihtiyaç duyuldu. Böylece 1952 yılında TOBB kuruldu'' diye konuştu.
Geride kalan 60 yılda özel sektörün aldığı yol hakkında da bilgi veren Hisarcıklıoğlu, 60 yıl önce kişi başına 200 dolar olan mal ve hizmet üretiminin bugün 10 bin doları aştığını, ihracatında aynı dönemde 260 milyon dolardan 135 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
Türkiye'nin G20 ülkeleri içinde dünyanın en büyük ülkelerinden biri olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, İtalya ve Çin arasındaki bölgede en büyük sanayi üretimi ve ihracatını Türkiye'nin yaptığını söyledi.
KÜRESEL PİYASALARDAKİ İŞ ÖRGÜTLERİNDE SÖZ SAHİBİYİZ
TOBB'un son 10 yılda hizmet kapasitesini artırdığını anlatan Hisarcıklıoğlu, Birliğin hayata geçirdiği projelerle reel sektörü geliştirdiklerini ve desteklediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu dönemde yurt dışındaki temsil ağını geliştirdiklerini belirtti.
Artık yurt dışına çıkınca kimsenin farkında olmadığı değil, dünya ile entegre olmuş, küresel piyasalardaki iş örgütlerinin tamamında söz sahibi ve özel sektörün çıkarlarını dünyada savunan bir TOBB'un var olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'deki şirketlerin ihracatlarını TOBB güvencesiyle gerçekleştirdiğini kaydetti.
Birlik olarak yurt dışı taşımacılığın yapılabilmesi için 35 milyar dolarlık teminat riski üstlendiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, kara gümrük kapılarını modernize ederek sanayicinin lojistik maliyetlerinin yılda 450 milyon lira azalmasını sağladıklarını dile getirdi.
Yüz oda ve borsanın uluslararası kriterlere göre akredite olarak Avrupa'nın en iyi odaları ile aynı hizmeti, en az aynı kalitede verir hale geldiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, bu anlamda özel sektör temsilcilerinin kendileri ile övünmeleri gerektiğini söyledi.
Odaların sorumluluk almalarıyla OSB'lerin geliştiğine ve böylece sanayinin Anadolu'ya yayıldığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, 1980'de 12 olan OSB sayısının bugün 150'ye yaklaştığını bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, gerçekleştirilen hizmetlerde kendilerini destekleyen Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'ya da teşekkür etti.
Özel sektör mensuplarının son yıllarda sağlanan siyasi ve ekonomik istikrarla her yıl yeni başarılara imza attıklarını kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu ortamı yaratan ekonomi ve çalışma hayatından sorumlu bakanlara da teşekkürlerini iletti.
AVRUPA YERİNDE SAYARKEN BİZ KOŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Avrupa ekonomilerinin ardı ardına krize girdiği ve Ortadoğu coğrafyasında ciddi siyasi çalkantıların olduğu bir dönemde, özel sektörün tüketim ve yatırımıyla Türkiye ekonomisinin yüzde 8,5 oranında büyüdüğünü vurgulayan Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Krizdeki Avrupa'da 5 milyon kişi işsiz kalırken, 2011 yılında özel sektör olarak biz kayıtlı çalışan sayımızı, 1 milyon 62 bin kişi artırdık. Faal iş yeri sayımız 109 bin artışla 1 milyon 398 bine ulaştı. Özel sektörümüzün makine ve teçhizat yatırım harcamaları reel olarak yüzde 25 büyüdü ve 158 milyar lirayı geçti. İhracat yapan üye sayımız yüzde 8 artarak 54 bine, yaptığımız ihracat yüzde 18 artarak 135 milyar dolara ulaştı. Dikkatinizi çekerim, bunların hepsi tarihi rekor seviyelerdir. Özel sektör olarak, iş ve aş sağlamayı, yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Avrupa yerinde sayarken, biz koşmaya devam edeceğiz.''
On yıl sonra dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak ve Mustafa Kemal Atatürk'ün kendilerine hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesine ulaşmayı istediklerini belirten Hisarcıklıoğlu, bunun için her yıl 700 binden fazla istihdam, yüzde 7'nin üzerinde büyüme sağlanması gerektiğini kaydetti.
MAÇ YAPTIĞIMIZ SAHA RAKİPLERİMİZLE EŞİT OLMALI
Ekonominin karşı karşıya olduğu risklere de değinen Hisarcıklıoğlu, ülke içinde cari açık kaynaklı risklerin bulunduğunu, yurt dışında da Avrupa'da devam eden finansal kriz ve ekonomik durgunluğun Türkiye'yi de olumsuz etkilediğini söyledi.
Ortadoğu'daki karışıklık ve gerginliklerin artarak sürdüğüne dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ''İçinde bulunduğumuz coğrafya değişim sancısı çekiyor. Dolayısıyla bizi, ülkelerin çalkantılı sularda yol arayışında olduğu bir 2012 bekliyor'' dedi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada, hem iktisadi hem de siyasi açıdan güçlü durmaya mecbur olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, ''Eksik kalan reformları tamamlamak, yapamadıklarımızı yapmak zorundayız. Hep söylüyoruz. Devletimizden tek isteğimiz, maç yaptığımız sahanın, rakiplerimizle eşit şartlara getirilmesi. Allah'ın izniyle, gerisini biz hallederiz'' diye konuştu.
ANAYASA BİR KUTUP YILDIZIDIR
Yeni anayasa yapım sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, ''daha zengin, daha mutlu, daha özgür bir Türkiye için, reformlara devam edilmesi gerektiğini ve bu reformların en büyüğünün de yeni bir anayasa olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Zira yeni bir toplumsal mutabakata ihtiyacımız var. Daha güçlü bir devletin ve daha müreffeh bir milletin yolu buradan geçiyor.
Anayasa sadece siyasi değil, aynı zamanda iktisadi bir meseledir. Anayasa kutup yıldızıdır. O yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner. Anayasamızı yenileyemezsek, olduğumuz yerde, orta gelir seviyesinde tıkanıp kalırız, bir üst lige çıkamayız.''
Yeni anayasaya katkı sağlamak için 22 sivil toplum ve meslek örgütüyle 12 ilde ''Anayasa Vatandaş Toplantıları'' düzenlediklerini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, bu toplantılara toplumun her kesiminden insanların katıldığını belirtti.
Söz konusu toplantılarda yeni Anayasa'ya olan ihtiyacı ve halkın büyük bir olgunlukla nasıl konuşabildiğini gördüklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''Çok açık söylüyorum. Milletin kendisi aynı masa etrafında olgunca konuşmayı ve uzlaşmayı başarıyorsa, onun vekilleri olan ve gücünü milletten alan siyasi partilerimiz de bunu başarır'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 1876'dan bu yana halkın müzakereye katıldığı bir anayasa yapma şansının olmadığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, ilk defa, milletin arzu, fikir ve birlikte yaşama iradesine dayanan, halkın iradesinin tezahürü olan bir anayasanın hazırlanacağını belirtti.
''Biz, seçkinlerin, muhtıraların, ara rejimlerin, darbelerin dayattığı değil, millet iradesine dayanan, mutabakatla hazırlanan bir anayasa istiyoruz'' diyen Hisarcıklıoğlu, yeni anayasada demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapımızın korunmasını istediklerini bildirdi.
Yeni Anayasanın temelinde ifade, din ve vicdan ile teşebbüs hürriyeti bulunmasını istediklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, ''Biz, vatandaşları arasında ayrım yapmayan, vatandaşına güvenen, vatandaşına hükmetmeyen bir devlet anlayışı istiyoruz. Biz, devletin vatandaşın efendisi değil, hizmetkarı olmasını istiyoruz'' diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN YÖNETİMDE İSTİKRARA İHTİYACI VAR
Yeni Anayasa'dan bir diğer beklentilerinin de ''yönetimde istikrarı sağlaması'' olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye'nin buna ihtiyaç duyduğunu'' belirtti.
Buna karşın mevcut yönetim sisteminin istikrarsızlık kaynağı olmaya aday olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanımız artık halk tarafından seçilecek. Anayasa vatandaş toplantılarında gördük ki, halkımız bu demokratik kazanımdan son derece memnun. Ancak, hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan halkın oyuna dayanacağı için, birlikte çalışmalarında sıkıntı yaşanabilir.
İstikrarı güçlendirmek için, halkoyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanının ve Başbakanın yetkileri yeniden düzenlenmeli. Bunun nasıl yapılacağı, bu süreçte tartışılmalı. Bu konudaki düzenlemelerin yeni Anayasayla yapılması, Türkiye;nin geleceği için hayati önem taşıyor.''
***
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Biz artık, mazlumu ve güçsüzü koruyan, herkesin adaletinden emin olduğu, Allah'tan sonra gönül rahatlığıyla sığınacağımız bir yargı sistemi istiyoruz'' dedi.
TOBB'un 67'inci genel kurulunun açılışında konuşan Rifat Hisarcıklıoğlu, yargıda yapılan reformları dikkatle takip ettiklerini kaydetti. Yapılan tüm reformlara rağmen atılacak önemli adımlar olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ''Anayasa toplantılarında gördük ki, halkın yeni anayasadan hala en büyük beklentisi adalet ve özgürlüklerdir'' dedi.
Bu talebin, giyim kuşamdan dile ve inancına kadar haksızlığa uğrayan herkesin sıkıntılarını kapsadığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, işadamı da olsa, siyasetçi de olsa, sivil de olsa, bürokrat da olsa, yapanın yanına kar kalmadığı bir adalet sistemi istediklerini vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, ''Biz artık, mazlumu ve güçsüzü koruyan, herkesin adaletinden emin olduğu, Allah'tan sonra gönül rahatlığıyla sığınacağımız bir yargı sistemi istiyoruz'' dedi.
Göklerin ve yerin ancak adaletle ayakta durabileceğini, 75 milyon olarak zihniyet devrimi yapıp, güçlüye dokunmayan, güçsüzü ezen, eski zihniyetin artık yıkılması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
''O halde nefsimize değil, vicdanımıza kulak verelim. Komşumuzu öteki diye görmeyelim. Bizden farklı diye, kendi sesimiz dışındakilere sağır kesilmeyelim. Zira yüce Allah, farklılıklarımızı bir zenginlik olarak bahşetti. Birimizin ak dediğine diğerimiz hemen kara demesin. Gelin, ortak akılla ve istişare ederek, doğru yolu hep birlikte bulalım.''
YENİ TEŞVİK SİSTEMİ
Yeni teşvik sisteminin önceki 3 sistemden daha sağlıklı ve kapsamlı bir model olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, yeni teşvik sisteminin sanayinin teknolojik dönüşümüne ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılmasına yardımcı olacağını, ancak yatırım teşvik sisteminin yenilenmesinin, yapısal reformların yerini tutamayacağını vurguladı.
Yapılan iyileştirmelere rağmen, iş ve yatırım ortamının hala rakip ülkelerin gerisinde olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, 10 yıl sonra dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine inanılıyorsa, içerdeki üretim maliyetlerini düşürmek, iş ve yatırım ortamını geliştirmek gerektiğini kaydetti.
Oda ve borsaların şehirlerin hafızası olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu nedenle yerel kalkınma projelerinin hayata geçirilmesi için kalkınma ajanslarında yerel aktörlere daha etkin rol verilmesi gerektiğini bildirdi.
CARİ AÇIK İÇİN 3 SEKTÖRE AYRI ÖNEM VERİLMELİ
TOBB Başkanı, cari açık riskine karşı tarım, turizm ve taşımacılık sektörlerine büyük önem verilmesi gerektiğini söyledi.
''Adil rekabetin olmadığı, girişimciliğin, markalaşmanın önünü tıkayan, tüketiciyi aldatan, zarara sokan bu adaletsiz yapı daha ne kadar sürecek?'' diye soran Hisarcıklıoğlu, üretenin hakkının teslim edilmesi, adil ve rekabetçi bir piyasa ekonomisi istediklerini de ifade etti.
KAYITDIŞILIK
Konuşmasında uzun yıllar üzerinde durdukları bir adaletsizlik kaynağının da kayıtdışılık olduğunu ifade eden Rifat Hisarcıklıoğlu, kayıtdışılığın hem şirketlerin küçük kalmasına, hem de iş ahlakının bozulmasına yol açtığını dile getirdi.
Kayıtdışılık yüzünden hesabını veremeyen, hesap veremediği için de hesap soramayan, defolu bir toplum olmak istemediklerini vurgulayan TOBB Başkanı, ''Hükümetimizin vergi ve istihdam yüklerini azaltması, çok olumlu sonuçlar verdi. İş dünyamız adına teşekkür ediyoruz. Bunlara devam edelim. İstihdam maliyetleri düştükçe, kayıtlı çalışan sayısı artıyor. Vergi ve sigorta primini aksatmamış olanları ödüllendirecek bir sistemi de, artık hayata geçirelim'' ifadesini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, işgücü piyasalarına esneklik kazandırılması, vergi sisteminin yinelenmesi, basit ve net bir mevzuat istedi.
YEŞİL PASAPORT
Müteşebbislerin dünya ülkelerindeki itibarının Türkiye'nin başarısı olduğunu ve onlara daha fazla yardımcısı olunması gerektiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, oda ve borsa başkanları ile başarılı işadamlarına yeşil pasaport verilmesi konusunda bir çalışma yapılması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimat verdiğini hatırlattı.
Hisarcıklıoğlu, ''Ancak bunları hayata geçiremedik. Elinde yeşil pasaportu olan zihniyet önümüze duvarlar ördü. Kendi ayağımıza pranga vurdurmayalım. Ülkemizi sadece bürokratlarımız değil, işadamlarımızın da temsil ettiğini unutmayalım'' diye konuştu.
Akaryakıt üzerindeki ağır vergi yüklerinin rekabet gücünü azalttığını, kayıtdışılığı teşvik ettiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, enerjiyle ilgili yüksek vergilerin kademeli olarak azaltılması gerektiğini, sanayicilerin yurtdışı maliyetlerine navlun desteği sağlanması gerektiğini söyledi.
EKONİMİ İÇİN UYARILAR
Mecliste iktidar ve muhalefet partilerinin örnek bir uyumla, devrim niteliğinde yeni bir ticaret kanunu çıkardıklarını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, üç siyasi partinin de genel başkanlarına ve bu süreçte büyük emekleri olan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e teşekkür etti.
Hisarcıklıoğlu, tüccar ve sanayicilerin yasaya uyumlarını kolaylaştıracak düzeltmelerin yapılarak, bu yasanın planlandığı gibi Temmuz ayında yürürlüğe girmesi gerektiğini bildirdi.
Son günlerde iç piyasada önemli bir sıkıntının yaşandığını kaydeden TOBB Başkanı, karşılıksız çıkan çeklerde hapis cezasının kaldırılmasını desteklediklerini, ama buna paralel şekilde, yeni bir kontrol mekanizması kurulmasına ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, ''Ne yazık ki böyle bir sistem kurulmadan bu düzenleme başlatıldı. İlk 4 ayda karşılıksız çıkan çek sayısı yüzde 44 arttı. Bankalar müşterisine kredi verirken sicilini görüyor, buna göre karar veriyor. O halde alın teriyle çalışan, ticaret yapan tüccarımız, sanayicimiz de müşterisinin sicilini neden görmesin?'' diye sordu.
Bununla ilgili bir çalışma hazırladıklarını açıklayan Hisarcıklıoğlu, hem çek alanın hem de çek verenin mahremiyetini koruyan bir sistem önerdiklerini, böyle bir sistemin de kamu iradesiyle bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi.
Maliye Bakanlığının e-haciz uygulamasının da KOBİ'leri mağdur etiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, Adalet Bakanlığı'nın konuyla ilgili hazırladığı düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Bir başka yakın tehlikenin, yurtiçi tasarruflardaki azalma olduğunu kaydeden Rifat Hisarcıklıoğlu, bankalardaki mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 100'e ulaştığını, tasarruflar artırılmazsa, önümüzdeki dönemde reel sektöre finansman bulmak daha zor ve maliyetli hale geleceğini ifade etti.
BANKALARA UYARI
Özellikle son dönemde Anadolu'dan ve KOBİ'lerden bankalara yönelik eleştirilerin artmaya başladığını ve bankaların KOBİ'lere ağır kredi şartları uyguladığını belirten Hisarcıklıoğlu, ''Buradan bankalarımızın bazılarını da uyarmak istiyorum. Anadolu'dan gelen talepleri oyalıyorsunuz. Hatta vicdansızca davranıyorsunuz. Bu yaklaşımı kabul etmiyorum. Türkiye ekonomisinin değişimine ve gelişimine öncülük eden Anadolu sermayesine engel çıkarmayın. Kamu idaremizi, haksız ve vicdansız duruş sergileyen bankalar için ciddi ve somut önlem almaya çağırıyorum'' dedi.
EĞİTİM KALİTESİ
Eğitim alanında önemli mesafeler kat edildiğini, ancak eğitimin kalitesinde hala alınması gereken mesafeler olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, matematikte, fende, yabancı dilde OECD ülkeleri içerisinde Türk öğrencilerin hep son sıralarda olduğunu söyledi.
Her yıl sistem değiştirmekten içeriği düzeltmeye fırsat bulunamazsa cari açığın yanına bir de beşeri sermaye açığının ekleneceğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''İşte bu nedenle eğitim alanında sıkça yapılan değişikliklere değil, kalıcı reformlara ihtiyaç var'' dedi.
Eğitim özgürlüğünün de bu reformların önemli bir parçası olduğuna işaret eden TOBB Başkanı, ailelerine çocuklarını dini eğitim vermek istiyorlarsa bunun önünün açık olması gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, ''İsteyen çocuğuna dini eğitim verir, isteyen vermez. Zira ana-babanın çocuk üzerinde hakkı var'' ifadesini kullandı.
AB'DEKİ TİCARET ŞEKLİ DEĞİŞMELİ
AB sürecin Türkiye'nin çağdaşlaşmasına yardımcı olduğunu, bununla birlikte tüccar ve sanayicilere haksız ve adaletsiz bir şekilde uygulanan vize ve taşıma kotaları konularıyla mücadeleyi sürdüreceklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, AB'nin serbest ticaret anlaşmalarından Türkiye'nin dışlanmış olduğunu, bu yapının da mutlaka değiştirilmesi gerektiğini bildirdi.
BİRLİK VE BERABERLİĞE VURGU
Konuşmasının son bölümünde birlik ve beraberliğe vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, 21'inci yüzyılda Türkiye'nin en büyük gücünün birlik ve beraberlik ruhu olduğunu bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Türkiye yarın, bugünden daha özgür, daha demokratik olacak. Çocuklarımız bizden daha mutlu olacak. Çünkü Allah zenginliğimizi yerin altından çıkarılacak kaynaklara değil, alın terimize, teşebbüs gücümüze bağlamış. Dünyanın bu zor coğrafyasında sadece biz bin yıldır ayakta duruyoruz. Hedefimiz dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmak. Hedefimiz güçlü ekonomisi ve kaliteli demokrasisi ile dünyanın hayranlıkla izlediği lider ülke olmak. 365 oda ve borsasıyla, 1 milyon 420 bin üyesiyle TOBB camiası, bu hedeflerin etrafında kenetlendi.
Çağımızın fatihleri kimdir, biliyor musunuz? Bu salonu dolduran sizlersiniz. Sizler atalarımız gibi gittiğiniz yeri sadece ticaretle değil, ahlaklı duruş ve güven veren kişiliğinizle fethediyorsunuz. Sizler Türkiye'nin geleceğinin teminatısınız. Bu camia daha güçlü bir Türkiye için, her türlü zorluğa göğüs germesini bilen, inançla ve sabırla çalışan insanların ocağıdır.
Sizler; Ay yıldızlı bayrağımızı dünyanın dört bucağında dalgalandıran Türkiye'nin gururu müteşebbislerisiniz! Allah gönlümüzü zengin, emeğimizi ve kazancımızı bereketli, milletimizin birlik ve beraberliğini daim kılsın. Üstadın dediği gibi, tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın.
SON VİDEO HABER
Haber Ara