Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Meslektaşlarından Adem ve Hamit için çağrı

Yaklaşık iki aydır Suriye yönetimi tarafından alıkonan gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun için Taksim'de meslektaşları Suriye yönetimine seslendi, gazeteci arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-11 14:49:49

Meslektaşlarından Adem ve Hamit için çağrı
TİMETÜRK /  Haber Merkezi

Yaklaşık iki ay önce haber yapmak amacıyla Suriye'ye giden ve kendilerinden uzun süredir haber alınamayan gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun'dan yakın zamanda haber alındı. Aralarında TİMETÜRK'ün Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek'in de bulunduğu gazeteciler, meslektaşları için bugün saat 10:30'da Taksim Meydanı'ndaki Medya Derneği'nde buluştu. Basın toplantısına, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdulhamit Bilici, Taraf Gazetesi yazarı Markal Eseyan, Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir, Star Gazetesi yazarı Doğan Ertuğrul, Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak katıldı. Suriye Yönetiminin Adem ve Hamit için bir araya gelen gazeteciler meslektaşlarının acilen serbest bırakılmasnı istedi. 

Suriye'de yaklaşık 2 aydır alıkonulan Gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun için meslektaşları Medya Derneği'nde bir araya geldi. Ortak bir açıklama yapan gazeteciler, meslektaşlarının bir an önce bırakılması için Esed yönetimine çağrı yaptı.
Haber yapmak için gittiği Suriye'de yaklaşık 2 aydır alıkonulan Adem Özköse ve Hamit Coşkun için meslektaşları ortak bir açıklama yaptı. Toplantıyla ilgili bilgi veren Medya Derneği Genel Sekreteri Deniz Ergüder, Milat Gazetesi Köşe Yazarı Adem Özköse ve Kameraman Hamit Coşkun'un 9 Mart'tan bu yana Suriye'de esir tutulduğunu hatırlattı. Ergüder, "Meslektaşımıza destek olmak amacıyla toplandık. Bu arkadaşlarımız, toplumu bilinçlendirmek amacıyla Suriye'de olan biteni aktarmak için Suriye'ye gitmişlerdi. Yaklaşık 2 aydır alıkonulması üzüntü ve endişe vericidir. Türk gazeteciler olarak bu arkadaşlarımızla mesleki anlamda bir dayanışma göstermek ve onları ellerinde tutanlara seslenmek, arkadaşlarımızın Türkiye'ye bir an önce getirilmesi için bu toplantıyı yaptık." diye konuştu.


Toplantıya katılan gazeteciler adına ortak açıklamayı Timetürk Genel Yayın Yönetmeni  Nevzat Çiçek yaptı. Savaşın taraflar arasında silaha dayalı bir mücadelenin ötesinde bilgiye, dolayısıyla da propagandaya dayalı bir cephesinin olduğunu hatırlatan Çiçek, bu yüzden savaşan tarafların mücadelesinde ilkin gerçeklerin üstü örtülmek istendiğini, bunun yolunun ise ya bilgi kaynaklarına sahip olmaktan ya da bilgi kaynaklarını kontrol etmekten geçtiğine dikkat çekti. Tarafların propaganda savaşını bu yöntemlerle kazanmaya çalıştığını belirten Çiçek, tarafsız gazetecilerin ise bu propagandayı kırarak gerçekleri ortaya çıkardığını söyledi.

Suriye'de Şubat 2011 yılında başlayan olaylarla birlikte Şam yönetiminin gazetecileri kısıtlama ve engelleme yoluna gittiğini ve yaklaşık 14 aydır uluslararası medyanın Suriye'de çalışmasına izin verilmediğine işaret eden Çiçek, "Bu süreçte olayları takip eden 9 meslektaşımız öldürüldü. Öldürülen 9 gazetecilden 6'sı Suriyeli, 3'ü ise yabancıydı. Newyork merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi, 3 gün önce yayınladığı bildiride 13 gazeteci ve basın özgürlüğü aktivistinin de Suriye'de tutuklu bulunduğunu açıkladı. Gazetecileri Koruma Komitesi, bildikleri 13 gazetecinin yanı sıra başka gazetecilerin de tutuklanmış olabileceğine dikkat çekerek gazetecilerin kayıtsız şartsız serbest bırakılması için Şam yönetimine çağrıda bulundu. Bu haklı ve gerekli çağrıya biz de aynen katılıyoruz. Tutuklu gazetecileri kayıtsız şartsız serbest bırakması için Şam yönetimine sesleniyoruz." ifadelerini kullandı.

Tutuklu gazeteciler arasında Türkiye'den de Adem Özköse ve Hamit Çoşkun bulunduğunu hatırlatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Görevleri gereği Suriye'ye giden arkadaşlarımız Adem Özköse ve Hamit Çoşkun da 2 aydır bu ülkede tutuklu bulunuyor. Amaçları, yaşananları yerinde görmek ve kamuoyunu bilgilendirmekti. Buradan Şam yönetimine çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki; amacı sadece Suriye'de yaşanan sıcak olaylara tanıklık etmek ve kamuoyunu bilgilendirmek olan gazetecileri derhal serbest bırakın ve ailelerine dönmelerine izin verin. Suriye yönetimine bu çağrıyı yaparken ulusal ve uluslararası meslek örgütlerini de özgür medya kanallarının açılması için Şam yönetimine baskı yapmaya çağırıyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılması için yürüttüğü insani diplomasiden dolayı İHH İnsani Yardım Vakfı'na teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz Türkiyeli gazeteciler olarak Suriye yönetimini bu çabaları sonuçsuz bırakmamaya çağırıyor ve dünya halklarının gerçekleri öğrenmesi için özgür basına çalışma izni verilmesini istiyoruz."

BİLİCİ: BU TÜR SAVAŞLARDA ÖNCE BİLGİ ÖLDÜRÜLÜYOR

Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici de, bu tür savaşlarda önce bilginin öldürüldüğüne dikkat çekti. Bilici, "Bunun kaynaklarından biri de; uluslararası medyanın ve doğru haber alma imkanının ortadan kaldırılması. Dokuz tane gazeteci Suriye'deki savaşta öldüler. Bunlardan 3 tanesi uluslar arası gazeteciler, diğerleri Suriyeliler. Uluslararası basının girişine izin verilmemesi Suriye'deki olayları anlamamızı engelliyor." şeklinde konuştu.

İki gazetecinin esir tutulmasıyla ilgili 2 noktanın önemli olduğunun söyleyen Bilici, "Birincisi; Türkiye daha önce birçok olayda uluslararası gazeteciye yardımcı oldu. İlk aklıma gelen; Libya'daki savaş ortamından kurtarılan Antony Şadit idi. Daha sonra vefat etti. Demek ki Türkiye Libya ile iyi ilişkilerini kullanarak böyle bir neticenin alınmasına yardımcı oldu. Şimdi de bu durumda İran, Çin ve Rusya gibi Suriye rejimiyle ilişkileri iyi olan ülkeleri üzerinden bu gazeteci arkadaşların kurtarılması için daha etkin bir rol alması lazım. Dün İran Büyükelçiliği'nden yapılan açıklama olumlu. Ümit ediyoruz meslektaşlarımız ailelerine kavuşur." ifadelerini kullandı..

"Hepimiz aynı mesleği yapıyoruz." diyen Abdülhamit Bilici, "Bugün bir ideolojik görüşe sahip birisinin başına bu iş gelebilir, yarın başka bir kesimden birinin başına gelebilir. Sadece esir olan gazetecilerin çalıştığı gazete değil tüm medyanın, tüm medya örgütlerinin bu işe sahip çıkmasının önemli olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Taraf Gazetesi Yazarı Markar Esayan ise, Adem ve Hamit'in 2 aydır Suriye'de tutsak halde tutulduklarını belirterek, "Bunu Şam yönetiminden Esed'den bağımsız düşünmek tabii ki mümkün değil. Sonuçta Esed'e bağlı milislerce kaçırıldıklarını ve Şam'da olduklarını biliyoruz. İHH ve Bülent Yıldırım onları Şam'da ziyaret ettiler. Şu anda adresi belli olmayan meçhul bir binada tutuluyorlar ama sağlıklı olduklarını gördük. Bu ailesi başta olmak üzere hepimizi teselli etti." dedi.

Dün İran Büyükelçiliği'nden 2gün içerisinde Ademle Hamit'in özgür bırakılacağı ve evlerine döneceğine dair bir açıklama olduğunu kaydeden Esayan, "Bu bizi çok mutlu etti. Tabi dönene kadar emin olamayız, rehavete kapılmamak lazım. Sonuçta İran'ın da gücü Suriye'nin üzerinde belli ama bu 2 aylık süreçte pek çok sözler de verildi ve son anda tutulmadı. Burada yaptığımız toplantı ve medyanın türlü mecralarında gösterilen tepki, sivil toplum kuruluşlarının tepkileri devam etmelidir. Onlar evlerine kavuşana kadar. Bunu Türkiye - Suriye siyasetinden farklı siyaset üstü görmek lazım. İki insanın hayatı, ailelerine kavuşması söz konusu. Emeği geçen Suriyeli, İranlı, Türkiyeli yetkili de olsa biz teşekkür ederiz. Bundan memnun oluruz, önemli olan arkadaşlarımızın ailelerine çocuklarına kavuşmasıdır. Bunun içinde olumlu tepkilerin son ana kadar devam etmesinin son ana kadar yüksek tutulmasını istiyoruz." diye konuştu.

Toplantıda Sabah Gazetesi'nden Sevilay Yükselir, Star Gazetesi'nden Doğan Ertuğrul ve Abdurrahman Dilipak da birer konuşma yaparak meslektaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını istedi.


Haber Ara