Darbenin Hukuku: Yassıada Mahkemesi
Sayısız mesnetsiz suçlamalarla karşı karşıya kalan tutukluların kendilerini savunmalarına bile fırsat verilmiyordu. Mahkeme başkanı Salim Başol, Menderesin “ savunma hakkımız kısa kesiliyor” sözlerine “Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor' diyerek karşılık veriyordu.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-11 09:34:37
Sanıklara baskı,hakaret,şiddet daha Yassıada’ya ayak basar basmaz başladı. Milli Eğitim Bakanı olarak da görev yapmış Demokrat Partili Rıfkı Salim Burçak adaya çıktığı günü ve karşılaştığı manzarayı daha sonra kaleme aldığı hatıralarında şöyle anlatıyordu: Yassıada'ya çıkışta, genel olarak, bir saldırıya uğramadık. Bazı arkadaşların vapurdan çıkarken de dövülmüş olduklarını sonradan işittim.
Bir ara, sıradan azıcık yana kaymış olan Refik Koraltan'ın yanına yaklaşan Yarbay Güryay'ın, elindeki sopa ile Meclis Başkanı'nın böğrüne hırsla dürttüğünü, onu adi ve bayağı bir sözle sıraya soktuğunu ıstırapla gördüm. Soğuk ve rüzgarlı bir gece idi. Akşamdan beri başımızdan geçen bunca olayın tesiri ile Marmara'nın ayazında zangır zangır titriyorduk.
Tutuklandıkları andan adaya çıktıkları dakikalara kadar yaşadıkları bu kötü muamele mahkeme kararının açıklandığı 15 Eylül’e kadar sürdü. Hakarete,baskıya,şiddete dayanamayan 6 kişi mahkeme sürecinde hayatını kaybetti. İntihar teşebbüsünde bulunanlar oldu.Bu şartlarda başlayan Yassıada günleri Yassıada mahkeme sürecinde de devam etti.
Sayısız mesnetsiz suçlamalarla karşı karşıya kalan tutukluların kendilerini savunmalarına bile fırsat verilmiyordu. Mahkeme başkanı Salim Başol, Menderesin “ savunma hakkımız kısa kesiliyor” sözlerine “Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor" diyerek karşılık veriyordu. Mahkeme başkanı hemen her sanığa ya hakaret ediyordu ya da ithamlarda bulunuyordu. Hakaretlere dayanamayarak mahkeme başkanına isyan edenler de vardı. Bunlardan biri Tevfik İleri’ydi. Tevfik İleri, "Burada kolaylıkla başımıza oynanıyor. Oynansın, helal olsun, peşinde değiliz. Fakat şeref ve namusumuzla oynanmasın.’ diyordu.
Maliye Bakanı Hasan Polatkan da kendisine bir türlü söz vermeyen Mahkeme Başkanı'na, "İdam istenilen bir davada kendimi müdafaa etmeyeyim mi?" diye soruyordu. Başol’un mahkeme sürecinde kullandığı şu ifadelerden, mahkemenin amacının hakikati ortaya çıkarmak değil,darbenin hukukunu oluşturmak,meşruiyetini sağlamak olduğu açıkça görülmekteydi.
Mahkeme Başkanı Başol'un tutuklularla bazı diyalogları :
Yapmazsan yapma. Gelmiş buraya tomarlarca müdafaa yapıyor. (Bakan Hadi Hüsman'a)
Daima böyle lüzumsuz şeyler söylersiniz zaten. (Menderes'in avukatı Burhan Apaydın'a)
Sizi susturmak için başka ne yapmalı? (Adnan Menderes'in avukatı Talat Asal'a)
Kâfi. Susmazsanız sustururum.(Bakan Zeki Eratman'a)
Eğer ben kesin deyince kesmezseniz kestirmesini bilirim. (Adnan Menderes'e)
Bunları bırakın, zorlamayın kendinizi.(Adnan Menderes'e)
Öyle şey olmaz, kısa kes, az konuş! (Bakan Hasan Polatkan'a)
Bizim burada boş laf dinleyecek vaktimiz yok başka. (Adnan Menderes'e)
Sizi on beş dakikadan fazla dinleyemeyiz. (Bakan Hasan Polatkan'a)
Bu şartlar altında 9 ay boyunca 20’ye yakın davada kendini savunmaya çalışan Demokrat Partililer ile ilgili karar 15 Eylül’de açıklandı. Mahkemenin verdiği kararda Cumhurbaşkanı Celal Bayar,Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu,Maliye Bakanı Hasan Polatkan, TBMM eski başkanı Refik Koraltan başta olmak üzere 15 sanık hakkında idam kararı verildi. 402 sanık ömür boyu hapse ya da başka hapis cezalarına çarptırıldı.
İdam kararı verilenlerden Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu,Maliye Bakanı Hasan Polatkan ertesi günü,Başbakan Adnan Menderes ise 17 Eylül günü idam edildi. İdam edilen yalnızca onlar değildi aslında, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasisiydi. Yaşananlar Türkiye’nin demokrasi tarihinde kapanmaz bir yara açtı. Uzun yıllar adlarının anılması bile yasaklandı.27 Mayıs’ın kurduğu düzeni değiştirme çabasına girenlere her zaman bu idamlar örnek gösterildi.
D.Bülteni.
SON VİDEO HABER
Haber Ara