CHP, 75 milyonu nasıl kandırdı?
CHP'nin yalan dolu beyanlarıyla uzun süre kamuoyunda kalan eden Deniz Feneri Derneği için takipsizlik kararı verildi. Derneğin Başkanı Av. Mehmet Cengiz CHP'nin 75 milyonu nasıl kandırdığını anlattı...
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-08 15:07:57
Gündemi uzun süre meşgul eden Deniz Feneri davası hakkında takipsizlik kararı verildi. Bu takipsizlik kararı ile dernek hakkında yapılan suçlamaların hepsinin asılsız olduğu ortaya çıktı. Takipsizlik kararının çıkmasıyla birlikte soluğu Deniz Feneri Derneği’nde aldık. Genel Başkan Av. Mehmet Cengiz ile bu davanın arka planındaki sebepleri, olayın neden bu kadar gündemde tutulmak istendiğini en başından başlayarak konuştuk.
Deniz Feneri davası ile ilgili bir takipsizlik kararı verildi. Dava süreci nasıl işledi ve son durum nedir?
2007 yılında Almanya’da Kurulu bulunan ‘Deniz Feneri e.V’ isimli kuruluşla ilgili yargısal bir süreç başladı ve kısa zamanda bitti. Orada yürütülen yargısal süreç, Almanya’da kurulu bulunan, Alman kanunlarına göre kurulmuş bulunan bizimle ilgili benzer isimli bir kuruluşa yönelikti. Kurum Alman kuruluşu olmasına, yargılama Alman mahkemeleri tarafından yapılmış olmasına, faaliyetler Almanya’da yapılmış olmasına rağmen, oradaki yargısal süreç, Türkiye’ye pas edildi.
Deniz Feneri Derneği olayın içerisine nasıl dahil edildi?
Almanya’daki kurumla isim benzerliğinden dolayı, Deniz Feneri Derneği üzerinden bir kampanya başlatıldı. Süreç Almanya’da başladığında biz kamuoyuna bir açıklama yaptık. Çünkü hemen bizdeki o silahşor medya mensupları, bizim ismimizi, logomuzu, bizim derneğimizi, sanki yolsuzlukla suçlar hale geldiler.
Açıklamanızda neyi belirttiniz?
Oradaki sürecin Almanya’da bağımsız bir kuruluş olan Deniz Feneri e.V isimli kuruluşla ilgili olduğunu ifade ettik. ‘Türkiye Deniz Feneri Derneği ile bu olayın hiçbir bağlantısı yoktur’ diye kamuoyunu bilgilendirdik.
MEDYA BOMBARDIMAN YAPTI
Siz bu açıklamayı yaptığınız halde zihinlerde bu ayrım yapılmadı. Çoğunluk iki kurumu aynı olarak değerlendiriyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
2007 yılından bu güne kadar o kadar çok medya üzerinden ve siyaset arenasında çok büyük bir bombardıman yapıldı. Medya üzerinden yapıldı bu bombardıman, insanların zihinlerinde, Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin yolsuzluğa bulaştığı noktasında, ağırlıklı bir algı oluşturuldu.
Sizin bu bombardımana karşı tavrınız ne oldu?
Biz bir derneğiz nihayetinde. Bu kadar büyük bir medya baskısı ve zulmü karşısında, direnip de sesimizi medya kadar duyurma şansımız maalesef olmadı.
Soruşturma süreci nasıl başladı?
Bu mesele o kadar planlı yapıldı ki, Almanya’da ki soruşturmanın başlaması ile birlikte, Türkiye'de de hem İşçi Partisi, hem de SHP, Türkiye Deniz Feneri Derneği hakkında suç duyurusunda bulundu. Almanya’daki süreç devam ederken, Türkiye'deki Cumhuriyet savcılarına da suç duyurusu yapıldı, Sanki oradaki dolandırıcılık eyleminiz biz yapmışız gibi bir suç duyurusu yapıldı. 2008 yılında Ankara Cumhuriyet Savcılığı da bir soruşturma başlattı. Bu soruşturma dosyasının içinde Türkiye Deniz Feneri Derneği ve derneğin dışında bir takım isimler de vardı. Derneğimiz ve o isimlerle alakalı da geniş çaplı bir soruşturma yürütüldü. Bu soruşturmadan bir takipsizlik kararı çıktı. Bu kararla derneğimizin suça bulaşmadığını, almış olduğu emanetleri de yerine hakkıyla ulaştırdığı ortaya çıktı.
Çalışmalarınızdan şikayette bulunan başka kişiler oldu mu?
Dernek, kurulduğu günden bu güne kadar, yaklaşık 3 milyon yoksul insana ulaştı. 1 milyondan fazla bağışçısı var. 65 bin civarında Türkiye genelinde gönüllüsü var. Ne bağışçılarından, ne gönüllülerden, ne de yardım alanlardan, bu güne kadar herhangi birisi bu derneğin hizmetlerinden şikâyetçi asla olmadılar.
Denetlemeler ne şekilde yapıldı?
Deniz Feneri Derneği, kamu yararına çalışan bir dernek. 2004 yılında kamu yararı statüsü kazandı. Kamu yararına çalışan kuruluşlar, zaten kanun gereği en az 2 yılda biz iç işleri bakanlığı tarafından denetleniyor. Ancak bizim derneğimiz bu sınırı çok aştı. Dernek, 2007 yılından bu güne kadar, 4 defa İç İşleri Bakanlığı tarafından denetlendi. Bunların ikisi Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatı doğrultusunda yapıldı. Yine Cumhuriyet Savcısının talebiyle, 2008 ve 2009 yıllarını kapsayacak şekilde, bu derneğin kuruluşundan, 2009 yılına kadar olan tüm parasal hareketlerini denetledi ve Cumhuriyet Savcılığının dosyasına da sunuldu.
EN UFAK USULSÜZLÜK ÇIKMADI
Bütün bu titiz araştırma sonucunda çıkan sonuç?
Bu derneğin kayıtlarında, yapılan denetimler neticesinde kuruluşundan bugüne dek herhangi bir usulsüzlük tespit edilmedi. Allah’a şükürler olsun. Bu kampanyayı yürütenlerin amaçları asla gerçeğe ulaşmak olmadı. Bu takipsizlik çıkan dosya, gizli bir dosya olasına rağmen, dosyadaki bilgileri medya aracılığı ile kamuoyuyla paylaştılar. CHP defalarca, meclisin kürsüsünü bu konu ile ilgili işgal ederek, sürekli Deniz Feneri başlığı altında soru önergeleri verdi.
Bu mesele neden siyasetin merkezine çekilmek istendi?
CHP asla gerçeğin peşinde olmadı. Eğer gerçeğin peşinde olsaydı, suçlamaları kamuoyuyla paylaştığı gibi takipsizlik kararını da paylaşırdı. CHP, ellerinde meydanlarda kırmızı klasörleri kullanarak sadece 75 milyon insanı kandırdı. Gerek Deniz Baykal, gerek Kılıçdaroğlu insanların zihinlerini bulandırdılar. Amaçları Deniz Feneri değildi.
AMAÇLARI HÜKÜMETİ ZORDA BIRAKMAKTI
Neydi amaçları?
Asıl amaç hükümete karşı bir siyaset geliştirmekti. CHP, siyasi mücadelesini Deniz Feneri üzerinden kurguluyordu. CHP’nin siyaset adına üreteceği hiçbir şey kalmamıştı ve Deniz Feneri üzerinden siyaset yaptılar. Üretecek siyasetleri kalmadığı gibi, iktidarın yapmak istediği güzel çalışmaları bu davayı gündeme getirerek gölgelemek istediler.
Peki siz, derneğinizin çalışmalarını ve misyonunuzu hakkınızda suç duyurusunda bulunan kişilere anlattınız mı? Bu isimlerle temasınız oldu mu?
Biz kaç sefer gerek Deniz Baykal’a gerek Kılıçdaroğlu’na mektuplar yazdık. Meclise gittik Grup Başkan vekillerini ziyaret ettik. Onlara “Gerçeğin peşindeyseniz, biz Deniz Feneri Derneği’nin kapılarını size açalım. Müfettiş gibi denetleyin, sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşın” dedik. Ancak olay sadece bizim ziyaretimizle kaldı, bize asla cevap vermediler. Biz mektuplar yazdık ama mektuplarımıza cevap yazmadılar.
Tersine bir tavır mı takındılar?
O kadar ileriye gittiler ki, beyanatlarından birisinde AK Parti’nin referandum harcamalarının bütçesinin bir kısmını, Deniz Feneri bütçesinden karşıladığı suçlamasını bile yaptılar. Hiç delilleri olmayan suçlamalarla ‘çamur at izi kalsın’ şeklinde bir tavır takındılar. Ama Allah’a şükürler olsun izi kalmadı.
İLAHİ ADALET TECELLİ ETTİ
Takipsizlik kararı ile ortaya çıkan tablo nedir?
Takipsizlik kararı, bu derneğin emanetini taşıyan bizlerin ve bizden önceki yöneticilerin, işin başından bugüne kadar bu emanete, çok hassas biçimde sahip çıktıklarını, asla ihanet etmediklerinin yargı kararı ile tespitidir. Kaderin cilvesi ve ilahi adalet diyorum ki, bu takipsizlik kararının çıktığı aynı hafta içerisinde, Anayasa Mahkemesi, CHP’nin hesaplarında, 3 milyon 6 bin liralık bir yolsuzluk tespiti yaptı. Yani masum bir kuruluşa iftira atan CHP’nin, bu takipsizlik kararının çıktığı hafta, yolsuzluğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tespit edilmiş oldu. Bu da ilahi adaletin tecellisidir.
Yaşanan hadiselerin arkasında farklı güçler olduğu iddiaları da var. Sizin görüşünüz nedir?
Milat Gazetesi’nin ortaya çıkardığı Kozinoğlu’nun notlarına ve çeşitli isimlerin de ifadelerine göre bu tezgah Almanya’da kurgulanmış, Türkiye’ye de pas edilmiş uluslararası bir operasyondur. Ergenekon iddianamesindeki dinlemelerde de meselenin AK Parti’ye karşı sürekli gündemde tutulmasının yer aldığını görüyoruz. Karışık ve derin ilişkiler söz konusu.
Hakkınızda suçlamalarda bulunanlar ile ilgili sizin hukuk mücadeleniz ne durumda?
Biz bu süreçte iftiradan dolayı yaklaşık yüz tane dava açtık. Bunların bir kısmını kazandık bir kısmı soruşturma dosyasından dolayı olumsuz neticelendi. CHP’ye açtığımız bir trilyonluk tazminat davamız da bu takipsizlik kararını bekliyordu. Bu kararı götürüp mahkemeye sunacağız ve kısa zamanda ve umut ediyorum ki CHP’ye karşı bir tazminat davasından bir netice alacağız ve bunu medya aracılığıyla da kamuoyuyla da paylaşacağız.
Kazandığınız parayı ne yapacaksınız?
Yardım çalışmalarımızda kullanacağız, yetimlere harçlık yapacağız.
ÇOK DUA ALIYORUZ
Bu kiriz derneğinizi ve yardım alan kişileri nasıl etkiledi?
Bu krizde, nakit yardımlarımızın çoğu düştü. Krize rağmen ailelere her yıl 35-40 milyon gibi yardım yaptık. Bu hadiselere rağmen, Türkiye genelinde en yaygın yardım yapan insani yardım kuruluşu Deniz Feneri Derneği’dir. Derneğimiz, kurulduğu günden bu güne kadar da 641 milyon lira yardım gerçekleştirmiştir. Bu başka bir sivil kuruluşa nasip olmamıştır. Bu derneğin üzerinde çok dualar var, milyonların duası var. Derneğimiz, CHP’nin ve diğer zalimlerin 5 yıllık zulmüne rağmen pes ettirmemiştir.
Deniz Feneri çalışmalarını bundan sonra nasıl yürütecek?
Deniz Feneri, Türkiye'nin yaygın ve en büyük yardım organizasyonu yapan insani yardım kuruluşudur. Bizim kuruluşumuzdan bu güne kadar yapmış olduğumuz toplam yardım hacmi 550 milyon lirayı yani, 550 trilyonu geçti. 3 milyona yakın yoksul insana ulaştık. Yurt dışında yaklaşık 48 ülkeye yardım götürdük. 48 ülkede bu ülkenin bayrağını şerefle dalgalandırmış bir kurumuz. Çalışmalarımıza da aynı şekilde devam edeceğiz.
Milat Gazetesi
SON VİDEO HABER
Haber Ara