Dolar

34,9463

Euro

36,6003

Altın

3.019,57

Bist

10.058,63

KCK iddinamesinde gazeteci suçları

KCK iddianamesinde, gazeteci Çağdaş Ulus ve Zeyneb Ceren Kuray'ın da aralarında yer aldığı 32 şüphelinin basın komitesinde görev aldığı tespit edildi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-12 00:36:59

KCK iddinamesinde gazeteci suçları

Terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya ilişkin hazırlanan iddianamede, gazeteci Çağdaş Ulus ve Zeyneb Ceren Kuray'ın da aralarında yer aldığı 32 şüphelinin, KCK/PKK terör örgütünün içerisindeki basın komitesinde görev aldığı ve ''KCK/PKK terör örgütünün üyesi olmak'' suçunu işlediği kanaatine varıldığı bildirildi.

İddianamede, şüphelilerden Çağdaş Ulus'un ifadesinde, Vatan gazetesinde gazetecilik yaptığını, 2009'da Diyarbakır'da yaşayan ''Duygu'' adlı kişiyle bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden tanıştığını söylediği kaydedildi.

Ulus'un ifadesinde, ''Duygu'' isimli kişinin bir haber konusunda kendisini Fırat Haber Ajansı'nda editör olarak çalışan İsmet Kayhan ile tanıştırdığını ve Kayhan ile hiç yüz yüze görüşmediğini söylediği belirtilen iddianamede, Ulus'un, Birgün gazetesinde çalışan Zeyneb Ceren Kuray ile yayımlanan haberlerle ilgili görüştüğünü anlattığına yer verildi.

İddianamede, Ulus'un ifadesinde, Kayhan ile ilişkisinin haber alışverişi yapmak amacını taşıdığını, KCK/PKK terör örgütünün İdeolojik Alan ve Basın Komitesi hakkında hiçbir bilgisi olmadığını, YRD'nin ne demek olduğunu bilmediğini, yurt dışında gerçekleştirilen konferanslara katılmadığını beyan ettiği kaydedildi.

Ulus'un, Kayhan ile yaptığı telefon görüşmesinin çözümüne yer verilen iddianamede, İsmet Kayhan'ın KCK/PKK basın komitesinin Avrupa sahası üst düzey sorumlu yöneticilerinden olduğu ifade edildi.

-KCK/PKK basın komitesinin Avrupa sahası üst düzey yöneticisiyle irtibat-

Ulus'un İsmet Kayhan ile irtibatlı olduğu, dolayısıyla KCK/PKK basın komitesi ile bilgi alışverişi içinde olduğu kaydedilen iddianamede, Kayhan'ın Ulus'a sağlamış olduğu bilgileri, belli bir örgütsel amaç doğrultusunda kullanılmak üzere verdiği, bunun karşılığında da Ulus'tan örgütün amaçlarına hizmet edecek nitelikte haberler istediği kaydedildi.

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın 2011 Mayıs-Haziran aylarında ''Türkçü Yeşil Ergenekon'' şeklinde avukatlarına yapmış olduğu açıklamalarla Gülen cemaatini örgütün hedefi haline getirdiği, Murat Karayılan'ın da bu yönde beyanları olduğu anlatılan iddianamede, Kayhan'ın da bu doğrultuda bir medya kampanyası başlatmayı hedeflediği kaydedildi.

İddianamede, ''Bu konuda Çağdaş Ulus'un İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü sözde cemaatçi kadrosu ile ilgili bir listeyi hazırlayıp, İsmet Kayhan'a göndereceği, Kayhan'ın da manipülatif bir medya kampanyası başlatacağı anlaşılmıştır. Dolayısıyla İsmet Kayhan'ın teklifini 'tamam abi' şeklinde onaylayan Çağdaş Ulus'un, gazeteci kimliğinden istifade ederek, soruşturma safahatını İsmet Kayhan'la birlikte etkilemek amaçlı haber yapma konusunda anlaştıkları görülmüştür'' denildi.

Çağdaş Ulus'un Zeyneb Ceren Kuray ile yaptığı telefon görüşmesinin çözümüne yer verilen iddianamede, Ulus'un Kayhan'dan aldığı ve Türk medyasına servis ettiği bir haber nedeniyle Kuray ile tartıştığının görüldüğü kaydedildi.

-Hanefi Avcı'nın haberden çıkarılması-

İddianamede, ''Çağdaş Ulus'un haber yaparken özellikle görüşmesinde 'Kadriye abla' dediği şahsın oğluna işkence yapanın Hanefi Avcı olduğunu yazmasını istemesine rağmen kendi amaçları doğrultusunda haberin bu bölümünü çıkararak sadece polislerle ilgili eleştiri oluşturacak bölümünü habere koyduğu görülmüştür'' denildi.

Ulus ile Kayhan'ın yaptığı başka bir telefon görüşmesinin çözümlerine yer verilen iddianamede, Ulus'un, Kıbrıs'ta KCK/PKK öğrenci gruplarının faaliyetlerini masum göstermeye çalıştığı, bu tür çalışmaları yapan kişileri suçsuz insanlar olarak nitelediği, PKK'lılara yönelik sınır dışı işlemleri devam ederse Kıbrıs aleyhine haber yapacağını belirttiğinin tespit edildiği anlatıldı.

İddianamede, şöyle denildi:

''Çağdaş Ulus'un KCK/PKK terör örgütünün basın komitesi içerisinde faaliyet gösterdiği, terör örgütü tarafından sadece üst düzey yöneticilerin katıldığı Kandil'de düzenlenen örgütün basın yayın politikasının belirlendiği YRD toplantılarına 2005 ve 2007 yıllarında iki kez katıldığı, KCK/PKK terör örgütünün ideolojik alan merkezi altındaki basın komitesi içerisinde yer alan Fırat Haber Ajansı Avrupa sorumlusu İsmet Kayhan ile irtibat içerisinde olduğu, bu firari şüpheliden ulusal basında yayınlanmak üzere haber aldığı ve kendisinin de örgüt lehine haber sağladığı, terör örgütünün ulusal basındaki temsilcilerinden biri olduğu, İsmet Kayhan ile aralarında hiyerarşik bağ bulunduğu, haberleri çalıştığı gazete ve Fırat Haber Ajansı'nda müstear isimlerle yayınladığı, kullandığı müstear isimlerden birisinin de Bahoz olduğu ve bu isimle Fırat Haber Ajansı'na haber yaptığı, İsmet Kayhan'ın talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde çalışan üst düzey emniyet görevlilerinden 'cemaatçi' olduğunu tespit edebildiklerini İsmet Kayhan'a ileteceğini söylediği, yine KCK/PKK terör örgütüne bilgi aktarmak için Adli Tıp Kurumu'nda cenazeleri bulunan terör örgütü mensuplarının kimyasal silahla öldürüldüklerine dair asparagas haberi örgütün Avrupa sorumlusu İsmet Kayhan'a o kişiyi de atlatmak suretiyle verdiği, buna göre şüpheli Çağdaş Ulus'un, KCK/PKK terör örgütünün içerisinde yer alan basın komitesinde görev aldığı ve KCK/PKK terör örgütünün üyesi olmak suçunu işlediği kanaatine varılmıştır.''

-Zeyneb Ceren Kuray-

Zeyneb Ceren Kuray'ın hazırlık aşamasındaki ifadesine yer verilen iddianamede, Kuray'ın, yaklaşık 6 yıldan bu yana gazetecilik yaptığını, Birgün gazetesinde muhabir olarak çalıştığını, PKK, KCK ya da başka bir terör örgütü ile bağlantısının olmadığını, PKK'nın basın komitesi adı altında bir örgütlenmesinin olduğu hususunu inandırıcı bulmadığını, Fırat Haber Ajansı'na ara sıra haber gönderdiğini ve Güneydoğu'da çatışan şahısları gerilla olarak nitelendirdiğini belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söylediği ifade edildi.

İddianamede, şüpheli Kuray'ın, KCK/PKK terör örgütünün önderlik komitesine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sırasında adliyede bulunduğu, savcılıkla şüpheli avukatları arasında yaşandığı iddia edilen sorunları eş zamanlı olarak örgütün yayın organına bildirdiği, ayrıca soruşturma savcısının ismini vermek suretiyle örgütün yayın organlarınca savcının hedef gösterilmesine sebebiyet verdiği anlatılıyor.

Şüpheli Kuray'ın, terör örgütünün Avrupa basın komitesinde yer alan Fırat Haber Ajansı'nda görev yaptığı, örgütün Avrupa sorumlusu İsmet Kayhan'a bağlı olarak çalıştığı anlatılan iddianamede, şüpheli Kuray'ın örgütün amaç ve hedeflerinin paralelinde haberler yapmaya özen gösterdiği kaydedildi.

Zeyneb Ceren Kuray'ın, Türk Devleti'ni sıkıntıya sokacak, kamuoyu önünde küçük düşürecek haberler peşinde koştuğu, bunu da aldığı talimatlara göre yaptığı belirtilen iddianamede, örgütün İstanbul'da gerçekleştirdiği eylemler öncesinde Kuray'a, örgütün basın yayın organlarından olan DİHA tarafından söz konusu yere gitmesi için talimat verildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.

İddianamede, şüpheli Kuray'ın, terör örgütünün lehine olabilecek, özellikle toplumda nefreti ve şiddeti körükleyici ve kışkırtıcı haberler yapmaya özen gösterdiği ifade edilerek, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki 8 terör örgütü mensubuna ait cenazelerle ilgili burada bulunan ve kamu görevlisi olan kaynağını kullanarak, bu kişilere karşı askerin kimyasal silah kullanıp kullanmadığını araştırdığı, bu araştırmayı da şüpheli İsmet Kayhan'dan aldığı talimata göre yaptığı ve haberi yaparken de bir gazeteci gibi davranmayıp, tamamen kendisine verilen talimata uygun olarak önceden ulaşılan sonucu teyit etmeye çalıştığı öne sürüldü.

İddianamede, ''Şüpheli Kuray tarafından yapıldığı belirlenen haberlerin ortak paydasında terör örgütü KCK/PKK propagandasının yapılması olduğu, tüm haberlerde örgütün propagandasının yapılmasının yanında, özellikle KCK operasyonlarını siyasi operasyon, hakim, savcı ve emniyet mensuplarını siyasi komplo üreten kişiler olarak gösteren ibarelerin bulunduğu, özellikle devletin yargı ve emniyet birimlerini kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya, bu suretle de KCK operasyonlarının yanlışlığını ortaya koymaya çalışıldığı görülmüştür'' denildi.

Kuray'ın KCK'ya yönelik operasyon haberlerini yaparken operasyonları Kürt vatandaşlara yönelik yapılıyormuş şeklinde vermek suretiyle örgütün propagandasını yaptığı belirtilen iddianamede, şüpheli Kuray'ın KCK/PKK terör örgütünün içerisinde yer alan basın komitesinde görev aldığı kaydedildi.

İddianamede, diğer 30 şüphelinin de KCK/PKK terör örgütünün içerisindeki basın komitesinde görev aldığı ve ''KCK/PKK terör örgütünün üyesi olmak'' suçunu işlediği kanaatine varıldığı bildirildi.


Haber Ara