Münazara-i Mısriyye
Zaman Gazetesi Yazarı Abdülhamit Bilici: ' Ortadoğu'nun en kritik ülkesi Mısır'da iki cumhurbaşkanı adayı arasında ilk kez yapılan televizyon tartışmasına bu kadar ilgisiz kalışımız. En azından Hollande-Sarkozy tartışmasına gösterdiğimiz ilginin zekatı kadarını bile hak etmiyor mu bu tarihi olay? Ne televizyonlarda bir haber ne sosyal medyada en küçük bir heyecan.'
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-12 09:07:33
Geçen hafta Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçiminin iki adayı Hollande ile Sarkozy'nin televizyon tartışması, en küçük ayrıntısına kadar Türkiye'ye yansıdı. Bütün televizyon ve gazetelerimiz konuyu geniş geniş işledi. Paris muhabirlerimiz ve yorumcular görüşlerini paylaştı. Sosyal medyada atışmayı kimin kazandığına dair sayısız yorum yapıldı.
Sarkozy ismine duyulan ulusal antipati ve Türkiye'nin Avrupa yolunda Fransa'nın önemi dikkate alınırsa bu ilgide hiç anormal bir durum yok. Keşke bu ülkede ve genel olarak Avrupa'da olup bitenleri, tehlike işaretleri veren bazı dip dalgaları magazinin ötesinde analitik bir bakışla ele alıp daha çok konuşabilsek.
Normal olmayan, bölgesel liderlik iddia ettiğimiz ve belki de ilk kez bu kadar sıcak ilgiyle örnek olarak görüldüğümüz Ortadoğu'nun en kritik ülkesi Mısır'da iki cumhurbaşkanı adayı arasında ilk kez yapılan televizyon tartışmasına bu kadar ilgisiz kalışımız. En azından Hollande-Sarkozy tartışmasına gösterdiğimiz ilginin zekatı kadarını bile hak etmiyor mu bu tarihi olay? Ne televizyonlarda bir haber ne sosyal medyada en küçük bir heyecan. Üstelik Mısır, Ortadoğu ve Batı'da seçim süreci ve adayların kritik konulara bakışına dair hararetli tartışmalar yaparken, bizdeki haber sitelerinde seçimin askıya alındığına dair haberler dolaşıyordu. Kendi adıma, 23-24 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yaşanan ilklerden biri olan televizyon tartışmasını gece yarısına kadar izleyerek Mısırlıların heyecanını paylaşmaya çalıştım. 13 adayın yarışacağı seçimlerin iki güçlü adayı Müslüman Kardeşler'in eski üyesi Abdümunim Ebu'l Fütuh ile eski dışişleri bakanı ve eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, üç ayrı televizyon kanalının canlı yayınladığı açık oturumda karşı karşıya geldi. Seçimin diğer favorilerinden olan Müslüman Kardeşler'in adayı Muhammed Mursi de belki başka bir programda rakipleriyle karşı karşıya gelecek.
Avrupa ve ABD'de etkili bir şekilde devam eden ve artık klasikleşmiş bir seçim geleneği olan siyasi liderlerin televizyon tartışmaları bizde bir süredir tatil edildiği için Mısırlı iki aday arasındaki düelloyu izlemek oldukça nostaljikti. Adayların ayakta durup en fazla iki dakikalık süre sınırında sorulara cevap verdiği, birbirlerine soru sorma hakkı tanınması ve stüdyo tasarımı açısından formatın Obama-Bush TV tartışmasından farkı yoktu. Ancak ilk kez liderini demokratik bir seçimle belirlemeye hazırlanan Mısır'da adayların ilk kez bu şekilde görüşlerini ortaya koymaları, bizde özel televizyonların hayatımıza girdiği 1990'lardaki siyasi liderlerin tartışma programlarını hatırlatıyordu.
Askerin anayasadaki konumundan siyaset-din ilişkisine, İsrail ve İran'la ilişkilerden ekonomik sorunlara ve bekaret testine kadar birçok mevzu konuşuldu. 1990'lardan farkı, devrimde de rolü çok konuşulan sosyal medya sayesinde eklenen interaktiflikti. Bir yandan programı izlerken bir yandan da monazarat hashtag'i ile Mısırlıların söylenenlere tepkileri twitter'dan izlenebiliyordu. Program 5 saat sürdü. Sadece Mısırlılar değil, diğer Ortadoğu ülkelerinden ve Batı'dan birçok insan da heyecanla tartışmayı takip ediyordu.
Amr Musa tecrübeli bir devlet adamı kimliğiyle dikkat çekiyordu, ama bu aynı zamanda onun için bir yüktü. Nitekim Ebu'l Fütuh, onun için eski rejimin kalıntısı anlamında 'fülul' diyor ve "Mübarek'e hizmet etmiş biri nasıl devrimin cumhurbaşkanı olabilir?" diye soruyordu. 10 yıl önce yönetimden ayrıldığını söyleyerek kendini savunan Amr Musa'nın, İran'dan 'Arap devleti' diye söz etmesi tecrübesine yakışmayan bir gaftı. Ebu'l Fütuh, İran için "Mısır'da Şiiliği yaymaya kalkmadıkça normal ilişkilerden yanayım" diyordu.
Hem Selefilerin hem Tahrir Meydanı'nda öncülük eden gençlerin desteklediği Ebu'l Fütuh, ilginç bir isim. Müslüman Kardeşler'den kopmuş olması yönüyle onu Türkiye örneğinde Abdüllatif Şener'e benzetenler olduğu gibi, liberal ve muhafazakar değerleri birleştirmesi yönüyle Abdullah Gül'e benzetenler de var. Mısır'da siyasetin adalet, ekonomi, eğitim gibi konulara odaklanmasını isteyen Ebu'l Fütuh, şöyle soruyor: "Komünistinden liberaline herkes şeriata saygılı. Devletin dininin İslam olduğunu söyleyen mevcut anayasanın 2. maddesini herkes kabul ediyorsa niye İslam'ı tartışmaların merkezine oturtalım." Selefilerin desteğini alacak kadar İslamcı olan biri ama dini ve siyasi otoriteyi aynı ele vermenin sakıncaları konusunda Müslüman Kardeşler'i uyarmaktan geri durmuyor.
Tartışma programını düzenleyenler, izleyicilerin oylarına dayanan bir anketi ekrana yansıtmayı ihmal etmediler. Sonuç şöyle: Ebu'l Fütuh %29; Muhammed Mursi %23; Ahmet Şefik %18, Amr Musa %11. Bu tabloya göre Mısır seçimlerinin ikinci turu çok daha heyecanlı olacak.
[email protected]
Haber Ara