Batı, Afganistan'ı kaybetti mi?

SEMİR AVAD*

Bu kesinlikle kolay bir iş olmayacak. Geçen haftalar çok uluslu güçlerin saygınlığını olumsuz etkileyen gerginliklere sahne oldu. Dolayısıyla mevzilerine yönelik saldırıların sayısı arttı. Çok uluslu askerlerden ölenlerin üçte biri Afgan güçlerine bağlı unsurlarca öldürüldü. Kur'an'ın yakılması, cinayetler, Amerikan askerlerinin Taliban ölüleri ve cesetleriyle birlikte çekilen görüntüleri Afganlıların sokaklara dökülmesine ve bu provokatif davranışları protesto etmesine yol açtı. Afganistan misyonunda en zor dönem yani çekilmeye hazırlık başladı. Bu ülkenin işgalinin üzerinden 10 yıldan fazla bir süre geçti ve ortada NATO'nun 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası El Kaide'yi bitirmek ve Taliban dönemini sonlandırmak amacıyla soyunduğu misyonunda başarılı olduğuna işaret eden hiçbir gösterge yok.

Geçen nisan ortasında Taliban, başkent Kabil de dâhil birçok kentteki cesur saldırılarıyla NATO'yu şaşırtmıştı. Afganistan-Pakistan sınırında bulunan Banu kentinde cezaevini bastılar ve eski Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'e suikast girişiminde bulunan isim de dâhil yüzlerce destekçisini serbest bıraktı. Böylelikle Taliban, karların erimesi sonrası saldırılarla güç şovu yaptı. Saldırılar NATO'daki stratejistlerin Taliban'ın askerî olarak zayıfladığını vurguladıkları ve 'bunun en belirgin kanıtlarından birinin saldırıların sayısının azalması ve doğrudan çatışmaların nadiren yaşanması olduğunu' belirttikleri bir zamanda gerçekleşti. Şu an Afganistan'da savaş ittifakı yeni bir durum karşısında.

ABD Savunma Bakanı Panetta, Afganistan'daki askerlerinin son davranışlarının Amerikan ordusunun öğretilerine ve Amerikan toplumunun değerlerine aykırı olduğunu kabul etmesine rağmen bu görüntülerin yayınlanmasının ABD ile Afgan halkı arasındaki ilişkilerin saflığını bulandırmamasını temenni etti. ABD Başkanı Barack Obama ve Savunma Bakanı Panetta'nın Los Angeles Times gazetesindeki bu korkunç görüntülerin yayımlanmasından dolayı üzüntülerini dile getirdikleri ve yayımlanmamasını yeğledikleri söyleniyor. Ancak bu durum, ABD ordusunun bu suçlarla Afganistan misyonunu daha da zorlaştırdığı ve bu misyona katılan diğer ülkeler nezdinde askerlerinin Afganistan'dan intikam saldırılarına maruz kalması endişesini körüklediği gerçeğini değiştirmez. Zira ABD askerlerinin cesetlerle olan görüntülerinin yayınlanması, Amerikan basınının bu yıl başından beri ortaya çıkardığı dördüncü skandaldır. Los Angeles Times gazetesi, ABD ordusunun bu görüntülere uzun zamandır sahip olduğuna ve kamuoyundan gizlemek istediğine işaret etti. Buradan hareketle aynı soru yöneltiliyor: Acaba ortada başka kirli suçların görüntüleri var mı? ABD Savunma Bakanı Panetta, bu suçların bireysel olduğunu belirterek, "Bu bir savaş ve ben savaşın, şiddetin hâkim olduğu iğrenç bir savaş olduğunu biliyorum. Genç askerler göz açıp kapayıncaya kadar ahmakça kararları alıyorlar." diyor. Ancak soru şu: Niçin Amerikalı bakan bunun kirli bir savaş olduğunu belirtti? Savaşın süresi uzadıkça kirliliği de artıyor.

Batı bu savaşı kazanamayacağını biliyor ancak askerî nüfuzunu devam ettirme aracını ararken Afganistan savaşını kaybetmek istemiyor. NATO tıpkı 1989'da Sovyet ordusunun gittiği gibi arkasında kendisinden nefret eden bir Afgan halkı bırakarak er ya da geç Afganistan'dan gidecek. Karamsarlar ISAF güçlerinin çekilmesinden kısa süre sonra kartların yeniden karılacağı ve Afganistan'ın savaş öncesine döneceğini iddia ediyorlar. Taliban iktidarı elinde bulunduracak ve dünya eroin üretiminin yüzde 90'ının Afganistan'dan ihraç edilmesi devam edecek.

*Katar gazetesi Raye 3 Mayıs 2012

Batı, Afganistan'ı kaybetti mi?

Mayıs ayı sonunda yapılması kararlaştırılan zirvede NATO üyesi ülkelerin liderleri ve hükümet başkanları, ISAF güçlerinin 2014 yılı sonu itibarıyla Afganistan'dan çekileceğini teyit edecekler.