Ergenekon tanığı Küçük'e sahip çıktı
Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen emekli Jandarma Astsubay Sedat Tatar, Veli Küçük'ün hukuksuz menfaat temin ettiğine ilişkin hiçbir olaya şahit olmadığını belirterek, 'Bu çirkin bir iftiradır. Böyle bir şey olmamıştır.' iddiasında bulundu.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-15 19:59:03
1994 yılında askerliğini yaparken vurulduğunu ve daha sonra dernek işleriyle uğraşmaya başladığını belirten tanık Öztürk, davanın tutuklu sanığı Hurşit Tolon'u nasıl tanıdığını anlattı. Tolon'un Ege Ordu Komutanlığı yaptığı dönemde Ankara'da tedavi gören gazileri İzmir'e davet ederek madalya verdiğini belirten tanık Öztürk, Tolon'u ayrıca 2006 yılı Nisan ayında Ankara'da şehit Yarbay Alim Yılmaz'ın cenaze töreninde gördüğünü anlattı.
Tanık Öztürk, "Artık emekli olmuştu, ama koskoca orgenerali görünce yanına gittim. Tören çok kalabalıktı, herkes bağırıyordu. Sayın Paşamız ‘Çocuklar neden bağıranların yanında değilsiniz’ dedi. Ben o zaman bu sözlerini anlamamıştım. Ancak 'Ergenekon' davalarından sonra, bu sözleriyle bizi hükümetle, polisle, halkla karşı karşıya getirmek istediğini anladım." ifadesini kullandı. Öztürk, şehit yakınlarından Yıldız Namdar'ın da Doğu Perinçek ile görüşmeye gittiğini, bu görüşme sırasında kendisinin de bulunduğunu söyledi.
Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel'in soruları sırasında Perinçek'in, araya girerek "Failler ve fiilleri de sorun" demesi üzerine Pekgüzel "Siz sıranız geldiğinde sorarsınız." diye tepki gösterdi. Perinçek'in karşılık vermesi üzerine kısa süreli bir tartışma yaşandı. Pekgüzel'in, sesini de yükselterek "İşimi bana öğretmeyin. Çok mu biliyorsunuz?" dediği gözlendi. Bunun üzerine Başkan Özese de, "Sakin olun savcı bey" diye uyarıda bulundu. Başkan Özese, sanık Perinçek'i de müdahale etmemesi için uyardı.
Daha sonra CHP Gebze İlçe Başkanı olan emekli jandarma astsubay Sedat Tatar da tanık sıfatıyla kürsüye davet edildi. Davanın tutuklu sanıklarından Veli Küçük'ün Kocaeli İl Jandarma Komutanı olduğu 1992-1995 yılları arasında Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı'nda görev yaptığını belirten Tatar, Küçük'ün 2. sicil amiri olduğunu, aralarında ast-üst ve görev ilişkisi olduğunu söyledi. Hukuk dışı hiçbir bilgi ve görgüye sahip olmadığını ve neden bu davada tanık olduğunu bilmediğini belirten Tatar, "Ben bu davanın mağduru oldum. Basında 'Ergenekon' sanıklarından daha kötü bir duruma düştüm. Savcıya ifade vermek istemediğimi söyledim. Ama sayın savcı 'İfadenizi almak zorundayız' dedi. Ben bu davanın tarafı değilim. Tanıklıktan zarar gördüm. Yasalara uygunsa tanıklıktan çıkarılmak istiyorum." talebinde bulundu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Tatar'a bu davada kamu tanığı olarak yer aldığını belirterek, "Sizin ifadenizi ben almıştım. Gizli tanık 15'in sizinle ilgili beyanları var. 'Sedat Tatar, Veli Küçük ile birlikte hareket ediyor. Tatar bana 1996 yılında Veli Küçük'ün elinde 120 adet şantaj amaçlı kaset olduğunu söyledi. Özel görüşmelerini bile kaydediyormuş' şeklinde ifadesi var. Bu nedenle ifadenizi aldık." hatırlatmasını yaptı. Pekgüzel, daha sonra Tatar'dan bu 120 kaset olayıyla ilgili bilgisini sordu.
Bunların tamamen uydurma olduğunu ileri süren Tatar, "Ben bunlarla ilgili bir şey bilmediğimi söylemiştim. Bu konuları, söyleyen tanığa sormak lazım. Veli Küçük ile çoğu zaman yan yana bile gelmedik." diye cevap verdi.
Tatar, Savcı Pekgüzel’in “Sedat Peker, Veli Küçük’e gelip gider miydi?” sorusunu ise "Bilmiyorum, ben Gebze’de görevliydim. Gebze ile Kocaeli arası 60 kilometre." diye cevap verdi.
Tanık Tatar, daha sonra tutuklu sanık Veli Küçük'ün kızı ve avukatı olan Zeynep Küçük'ün sorularını cevapladı. Tatar'ın, bu ifadelerinden sonra görev süresinin son 5 ayında yani 1995 yılının Şubat ayı ile Temmuz ayları arasında Veli Küçük'ün komutanlığını yaptığı Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı'na tayin edildiğini ve orada görev yaptığını söylemesi dikkat çekti. Sedat Peker'in gelip gittiği konusundan haberi olmadığını yineleyen Tatar, komutanlık bünyesinde de Küçük'e, tayinini çıkarmasından dolayı kırgın olduğu için makamına gitmediğini ve hukuksuz bir konu görmediğini söyledi.
Avukat Küçük'ün, "Burada Gizli Tanık Dilovası dinlendi. Dilovası motorlu taşıtlar kooperatifine Veli Küçük'ün, beraberinde getirdiği üst rütbeli subaylar ile geldiğini ve gece geç saatlere kadar toplantı yaptıklarını söyledi. Ayrıca bu kooperatiften Veli Küçük'ün pay aldığını, diğer subayların da bu paydan aldıklarını söyledi. Sizin bu konudan bilginiz var mı?" diye sordu. Bu soruya tanık Tatar'ın, "Bu çirkin bir iftiradır. Böyle bir şey olmamıştır." şeklinde cevap vermesi dikkat çekti.
Avukat Küçük'ün, soruları üzerine Tatar'ın, Veli Küçük'ün mafyatik insanlarla hukuksuz menfaat sağlamak için toplantılar yaptığı ya da bu kişileri koruyup kollamadığını veya kayırdığını görmediğini, böyle bir bilgiye de sahip olmadığını söyledi. Küçük'ü rüşvetçi olarak tanımadığını belirten tanık Tatar, "Öyle bir şey olsa paşa yaparlar mı?" diye konuştu.
Avukat Küçük, sanık Küçük'ün makam odasına nasıl girildiğini sordu. Tatar ise önce postalarının bulunduğu odaya girildiğini, sonra da Küçük'ün odasına girildiğini söyledi. Avukat Küçük'ün, "Postaların bulunduğu yerde sekreter de var mıydı?" şeklindeki sorusuna Tatar, hatırlamadığını söyledi. Avukat Küçük'ün, "Vardı, vardı. Onun yazısı geldi." sözü üzerine Savcı Pekgüzel araya girerek sorunun yönlendirme amaçlı olduğunu söyledi. Tanığa sekreterin de o odada bulunup bulunmadığını sorduğunu, ancak odada bulunduğunu da yine kendisinin cevapladığını söyledi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara