Dolar

34,8934

Euro

36,7717

Altın

3.006,65

Bist

10.058,63

Afyonkarahisar'da anlamlı konuşma

AK parti Afyonkarahisar Kongresi'nde konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu topraklar üzerinde herkesinbin yıldır kardeş yaşadığını belirtirken 28 Şubat'a gelinceye kadar Türkiye'de yaşananları anlattı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-06 20:21:40

Afyonkarahisar'da anlamlı konuşma

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Bin yıldır bu mukaddes topraklar üzerinde birbiriyle kardeş gibi yaşamış, dünyanın en büyük medeniyetlerini kurmuş bir milletin çocuklarıyız; onun için muhafazakarız. En ilericiyiz, en yenilikçiyiz ama değerlerimize bağlıyız'' dedi.

Arınç, Afyonkarahisar Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Afyonkarahisar 4. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 81 ilin 60'ında kongreleri tamamladıklarını, hepsinin birbirinden başarılı, çok kalabalık, heyecanlı ve coşkulu geçtiğini kaydetti.

Genel seçimlerde, 2002'de 11 milyon 300 bin, 2007'de 16 milyon 500 bin, geçen yıl yüzde 50 oranında 21 milyon 500 bin oy aldıklarını hatırlatan Arınç, her seçimde oyunu 5,5-6 milyon artıran bir parti için kitaplar, destanlar yazılabileceğini, araştırmalar yapılıp doktora tezleri verilebileceğini ama bunların hiçbirinin önemli olmadığını bildirdi.

Arınç, bir karikatürün her şeyi özetlediğini dile getirerek, ''Bu karikatürde, Tayyip Bey babayiğit bir delikanlı. 1,85'lik boyuyla şöyle ayağa kalkmış. Karşısında süklüm püklüm duran iki kişiye sesleniyor; 'Söyleyin, hanginiz bana oy verdi?' Karşısındaki o mahcup, pişman, üzüntülü iki insandan biri Sayın Bahçeli, diğeri Sayın Kılıçdaroğlu. İşte bu kadar. Türkiye bu noktaya geldi'' diye konuştu.

-''Millet 'kaşı kara, gözü ela' diye kimseye oy vermez''-

Oylarını her seçimde artırmaları ve iktidarı devam ettirmelerinin tesadüf olmadığını ifade eden Arınç, millet ''kaşı kara, gözü ela'' diye kimseye oy vermeyeceğini anlattı.

Arınç, şöyle devam etti:

''Bu millet niçin bize oy veriyor? Bunun sırrını bilmemiz lazım. Bence Türkiye, geçmişte çok acı günler yaşadı. Sağcı solcu kavgası, Türk Kürt çekişmesi, Alevi Sünni çatışması, dindar laik çatışması gördü. İnancımıza, kıyafetimize, geleneklerimize hakaret eden dönemler yaşadık. Yurttaşlarımız arasında ayrımcılıklar yapıldı. Toplumsal barış bozuldu. Üç dört partili koalisyonlar yaşadık. Hiçbir hükümetin ömrü bir yıldan fazla olmadı. Koalisyon hükümetleri kurulur, sadece bakanlıklar paylaşılırdı. Bir kırmızı plaka daha fazla olsun diye koalisyon hükümetlerinde bakanlık pazarlıkları yapıldığını biliyoruz. Bizden önce DSP-ANAP-MHP Hükümeti vardı. 1999'dan 2002'ye kadar zor geldiler. O zaman hükümette 38 bakanlık vardı. Gübre sanayisinden, filan bankanın genel müdürlüğünden sorumlu bakanlık vardı, vardı, vardı. Neden? Çünkü Anasol-D, Anasol-M, bir sürü partiler, sadece plaka tanzimi için hükümetler. Biz geldik. 360'tan fazla milletvekilimiz vardı, 38'i 24'e düşürdük. Sonra bir Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı ekledik. Şu anda Başbakan ile birlikte sayımız 26'dır. 360'tan fazla milletvekili olan bir parti, bakanlık sayısını 38'den 26'ya düşürüyor. Geçmişte olsaydı kim bilir 20 devlet bakanlığına kaç tane daha eklerlerdi.''

-Mafya, çete ve çıkar amaçlı suç örgütleri-

Arınç, AK Parti olarak yola çıkarken millet için hizmet etmeye söz verdiklerini, ilk işlerini, ''siyasette cesur, kararlı, ilkeli olmak, millet iradesinin önünde hiçbir engel bırakmamak'' diye belirlediklerini anlattı.

O günlere gelinceye kadar milletin 27 Mayıs ve 12 Eylül'de darbeler, 12 Mart'ta muhtıra gördüğünü anımsatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''28 Şubatlara gelinceye kadar Türkiye'de gizli, açık darbecilik, cuntacılık çalışmaları olmuştu ve hükümetler asker öksürdüğü zaman şapkasını alıp kaçıyordu. Biz yola çıkarken, 'öksürmekle aksırmakla değil, tanklarıyla toplarıyla da gelseler millet iradesinin önünde hiçbir güç kabul etmiyoruz, cesur, kararlı, ilkeli olacağız' dedik. Sözümüzü tuttuk. Millet bunu sevdi. Geçmiş dönemlerde mafya, çete, çıkar amaçlı suç örgütleri vardı. Geçmiş dönemlerde hükümetle iç içe ilişkilerde kim bilir nerelerde hangi işleri yaptığına hikayeler yazılan, senaryolar düzülen adamlar vardı. Bunların aile fotoğrafında olanları millet sevmedi. Bu aile fotoğrafında olanlar yolsuzluk yapıyorlardı. Veysel Eroğlu, yanında Bülent Arınç, yanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yanında bir başkası, Abdullah Gül. Millet bizim aile fotoğrafımızı beğendi. Aile fotoğrafı olarak bunu sevdi. İçimizden bir tek yolsuzluk yapan çıkmadı. Günün 24 saatini emek vererek, alın teri dökerek, uyumayarak, koşarak, yorularak, proje ve planla milletin hizmetine koşanlarla bugüne kadar geldik, geçirdik.''

-''Haydi bir daha'' şarkısına eşlik ederken duygulandı-

Arınç, AK Parti iktidarından önce kurulan partilerin sağ, sol veya merkez eğilimli olmalarına bakıldığını ifade ederek, AK Parti'nin bu tanımlamaların dışında bir parti olduğunu dile getirdi.

Sol tarafta ortanın solu, sosyal demokrat, demokratik sol, sosyalist devrim partisi, demokratik devrim sosyalistleri, sağ tarafta ise merkez sağ, merkez sağın biraz daha yakını, liberal, liberal demokrat gibi tanımlamalar olduğunu ancak iş kendilerine veya çevrelerine çıkar sağlamaya gelince hiçbirinin yolu ve yönteminin umurlarında olmadığını savunan Arınç, şunları kaydetti:

''Bize, 'Peki siz ne olacaksınız?' dediler. Biz onlara dedik ki, 'Ne sol, ne sağ, ne ucu, ne bucağı... Böyle bir şey yok, biz onlardan değiliz. Biz muhafazakar demokratız' dedik. İnancımız, ahlakımız, aile değerlerimiz, geleneklerimiz, örf ve adetlerimiz, bin yıllık muhteşem tarihimiz, zaferlerimiz var. Bin yıldır bu mukaddes topraklar üzerinde birbiriyle kardeş gibi yaşamış, dünyanın en büyük medeniyetlerini kurmuş bir milletin çocuklarıyız; onun için muhafazakarız. En ilericiyiz, en yenilikçiyiz ama değerlerimize bağlıyız. Toplumun çekirdeği ailedir. Aileyi sağlam temeller üzerinde tutacağız. Evlatlarımız inançlı ve ahlaklı yetişecek, vatanını ve milletini sevecek, annesine babasına saygılı, kardeşlerine karşı şefkatli ve sevgili olacak. Birbirimize selam vereceğiz. Ayrımcılık yapmayacağız. Toplumun renkleriyle birlikte olacağız. Cenazesinde, düğününde olacağız, beraber halay çekeceğiz, beraber horon tepeceğiz.''

Arınç, daha sonra, AK Parti'nin geçen yılki seçim şarkılarından olan ''Haydi bir daha'' diye başlayan parçanın çalınmasını isteyerek, bir süre şarkıya eşlik etti.

Bu şarkının partisine en az yüzde 5 puan fazla oy kazandırdığını ifade edip duygulandığı gözlenen Arınç, ''AK Parti'ye hiç oy vermemeye adeta kararlı olan yüzlerce insan tanıdım. 'Benim yüreğime dokundu bu, benim kalbimden geçen de bu' dedi, duygulandı. İnsanlar genci, yaşlısı, kadını, erkeğiyle bunu yüreklerinde hissetti. Tam damardan yakalamışız milleti'' ifadelerini kullandı.

Arınç, Diyarbakır'ın asıl kimliğinin Müslümanlık olduğunu, kentin 639 yılında Müslümanlar tarafından fethedildiğini bildirerek, ''Hazreti Peygamber'i anacağız'' denildiğinde anında 200 bin kişinin Diyarbakır sokaklarında toplandığını ifade etti.

''Siz bakmayın PKK'nın, terörün, örgütün tehdit baskı şantajla yaptıklarına. Milletin gönlünde Peygamber sevgisi, İslam duygusu var'' diyen Arınç, millet hangi değerlere inanıyorsa, kendilerinin de o değerlere inandıklarını vurguladı.

Arınç, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Şeyh Edebali neyse Alparslan'dan bu yana bu toprakların manevi fatihleri ne söylemişse kendilerinin de onu söylediklerine işaret ederek, 10 yıldır milletin dediğinin olduğunu söyledi.
 

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara