‘Filistinli esirlerin açlık grevi cihaddır’

Ahmet Yılmaz / TIMETURK

Açlık grevine giren Filistinli esirlerle dayanışmasını ortaya koyan bazı alimler de açlık grevinden yana şer’i görüşlerini ortaya koyarak esirlerin hem halk düzeyinde hem de resmi çevrelerce desteklenmesini, açlık grevine girenlerin isteklerine cevap verilmesi için baskının sürdürülmesini talep etti.

Kudüs’teki Yüksek İslami Heyet Başkanı Şeyh İkrime Sabri Filistinli esirlerin giriştiği geniş çaplı ve kapsamlı açlık grevinin yasal bir talep ve şer’i hakları olduğunu söyleyerek bu hakkın Filistin, Arap, İslam dünyası ve uluslararası düzeyde desteklenmesini istedi.

Şeyh Sabri şöyle dedi: ‘Gerçek anlamda ölüme götürmediği sürece açlık grevi yapmak esirlerin hakkıdır. Bundan hedef, İsrail’in 1945 yılında İngiliz mandası tarafından konan kanuna dayanarak gerçekleştirdiği idari tutuklamalara son verilmesini sağlamak, esirlerin yasal ve adil taleplerine cevap vermesi için işgal güçleri yetkililerine baskı yapmaktır.’
Öte yandan Filistinli Alimler Birliği Başkanı Şeyh Dr. Salim Selame esirlerin açlık grevinin en üst düzeyde cihat sayılacağını çünkü esirlerin açlık grevi yaparak tek sahibi oldukları nefisleri ve ruhlarıyla cihat ettiklerini belirtti.
Selame şöyle konuştu: ‘Bu grev esirlere her ne kadar acı gelse de siyasi savaşlarındaki tek silahlarıdır. Bu eylemleri işgalcinin canını sıkmakta ve kendisini isteklerine boyun eğmeye zorlamaktadır.’

Arap dünyasında hareketlilik

İsrail hapishanelerinde açlık grevi yapan Filistinli esirlere destek için Arap ülkelerinde de hareketlilik başladı. Bu bağlamda Tunus hükümetinden ve Kurucu Meclis’ten bazı yetkililer desteklerini göstermek adına bir günlük açlık grevine girdi.
Geçtiğimiz Cuma akşamından cumartesi akşamına kadar açlık grevine katılanlar arasında Yüksek Eğitim Bakanı Munsif bin Salim, Ulaştırma Bakanı Abdulkerim El Haruni, Devlet Başkanı Hukuk Müşaviri Semir bin Ömer, bazı milletvekilleri ve yüzlerce öğrenci yer aldı.

Devlet Başkanı Hukuk Danışmanı Semir bin Ömer açlık grevine girmesinin sembolik bir girişim olduğunu ve açlık grevi yapan esirlerle dayanışma içinde bir tavır sergileyen hükümetin tutumu kapsamında geldiğini ifade etti.
Semir bin Ömer ayrıca esirlerin açlık grevini sürdürmelerinin Uluslararası Toplum ve uluslararası insan hakları örgütlerine, işgal hapishanelerindeki Filistinli esirlerin yaşadığı trajedilere bir sınır konması için baskı vesilesi olacağına inancını dile getirdi.

Bin Ömer, Filistinli esirlere maddi ve manevi destek sağlanabilmesi için Tunus’ta uluslararası bir konferans hazırlığı içinde olduklarını da belirtti.
Öte yandan Maya El Jeribi ise Filistin dosyasının çözümü için Arap dünyasında yeterli çaba gösterilmediğine dikkat çekti. Aynı zamanda İsrail’in hapishanelerde işlediği ihlallere karşı uluslararası suskunluğu da kınadı.

Lübnan’da festival

Lübnan’da da, esirlerin açlık grevine girdiklerini ilan ettikleri 17 Nisan tarihinden bu yana Filistinli ve Lübnanlılar kendilerine desteklerini ortaya koymak için çeşitli faaliyet ve organizasyonlarda bulunuyor.
Çeşitli Filistinli ve Lübnanlı güçlerin kuruluşların ve grupların katılımıyla kampların içinde ve dışında Filistinli esirlerle dayanışma adına faaliyetler gerçekleştiriliyor.

Lübnan’ın çeşitli şehirlerinde uluslararası kuruluşların merkezlerinde ve şubelerinde; özellikle de Kızılhaç ve BM ofislerinde, insan hakları komisyonlarında düzenlenen faaliyetlerde Filistinli esirlerin istekleri ve ihtiyaçları dile getirildi.

Hamas Hareketi de şehit ve esirlerle dayanışma haftası düzenledi. Hafta, Pazar günü Beyrut’ta Risalat Salonu’nda düzenlenen bir festivalle sona erdirildi. Festivale alimler, Lübnanlı partilerden, Filistinli gruplardan ve sivil komitelerden temsilciler katıldı.
Katılımcılar arasında yer alan Ahlam El Temimi (serbest bırakılan esir) tutukluluk koşullarını, gardiyanların zihniyetini, esirlerin iradesini kırmak için uygulanan baskı yöntemlerini ve koydukları şartları nasıl da zorla kabul ettirdiklerini anlattı.