AB Komisyonu'ndan Türkiye'ye övgü

Türk İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON)'un Brüksel'de gerçekleştirdiği programda Olli Rehn ve Stefan Füle gibi üst düzey Avrupalılar Türkiye'den ekonomisinden övgü ile söz etti. Rhen 'Türkiye ekonomisinin son 10 yılı göz kamaştırıyor.' dedi. Füle de yeni anayasa çalışmalarına dikkat çekerek bu süreçte uzlaşmaya dayalı demokratik katılım sürecinin öneminden söz etti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise Türkiye'nin AB üyelik noktasındaki kararlılığın devam ettiğinin altını çizdi.

TUSKON, Brüksel ofisinin açılışının 5. yılını dün gece görkemli bir programla kutladı. Ekonomik Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı: AB ve Türkiye İçin Zorluklar ve Beklentiler" panelinin gerçekleştirildiği yemekli toplantıda AB Komisyonu'nun ekonomik ve mali işlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Olli Rehn, AB Genişleme Komiseri Stefan Füle ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yanı sıra Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Dostları Grubu Başkanı Alojz Peterle, AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, AP Türkiye'de Kadın Hakları Raportörü Emine Bozkurt, Brüksel Bölge Milletvekili Mahinur Özdemir, Avrupalı parlamenterler ve diplomatlarla iş dünyasından çok sayıda seçkin davetli katıldı.

Avrupa Birliği'nin içinde bulunduğu ekonomik krize değinen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Avrupa Birliği önemli bir barış projesidir. Bir istikrar ve refah projesidir. Demokratik değerlerin birliğidir. Fakat maalesef Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz bu önemli değerler üzerine gölge düşürüyor." şeklinde konuştu. Diğer taraftan Avrupa Birliği üyelik sürecine de değinen Babacan, Türkiye'nin bu konudaki kararlılığının sorgulandığını söyledi. Babacan, "Bize, Avrupa ekonomik sıkıntılar ile boğuşuyor, Türkiye ise bir ekonomik güç olma yolunda. 'Siz hâlâ Avrupa Birliği projesine ilgi duyuyor musunuz?' sorusunu soruyorlar. Buna karşı cevabımız 'evet' ve tam üyelik için kararlılığımız çok sağlam." diye konuştu.

"AB'NİN GENİŞLEMESİ KAÇINILMAZ"

Avrupa Birliği'nin belirlediği demokratik standart ve kriterlerin kaliteli olduğunu belirten Babacan, dış etkenlerin Türkiye'nin standartlarını yükseltmek için yardımcı olduğunu söyledi. AB Komisyonu ve Parlamentosu tarafından her yıl hazırlanan ilerleme raporlarını "sert fakat Türkiye'nin kendisi görmesi için önemli bir ayna" diye değerlendirilen Babacan, raporların Türkiye'nin ilerleme süreci için katkı sağladığını dile getirdi. Diğer taraftan Avrupa Birliği'nin bölgedeki siyasi ve ekonomik etkisini muhafaza ve artırmak için genişlemenin kaçınılmaz olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin de içerisinde olduğu güçlü bir Avrupa'nın komşu ülkeler üzerinde olumlu etkiler oluşturacağını savundu. Ali Babacan, "Türkiye'nin üyeliği Ortadoğu ve Asya'da, Avrupa'nın o bölgelere yaklaştığını gösterir." dedi.

Babacan, birçok Avrupa ülkesinin borç krizine girdiği bir dönemde Türkiye'nin son 2 yıldır büyüme rekorları kırmasının sırrını açıklarken "onlar ne yaptıysa tersini yaptık" şeklinde konuştu.

"EKONOMİK AÇIDAN TÜRKİYE ÖRNEĞİ GÖZ KAMAŞTIRICI"

AB Komisyonu Başkan Yarımcısı Olli Rehn, Türkiye'nin son 10 yılda ekonomide gösterdiği başarıdan şu şekilde söz etti: "Türkiye örneğinde ekonomik açıdan göz kamaştırıcı bir son 10 yıl görüyoruz. Krizin ardından hızlı büyüme potasına giren Türkiye ekonomisi dünyanın 16'ncı büyüğü haline geldi ve bu sonuç G20 üyeliğini getirdi. 1990'lı yıllarda otalama yüzde 75'lerde gezen enflasyon oranı bugün yüzde 11'lerde, kamu borç yükü yarı yarıya azaldı ve bankacılık sektörü tamir edildi. Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında başarılı bir örnekken bugün sadece gelişen değil aynı zamanda ekonomik ve siyasi çekim merkezi haline dönüşmüş, dünya ekonomisinde, küresel yönetişimde etkili bir ülke."

FÜLE'DEN YENİ ANAYASA UYARISI

AB Genişleme Komiseri Stefan Füle, Türkiye'nin reform gündeminde yeni anayasanın kilit önem arz ettiğini belirterek TBMM'deki dört siyasi partinin yapıcı işbirliğinin umut verici bir başlangıç olduğunu kaydetti. "Şu ana dek gözlemlediğimiz kapsayıcı sürecin muhafaza edileceği, zengin ve yapıcı bir tartışma bekliyorum.' sözlerine yer veren Füle, 'Eğer yeni anayasa tüm Türk vatandaşlarına hizmet edecekse uzlaşmaya dayalı demokratik katılım süreci son derece mühim. Yeni anayasayı hazırlamak sadece siyasetçilerin işi değil ve bu tartışma kapalı kapılar ardında olamaz. Mümkün olduğunca şeffaf bir süreçte hazırlanmalı.' çağrısında bulundu.

TUSKON Başkanı Rızanur Meral de "Türkiye son 10 yılda önemli kazanımlar sağladı ve şimdi sıra AB normlarına uygun bir anayasaya geldi.' derken, toplumdaki bütün farklılıkları hoş gören bir anayasadan yana olduklarının altını çizdi.