MİT darbe olacağını gizlemiş
12 Eylül 1980 darbesini yapan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı davanın dördüncü duruşmasına MİT'in darbeyi bildiği halde gizlediği ortya çıktı
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-12 07:07:09
Evren ve Şahinkaya’nın sağlık gerekçesiyle yine katılmadığı davanın dördüncü duruşmasında, mahkemece MİT’in darbeyi bildirip bildirmediği sorulan Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’den böyle bir bilgi veya belgenin bulunmadığı yönünde yanıt geldiği belirtildi. MİT de darbenin bu kurumlara bildirildiğine ilişkin arşivinde belge olmadığını bildirdi. Mahkemenin, GATA’nın verdiği raporları göndererek sanıkların duruşmaya katılıp katılamayacakları konusunda görüşünü sorduğu İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan ise ilginç bir yanıt geldi. Adli Tıp, GATA’nın raporları gönderilmiş olmasına rağmen başka bir eğitim ve araştırma hastanesinden rapor istediğini mahkemeye bildirdi. Ancak sanık avukatlarının GATA’nın da eğitim hastanesi olduğunu hatırlatarak GATA’dan rapor alınmasının yeterli olduğu yönündeki dilekçeleri de mahkemece İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Ancak Adli Tıp’tan duruşma gününe kadar bu konuda bir yanıt gelmedi.
‘Allah Evren’e uzun ömür versin’
Dünkü duruşmaya darbe döneminde evlatlarını kaybeden kadınların öfkesi damga vurdu. Diyarbakır Cezaevi’nde gördüğü işkence nedeniyle girdiği açlık grevinde ölen Orhan Keskin’in ablası İpek Gür, davaya müdahil olmak için başvurdu. Gür, “Diyarbakır Cezaevi olmadıkça, acılarımız tutanaklara geçmedikçe, Kenan Evren buraya getirilmedikçe ve onun gözlerinin içine bakarak ‘Bizden ne istediniz’ diye sormadıkça, burada gerçek bir yargılama yapılamaz. Kenan Evren, Diyarbakır Cezaevi’ni mutlaka görmeli” dedi. Gür, 1987’de öldürülen dönemin Cezaevi Müdürü Albay Esat Oktay Yıldıran’ın “kemiklerinin bile yargılanmasının az geleceğini” belirterek, cezaevindeki işkencelerin sorumlularının da yargılanmasını istedi. 12 Eylül döneminde idam edilen Ramazan Yukarıgöz’ün annesi Aysel Yukarıgöz, 72 yaşında olmasına rağmen İstanbul’dan duruşmaya geldiğini belirterek, “Biz geliyorsak, sanıklar da gelmedi. Bizim çocuklar yaptıkları işlere sahip çıkardı. Evren de gelsin, yaptığı işe sahip çıksın, burada kendini savunsun. Ölmesin, Allah ona uzun ömür versin ki, bizim çektiğimiz acıları anlasın” dedi.
‘İç çamaşırıyla gömmüşler’
Demokratik açılım sürecinin başında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da konuşmalarında yer verdiği Diyarbakırlı Sakine Arat ise 3 çocuğunu darbeye kurban verdiğini belirterek, “Çocuklarımın haklarını aramak istiyorum. Oğlum Cemal’e o kadar işkence yapıldı ki, cezaevinden çıktıktan sonra yeniden almasınlar diye dağa gitti. Bir çocuğum işkence yüzünden girdiği cezaevinde açlık grevinde öldü. Buna ne hakları vardı? Çocuklarıma bunu yapanlar yargılansın. Bu devlet Kürt halkına işkenceyi, zulmü kaldırsın, analar da rahat etsin” dedi. Sabriye Tuncay da kardeşi Özgüç Tuncay’ın Fatsa olayları sonrasında ortadan kaybolduğunu ifade ederek, “Biz 4 kız kardeş cesedini yaptığımız araştırmalar sonucu belediye mezarlığında bulduk, mezarını açtırdık. Müslüman geçinenlerin, kardeşimi sadece iç çamaşırıyla gömdüklerini gördük. Benim Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya ile derdim yok. Sistem kendisine hizmet edecek kişileri buluyor ve çıkarıyor. Ben sistemin yargılanmasını istiyorum” dedi.
Evren, ‘Bu çocuğun da bir anası var’ demedi mi!
Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Nine, yaşına ve tutmayan bacaklarına rağmen yine davayı izlemeye geldi. Berfo Nine, Evre’in de duruşma getirilmesini istedi ve isyan etti: “Ben Kenan Evren’in peşindeyim, anayım. Oğlumun cenazesini istiyorum. Ölene kadar peşindeyim, ben anayım öyle bırakmam. Karşıma çıksın desin ki, ben yaptım. Tabutunu, kemiğini istiyorum. Kenan Evren, onun bir anası var diye hiç düşünmedi mi?
SON VİDEO HABER
Haber Ara