Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

1 Mayıs'ı, devlet çetesi yaptı

34 kişinin hayatını kaybettiği 'kanlı 1 Mayıs' olaylarının faillerinin ortaya çıkarılması için otuz dört yıldır hukuk mücadelesi veren Rasim Öz, olayların yaşandığı Taksim Meydanı'nda Cihan Haber Ajansı'na konuştu.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-06 07:35:31

1 Mayıs'ı, devlet çetesi yaptı
Gazeteci Halil Berktay'ın "Ateş açıldığı palavra." açıklamasını eleştiren Öz, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı: "1977'de '1 Mayıs'ta katliam olacaktır, insanlar katledilecektir, mağazalar tarumar edilecektir.' diye burjuva basınında sürekli bir kampanya başlatıldı. Katılımı engellemeyi amaçlıyordu bu. Buna rağmen 1 Mayıs 1977'de buraya 500 bini aşkın insan geldi. Başlangıçta Tarlabaşı girişinde ufak bir tartışma oldu. Maocu gruplardı.

Doğu Perinçek'in başında olduğu Aydınlık grubu, kendi dergilerinde gazetelerinde 'gitmeyin' çağrısı yaptı. 'Biz gitmeyeceğiz.' dediler. Diğer Maocu gruplar katıldı. Gittim, aralarına girdim ve dedim ki: 'Alan dolu arkadaşlar, sizi burada ağırlayalım.' Öylece bitti. Yani şimdi Berktay diyor ki; 'çatışma oldu' falan. Hayır; çatışma dediği oradaki tartışmaydı. Berktay çarpıtıyor. Tartışmayı da önledik, hiçbir olay olmadı, o da toplantı başlamadan oldu."

DİSK Başkanı Kemal Türkler'in konuştuğu sırada aynı kürsüde olduğunu söyleyen Rasim Öz, konuşma anında çekim yaptığını belirtiyor. 14.30 sularında, Türkler'in konuşmasını bitirmek üzere olduğu dakikalarda silah seslerinin duyulduğunu kaydeden Öz, o andan sonra yaşananları şöyle anlatıyor: "Tarlabaşı istikametindeki yerden bir el silah sesi geldi. Onun arkasından Sular İdaresi üstünden ve otelin balkonlu yerinden, alanın her tarafından topluluğun kendisini hedef alarak değil, panik yaratmak için ateş başladı. Ateş edenleri gördüm, çekim de yaptım.

Tamamını çekemedim, çünkü filmim bitti. İnsanlar yerlere yatmışlar. Polis panzerleri acı acı siren çalarak, olayı yaratanları yakalamak yerine topluluğun üzerine gidiyorlar, ses ve sis bombası atıyorlardı. Siren çalarak paniği artırmaya çalışıyorlardı. O panikle de insanlar kaçışıyorlardı. Kazancı Yokuşu'na doğru daha çok bir yönelim oldu. Ölen 34 kişinin 29'u orada ezilerek ölmüştü. 5 kişi de silahla vuruldu."

Polislerin ateş açılan yerleri günler öncesinden boşalttığına dikkat çeken Rasim Öz, meydana bakan bir otelde Amerikan ajanlarının kaldığını iddia ediyor. Öz, şöyle konuşuyor: "Emin konuşuyorum, görüntülerini ve adlarını da mahkemeye verdim. Çünkü otelin çalışanları bizim sendikaya üyeydiler. Amerikalılar, olaydan dört gün önce yerleşmişler. Dört kişiydiler ve olay başladıktan sonra bir arabaya binip Gümüşsuyu istikametine götürülerek yurtdışına kaçırılıyorlar. Sular İdaresi'nin üzerinde resmî polisler vardı. Uzun namlulu silahlarla duruyorlardı. Continental Oteli'ne bilirkişi heyetiyle gittik. Diyorlar ki: 'Bu pencerelerden yapılan atışlar içerden dışarıya yapılan atışlardır.' Zaten polis 5 gün öncesinden bütün alanın binalarını boşalttı. İçine kendisi girdi. Ve ateş edilen yerler onların 'boşalttık, biz güvenliği aldık' dediği yerlerden yapıldı. Yani, polis aslında bu işi yaptı; devlet yaptı. O günkü bugünkü değişmedi, devlet içindeki devlet çetesi vardır. O karanlık güçlerdir."

'ERGENEKON ZİHNİYETİ DEVAM EDEGELDİ'

Ergenekon soruşturmalarıyla gün yüzüne çıkan zihniyetle 1 Mayıs'ta yaşanan olayların ardındaki zihniyetin aynı olduğunu söyleyen Rasim Öz, "Ergenekon zihniyeti devam edegeldi. Aynı zihniyet. Belki kişiler değişti ama o anlayış, o grubun eylemleri, tavırları hiç değişmedi. Daha da pekişerek sürdü. O günün provokasyon yapanları, tertipçileri çeteleri bugüne kadar devam edegeldi. Hiçbir zaman onlar su yüzüne çıkarılıp hesap sorulmadı. Umut verici diyorum ama Ergenekon soruşturmasında sonuna kadar gideceklerine emin değilim. Bu yeni operasyonlarla devam eder, üzerine gerçek anlamda gidilirse bütün bu sır kalan, üstü örtülen cinayetler, her türlü provokasyon su yüzüne çıkarılacaktır ve hesap sorulacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Haber Ara